“Afet gerçeği göz ardı ediliyor!”

Kaçak yapıların imar ve iskân sorunun çözülmesi için imar affı tekrar gündemde. Kanun değişikliği teklifinin geri çekilmesini isteyen TMMOB Şehir Plancıları Odası, yaptığı açıklamada “Güçlendirme dahi yapılmamış yapıların yasallaştırılması, olası bir depremde ülkemizi yeniden geri dönülemez hasarlarla karşı karşıya bırakacaktır” uyarısında bulundu

27 Ekim 2022 - 10:17

Her seçim öncesinde gündeme gelen imar affı yeniden konuşulmaya başlandı. 2018 yılında çıkarılan ve 31 Aralık 2017'den önce yapılmış kaçak yapıların imar ve iskân sorununun çözülmesi amacıyla yapılan imar barışı bir kez daha meclis gündeminde yerini alacak. BBP Genel Başkanı ve Ankara Milletvekili Mustafa Destici tarafından TBMM’ye sunulan yasa teklifi 11 Ekim 2022 tarihinde Bayındırlık, İmar, Ulaştırma ve Turizm Komisyonu’na geldi.

Teklif gerekçesinde şu ifadelerde verildi: "Yüzbinlerce vatandaşımız ve binlerce aile iptal edilen yapı kayıt belgeleri neticesinde; idari para cezaları, yıkım kararları ve haklarında açılan ceza davaları sebebiyle telafisi güç mağduriyetler yaşamaktadırlar. Barınma ihtiyacını karşılamak üzere özel mülkiyetler üzerine yapılmış ve yapı kayıt belgesi almış, bir kısım yapı kayıt belgesi iptal olmuş ve iptal olma aşamasında olan yapılar; kamu zararı, iskan ve imar yönünden incelenmek sureti ile yapı sahiplerinin yaşadıkları mağduriyetlerin giderilmesi amaçlanmaktadır.”

Destici tarafından sunulan kanun teklifiyle 30 Temmuz 2022 tarihinden önce ruhsatsız ve ruhsat eklerine aykırı yapılmış yapılar için imar barışı düzenlemesi uygulanması istendi. 3194 Sayılı İmar Kanunu’nun Geçici 16. Maddesi’nde yapılacak değişiklikle imar barışı düzenlemesinin ardından yapı kayıt belgesi bedelinin 31 Aralık 2022 tarihine kadar ödenecek şekilde belirlenmesi teklif edildi.

Son olarak 2018 yılında, 31 Aralık 2017'den önce yapılmış, ruhsatsız ya da ruhsata aykırı yapıların imar sorununun çözülmesi amacıyla imar barışı düzenlemesi hayata geçirilmişti. Bu uygulamadan 10 milyonu aşkın kişi yararlandı ve yapı kayıt belgesi bedeli olarak da 16 milyar lira toplandı. İstanbul’da 1 milyon 747 bin 447 yapı için yeni kayıt belgesi verildi

“YAŞAM KALİTESİ BOZULUYOR”

TMMOB Şehir Plancıları Odası tarafından konuyla ilgili yazılı bir açıklama yayınlandı. “Kısa vadeli, popülist seçim kaygıları üzerinden hayata geçirilen imar afları neticesinde kentlerimizde yaşam kalitesi giderek bozulmaktadır.” ifadelerinin yer verildiği açıklamada, “Ülkemizde seçimler öncesi bir gelenek haline gelen af tartışmaları yeniden gündeme gelmiş; bir kez daha ‘imar affı’ da bu tartışmalar içerisindeki yerini almıştır. Bugüne kadar kent toprağı üzerinde kısa vadeli seçim kaygıları nedeniyle hayata geçirilen imar afları sınırlı sayıda kişiye yönelik umut yaratırken, geniş kitlelerin uzun vadede yaşamlarını ise etik, ahlaki, fiziki ve ekonomik açıdan olumsuz şekilde etkilemektedir.” denildi.

ŞPO’nun açıklamasında her imar affı uygulamasından sonra orman ve tarım alanlarının daha fazla zarar gördüğü vurgulanarak şöyle devam edildi: “Yinelenen imar afları nedeniyle mevzuata aykırı şekilde yapılmış yapılar, yaşanan doğa olaylarını birer afete dönüştürmekte ve yüzlerce vatandaşımızın ölümüne sebep olmakta, maddi ve manevi açıdan telafisi mümkün olmayan yıkımlar yaratmaktadır. Her imar affı sonrasında orman ve tarım alanlarımızla birlikte doğal karakteri, kültürel ve tarihi kimliği korunacak alanlarımız azalmakta ve zarar görmekte, kentlerimiz her geçen gün yaşaması daha zor alanlar haline dönüşmektedir. Etik ve ahlaki açıdan değerlendirildiğinde ise imar afları toplumumuzda her geçen gün yıpratılan adalet duygusunun bir kez daha zedelenmesine sebep olmaktadır. Toplumumuzda yoksulluk artmış ve geniş kitleler artık açlıkla mücadele eder duruma gelmişken, imar aflarıyla bir avuç kesimin sebepsiz zenginleşmesinin önü açılmaktadır. Mevcut kanun ve yönetmeliklere aykırı şekilde yapı yapmış kitlelerin kamu arazileri üzerinde yarattıkları yıkım ve tahribat görmezden gelinmekte, zamanında hukuka aykırı tavır içerisinde bulunan kitleler açık şekilde ödüllendirilmektedir. Toplumumuzun yüksek bir oranı açlıkla mücadele ederken, yarattıkları hukuksuzluk karşısında belirli kesimlerin ödüllendirilmesi toplumumuzda kuşaklar boyunca devam edecek adaletsizlik duygusunun yerleşmesine sebep olmaktadır. Hayata geçirilen her imar affı, emeğiyle geçinen ve bugüne kadar kanun ve yönetmeliklere uygun şekilde hareket etmiş geniş toplum kesimlerinin adalete ve kanunlara olan güvenini sarsmaktadır.”

AFET GERÇEĞİ GÖZ ARDI EDİLİYOR!

“Afetler ülkesi gerçeği göz ardı edilerek fen ve sağlık kurallarına uymayan, imar planlarına aykırı sağlıklı olmayan yapılarla birlikte güçlendirme dahi yapılmamış yapıların yasallaştırılması, olası bir depremde ülkemizi yeniden geri dönülemez hasarlarla karşı karşıya bırakacaktır.” uyarısının da yapıldığı açıklamada, “Bu durum başlı başına planlı kentleşme politikasının altını oyan ve toplumda mevzuata, yasalara uygun hareket eden yurttaşları mağdur eden bir sonuç yaratmaktadır. İmar aflarının, özünde kamusal alanların yağmalanması anlamına geldiği, geçmişte hukuka aykırı şekilde yapılmış yapıların affedilmesiyle hem kentsel yaşamın kalitesinde düşüş yaşandığı, hem de doğal afetlerde yüreklerimizi yakan can ve mal kayıplarını artıran sonuçlar yarattığı ortadadır. Açıklanan tüm bu gerekçelerle TBMM`ye sunulan ilgili Kanun Değişikliği Teklifi`nin geri çekilmesini veya Genel Kurul`a geldiği takdirde toplumsal refahı gözeterek ilgili tüm siyasi parti temsilcileri tarafından reddedilmesini talep ediyoruz.” ifadelerine yer verildi.


ARŞİV