Eğitim alanında yaşanan gelişmeleri 2007’den beri izleyen Eğitim Reformu Girişimi’nin hazırladığı “Eğitim İzleme Raporu 2024” yayınlandı. Raporda, son yıllarda yaşanan çoklu krizlerin eğitim sistemi üzerindeki kısa, orta ve uzun vadeli etkileri birçok açıdan ele alındı. Türkiye’de eğitim dışındaki çocuk sayısı, MEB tarafından paylaşılan yaşa göre net okullulaşma oranları ve Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından paylaşılan çağ nüfusu verisi kullanılarak hesaplanıyor. 2023-24 eğitim öğretim yılında bu verilerle hesaplanma yapıldığında, zorunlu eğitim çağında olan Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı çocukların yüzde 3,9’unun, yani 612 bin 814 çocuğun eğitim dışında olduğu hesaplandı. Bu çocukların yüzde 53,6’sını oğlan, yüzde 46,4’ünü kız çocuklar oluşturuyor. Eğitim dışındaki çocukların sayısına yaş gruplarına göre bakıldığında, en büyük grubun yüzde 73,9’la 14-17 yaş aralığı olduğu görülüyor. Yaşa göre eğitim dışındaki çocuk oranları da sorunun özellikle 15 yaştan sonra arttığını, bu yaştan itibaren en az her 20 çocuktan birinin eğitim dışında olduğunu gösteriyor. Ayrıca, 2023-24’te 15, 16 ve 17 yaştaki eğitim dışındaki çocuk oranı önceki yıldaki seviyenin üstüne çıktı. Türkiye’de 16 yaşındaki her 10 çocuktan biri, 17 yaşındakilerde ise her yedi çocuktan biri eğitim dışında yer alıyor.
DERSLİK SAYILARI AZALDI
Eğitim ortamlarına ilişkin en temel göstergelerden birini derslik sayıları oluşturuyor. 2023-24 eğitim-öğretim yılında toplam derslik sayısı yüzde 1,2 oranında azalarak 742 bin 829’a düştü. Bu azalma, resmi kurumlarda yüzde 0,8 oranında gerçekleşirken özel öğretim kurumlarında yüzde 2,6 oldu. Kademelere göre incelendiğinde, en büyük düşüşün 5 bin 635 derslikle ortaöğretimde olduğu görülüyor.
2015 yılında yayımlanan Eğitim Yapıları Asgari Tasarım Standartları’nda dersliklerin 30 öğrenci kapasitesine göre planlanması gerektiği belirtilirken, MEB 2024-2028 Stratejik Planı’nda da şubeler için 30 öğrenci hedefi konuldu. Buna göre 30’un üzerinde öğrencisi olan şube sayısının azalması hedeflendi. Raporda paylaşan bilgilere göre ilkokulda öğrenci sayısı 30’dan fazla olan şube oranı yüzde 23,6, ortaokulda ise yüzde 23,2 olduğu görülüyor. Bu durum, ilköğretimde neredeyse her dört şubeden birinde öğrenci sayısının 30’un üzerinde olduğu anlamına geliyor.
EĞİTİM HARCAMALARINDA UÇURUM VAR
Türkiye’de eğitim harcamalarının önemli bir bölümü kamu kaynakları tarafından finanse edilse de hanehalkı eğitim harcamalarının tüm eğitim harcamalarına oranı sıralamasında Türkiye, OECD ülkeleri arasında Kolombiya ve Şili’nin ardından yüzde 15’le Macaristan’la birlikte üçüncü sırada yer alıyor. Türkiye’de bireysel eğitim harcamaları gelire göre yüzde 20’lik gruplara göre değerlendirildiğinde, en düşük yüzde 20’lik gelir kesiminde yer alanlar tüm hanehalkı eğitim harcamalarının yalnızca yüzde 1,5’ini gerçekleştirirken orta sınıf olarak adlandırılan ve üçüncü yüzde 20’lik kesimde yer alan haneler tüm harcamaların yüzde 11,3’ünü, en üst yüzde 20’lik dilimde yer alan haneler ise tüm eğitim harcamalarının yüzde 63,1’ini yapıyor. Eğitim harcamalarına paralel bir şekilde; eğlence, spor ve kültür harcamalarında da gelir grubunun etkisi doğrudan görülüyor.
EĞİTİME KARŞI İSTEKSİZLİK BÜYÜYOR
Raporda gerek ortaöğretim gerekse üniversite eğitiminden ayrılan öğrenci sayısının her geçen yıl arttığı da kaydedildi. Eğitime karşı isteksizlikte, eğitim için gerekli masraflarda görülen artışın ve eğitimin sağlayabileceği kazanımlarda yaşanan düşüşün etkisi olduğu paylaşıldı. Türkiye’de üniversite eğitimini tamamlamadan üniversiteden ayrılan öğrenci sayısı, son beş yılda ciddi bir artış gösterdi. 2015’te yalnızca 98 bin öğrenci mezun olmadan üniversiteden ayrılırken, bu sayı 2018’de 306 bin, 2019’da 538 bin, 2020’de 384 bin, 2021’de 339 bin ve 2022’de 390 bin oldu. Son beş yılda 1 milyon 957 bin öğrenci başladığı üniversite eğitimini tamamlamadan bıraktı.
Taşımalı eğitim programı kapsamında öğrencilere ücretsiz okul yemeği verilse de bu uygulamanın tüm öğrencileri kapsamadığı ifade edilen raporda 2023-24 verilerine göre resmî kurumlardaki öğrencilerin yüzde 81,7’sinin okul yemeği hizmetlerine erişemediği ifade edildi. Temel becerilerin kazandırılması ise Türkiye’de eğitimde niteliğin izlenmesi açısından önemli bir gösterge olarak ele alınıyor. PISA 2022 sonuçları, Türkiye’deki 15 yaş grubu öğrencilerin önemli bir kısmının okuma, matematik ve fen alanlarında temel yeterliklerin altında olduğunu ortaya koyuyor.