"Afetlerde yaşlıları gözetmeliyiz"

Deprem vurduğunda yaşlı gözetmiyor, yaraları sararken biz gözetmek zorundayız.”diyen 65+ Yaşlı Hakları Derneği, deprem bölgesindeki yaşlılara destek için neler yapılabileceği hakkında bilgi verdi, gözlemlerini paylaştı

24 Mart 2023 - 08:12

Deprem herkeste ağır yaralar açıyor fakat yaşlılar, engelli ve çocuklar gibi kırılgan bir kesim için çok daha zorlu. Depremin hemen ardından harekete geçen 65+ Yaşlı Hakları Derneği, 23-24 Şubat’ta Adıyaman, Kahramanmaraş ve Malatya, 3-5 Mart’ta da Gaziantep ve Hatay başta olmak üzere deprem afetinin yaşandığı illere saha ziyareti gerçekleştirdi.

“Deprem vurduğunda yaşlı gözetmiyor, yaraları sararken biz gözetmek zorundayız.” açıklaması yapan 65+ Yaşlı Hakları Derneği, afetlerden sonra yaşlılar için neler yapılması gerektiğine ilişkin ilettiğimiz sorularımızı yanıtladı.

“PLANDA YAŞLI TERİMİ YOK”

* Deprem, afet, salgın gibi durumlarda yaşlılar en son akla gelenler oluyor. Öncelikle bunun nedeninden başlamak isterim. Neden bir afet vb durumda yaşlılar ve onların yaşayabileceği güçlükler aklımıza gelmiyor. Bu yaş ayrımcılığı mı?

Yaş ayrımcılığı, hem de en çıplak şekliye. Ülkemizde afet ve acil durumlarla ilgili temel mevzuatta “yaşlı” ifadesi tek bir kere yer alıyor. AFAD tarafindan hazırlanmış olan Türkiye Afet Müdahale Planı’nda, yaşlı terimi hiç yok. Kısacası, Covid pandemisi Türkiye’de yaşlıların da olduğunun, yaşadığının anlaşıldığı dönem oldu, 6 Şubat depremi de, yaşlıların afet hazırlıklarına dahil edilmesi gerektiğinin anlaşılacağı dönem olacak diye düşünüyoruz.

* Derneğinizin deprem bölgesinde yaptığı gözlemler neler? Deprem bölgesinde nelerle karşılaştınız? 65 yaş üstü bireyler depremden nasıl etkilendi?

Depremin neden olduğu afet ortamı görece edilgen yaşlı bireyleri derinden etkiliyor. Yaşlanma sürecinin en belirgin özelliklerinden biri ‘bir konfor alanı geliştirip, alıştığı düzeni fazla değiştirmeden yaşamı sürdürme çabası’dır. Deprem bu ‘konfor alanı’nı, bazen mekanlara, bazen insan ilişkilerine salınan kökleri yok ediyor.

* Yaşlı afetzedelerin, genç afetzedelere göre dezavantajları neler?

Yaşlı afetzedenin eğer bir sağlık sorunu ve buna bağlı bir kısıtlılığı yoksa sadece yaş nedeniyle afet halinde gençlere kıyasla bir dezavantajı yok. Hatta yaşam deneyiminden gelen bir donanımı, sorunlarla baş etme, sistem kurma, kriz çözme kapasitesi daha fazla bile olabilir, yani avantajlı olduğu düşünülebilir. Yaşlıyı hasta, edilgen, muhtaç görmemek gerekir. Ancak bir hastalık nedeniyle bakım ihtiyacı, fiziksel kısıtları, mekansal gereklilikler, tıbbi gereksinimler varsa bu sebeplerle bazı ihtiyaçlarının afet durumunda karşılanması daha zor olacağı için daha mağdur olabilir. Özellikle de kullandığı ilaç, gözlük, işitme cihazı, yürüteç, tekerlekli sandalye gibi gereçlerden, temel hijyen ürünlerinden mahrum kaldıysa. Yeterli hazırlığı olmayan, kurtarılma ve tahliye nedeniyle ilaca ulaşamadığı için tedavi dozunu alamayan kronik hastalığa sahip yaşlı bireylerin hastalıkları ağırlaşması da sözkonusu olabilir.

“YAŞLILAR İÇİN WC YOK”

* Deprem bölgesindeki 65 yaş üstü bireylerin ne gibi ihtiyaçları var?

Şu anda acil, yaşamsal ihtiyaçlar ön planda. Kurulan çadır kamplarda, konteyner kentlerde yaşlıların, özellikle de hareket kısıtı olan yaşlıların kullanabileceği WC ve duş neredeyse hiç yok. Sahra mutfaklarında uzun kuyruklarda sıra beklemek pek çok yaşlı için çok zor, bunu sorun etmek ise kendilerine yakıştıramayacakları bir durum. Pek çok yerde, şeker, tansiyon gibi sorunları olan kişilere uygun bir beslenme düzeni olmuyor. Yaşlı altbezi gibi temel hijyenik ihtiyaçlar ilk anlarda düşünülmedi. Şu anda öncelik hijyen malzemesi, alt bezi ve külot. Yaşlıların, hareket kısıtlı olanların rahat kullanabileceği, içine onlara yardım edecek bir kişinin de girebileceği büyüklükte WC ve duş kabinleri için biz dernek olarak Ankara merkezli Practical Storage firmasıyla birlikte çalışarak bu kabinlerin tasarımını yaptırdık, hızlı üretime hazır hale getirdik. İlk elde, Adıyaman, Hatay ve Kahramanmaraş’ta üçer konteyner kentte 18 ünitenin kurulumunu yapıyoruz. Ve bunun konteyner kent kuran bütün kuruluşlara örnek olmasını diliyoruz.

* Özellikle yalnız yaşayan yaşlıların afetler açısından korunmasız ve savunmasız kalma olasılıkları artıyor. Afet sonrası barınma ve sağlık koşulları nasıl sağlanmalı?

Dernek olarak, geçici barınma alanları planlanırken, yaşlılar ve yaşlılara benzer ihtiyaçları olan engelliler için  yüzde 10 kontenjan ayrılmasını savunuyoruz. Özellikle konteynerlerin yüzde 10’nun fiziki kısıtlılıkları olan depremzedelere uygun tasarlanmalı, en basitinden kapıların tekerlekli sandalye geçecek kadar geniş olması gerekiyor.

Psiko-sosyal destek faaliyetleri düzenlenirken yaşlıların durumları dikkate alınmalı. Pek çok yaşlı, bulunduğu yerden kalkıp psiko-sosyal destek merkezine gidemiyor, ya da gitmiyor. Desteğin onlara gelmesi gerek.

Yaşlılar sıkıntı duyduklarını, ruhsal hastalıkları olabileceğini kabullenmekte zorlanabiliyorlar. Yardım kabul etmekte dirençli olabiliyorlar. Bu bazen yardımı “bağış/hayır” olarak görmeleri ve bunu acizlik saymaları nedeniyle, bazen de kendilerine yapılan yardımla daha çok ihtiyacı olan başkalarının önüne geçmekten çekindikleri için oluyor. Bunları bilerek hareket etmek gerekiyor.

* Demans, Alzheimer gibi hastalıkları yaşayan bireyler için ne gibi etkileri var? Bu hastalıkların evre atlamasını tetikler mi?

Demans hastalarının, hastalığın evresine göre değişmekle birlikte, olabildiğince korunaklı bir rutin içinde yaşamaları, uyku, beslenme, ilaç düzenlerinin aksamaması hastalık sürecinin iyi idare edilmesi için elzemdir. Ancak afet koşulları tüm yaşam düzeninin herkes için bozulduğu koşullar. Afet koşullarında demanslılar sadece birinci derecede afetzede olarak olumsuz etkilenmezler, asıl onlara destek veren, düzen sağlayan, bakım veren kişilerin destek kapasitelerinin azalması hatta yok olması ile daha da mağdur olurlar.

Aslında demans hastasına afette destek vermenin birinci basamağı ona destek veren kişilere ve kurumlara destek vermektir. Önce bakana destek, ardından beslenme, hijyen, uyku, ilaç düzeni ve önceki yaşam koşulları ile kıyaslanabilir sosyal etkileşime ilk fırsatta kavuşması demans hastasının afet sürecinde daha büyük yıkımdan, hastalığın hızla ilerlemesinden korunmak için izlenecek yol olmalıdır.

“İSTEKLERİNE KULAK VERİLMELİ”

* Deprem bölgesindeki yaşlılara destek olurken nelere dikkat edilmesi gerekir?

Bizim kültürümüzde yaşlı bireylerin en çok dua ettikleri konu elden ayaktan düşmemek ve birine muhtaç olmamaktır. Bu nedenlerle, mümkün olan en üst düzeyde bağımsız ve işlevsel kalmalarını sağlamak travmanın etkisini daha hızlı atlatmalarına yardımcı olacaktır.

Günlük yaşam aktiviteleri sürdürmelerine, başta akranları, sosyal gruplar içinde kalmalarına yardımcı olunması çok önemli. Ayrıca bağımsız yapabilecekleri, örneğin çocukların izlenmesi, çadırın derlenip-toplanması, gözetimi, ya da konteyner kentte basit gözetim işlerinin yapılması gibi görevler verilmesi çok iyi olur. Bu bireylerin varlıklarının kıymetli olduğunu hissetmelerinin sağlanması önemlidir. Kendi kararlarını vermelerinin, yani optimal düzeyde işlevsel kalmalarının teşvik edilmesi gerekir.

* Deprem sonrasında başka illere de göçler oldu, değişimle başa çıkmaya çalışan yaşlılar için neler yapılabilir?

Aslında temel olan yaşlıların neler istediklerine kulak vermek. O zaman ne yapılabileceği büyük ölçekte ortaya çıkıyor zaten. Örneğin, İstanbul’da bir KYK yurdunda kalanları ziyaret ettik. Şu anda, fazlasıyla “geçici sığınmacı” hali içindeler. Kentte nasıl dolaşabileceklerini bile bilmiyorlar. “Keşke belediye otobüs turu düzenlese de görsek İstanbul’u” diyorlar.

“HAZIRLIK EVDE BAŞLAMALI”

* Yaşlıların afet durumlarında zarar görmesini azaltmak için nelere dikkat etmek gerekir? Yaşlı dostu bir afet planı nasıl olmalı?

Deprem, sel gibi doğal, orman yangını, kuraklık, çölleşme gibi ekolojik afetler vurduğunda yaşlı diye bir ayrım gözetmiyor. Ama bizler bu afetlerin yaralarını sararken yaşlıyı gözetmeliyiz.

Deprem hazırlıklıkları yaşlı bireyler için de herkes için olduğu gibi evde başlamalıdır. Evde hazırlık, duvara monte edilmiş de olsa, ağır eşyaları yataklardan ve kanepelerden uzaklaştırmayı, kitaplık gibi uzun armatürleri duvara sabitlemeyi ve benzeri önlemleri içerir. Afet öncesi hazırlıklar yapılırken, standart önerilere ek olarak, yaşlılara özel bir afet çantası oluşturulmalıdır. Özellikle bir haftalık ilaç ve mutlaka ilaç listesi bunun içinde olmalıdır. Devamında, yaşlılara değişik senaryolarla deprem anında yapılabileceklerini, onlara ulaşabilecek mecralardan anlatmamız gerekecektir. Örneğin sadece dijital mecradan yapılan bir bilinçlendirme kampanyasının yaşlılara ulaşma şansı çok daha düşüktür, bunu öngörmemiz gerekir.

Yaşlıların belirli alt grupları çeşitli nedenlerle diğerlerinden daha savunmasızdır: Bazıları tehlikelerden uzaklaşmak veya gerekli yardımı almak için diğerlerine bağımlıdır, diğerleri ise topluluk kaynaklarına kolay erişime sahip değildir. Yine, bazılarının tahliye bildirimlerini duymalarını veya bunlara uymalarını, yerel makamlar tarafından belirtilen güvenlik talimatlarını tam olarak anlamalarını ve uygulamalarını engelleyen durumları vardır.

Fiziksel veya bilişsel engelli yaşlılar, savunmasız veya dezavantajlı olan nüfus alt grupları arasında yer alacaklardır. Bu nedenle tüm afet hazırlık planlarında yaşlı bireyler için özelleştirilmiş öneriler ve uygulamalar geliştirilmelidir. Uygulamalar, korunma ve hazırlık önerilerinden başlayarak afet sonrasında erken dönem ve geç dönem rehabilitasyon hizmetlerini de kapsamalıdır. Her bir bölgede yaşlı nüfus oranı yeniden gözden geçirilerek afet hazırlıklarında mali açıdan da bu grubun ilave ihtiyaçları göz önünde bulundurulmalıdır.

“BİLGİLERİ GÜNCELLENMELİDİR”

Özellikle öncelikli olan, olası bir afet durumunda zarar görebilecek olan yaşlı bireylerin, çeşitli kurumlarda dağınık halde bulunan bilgilerinin veri koruma ve paylaşma ilkelerine uyularak kayıt altına alınması ve güncellenmesidir. Böylece risk altındaki kırılgan nüfusun tespit edilmesi mümkün olabilir.

* Sadece deprem bölgesinde olanlar değil, hepimiz bu süreçten derinden etkilendik ve toplumsal bir travma yaşıyoruz. Yaşlı bireylerde bu travma sanırım daha ağır. Onlar için nelere dikkat etmeliyiz?

Evde, televizyon karşısında deprem haberlerini seyreden yaşlı için, psikolojik yükü artıran en önemli unsur, elinden bir şey gelmeden izleme halidir. Yaşlı bireylerin üzüntüleri bir çözüme, desteğe dahil olamayıp dışarıda kalırlarsa artıyor. Bu kişileri, haber izledikleri kanalları kısıtlayıp, yalancı bir normalleşmeye davet etmek yerine, ellerinden ne geliyorsa afetzedelere destek olabilecek sistemlere dahil etmek en yararlı çözüm olacaktır. Bu depremzede çocuklara bere örmekten tutun, nakit veya ayni yardım yapmaya çeşitli şekillerde hayata geçebilir.

Kendilerinden gençlerin, çocukların öldüğünü, “sıralı ölüm” değil de sırayı bozan kayıplar yaşandığını gören bazı yaşlılar ise bir suçluluk duygusuna kapılabiliyorlar. Yasın bu çeşidi ile baş etmek çok daha zor. Öte yandan, birçok yaşlı yas karşısında daha tevekkülle davranıp, geçmiş acıların, iyileşen yaraların hafızasıyla büyük travmaları daha genç kuşaklara göre daha hızlı çözümleyebiliyor. Bu durumda onların yol göstericiliğine ihtiyacımızı belirtmek, kuşaklararası dayanışmayı besleyen ve toplumsal iyileşmeyi hızlandıran bir yol olacaktır. 

 

 

ARŞİV