Aile içi şiddetin önlenmesi projesi Kadıköy'deydi

‘Aile içi şiddetin önlenmesi ve sağlıklı iletişim’ projesinin ikinci etkinliği, Kadıköy Belediye Başkanlığı Brifing Salonu’nda yapıldı.

02 Mayıs 2011 - 10:27

‘Aile içi şiddetin önlenmesi ve sağlıklı iletişim’ projesinin ikinci etkinliği, Kadıköy Belediye Başkanlığı Brifing Salonu’nda yapıldı.

Dünya Umut Kadınları Derneği, Türkiye Gezginler Derneği ile Riccon Akademi’nin ortaklaşa düzenledikleri ‘Aile içi şiddetin önlenmesi ve sağlıklı iletişim’ projesi çerçevesinde gerçekleştirilen ikinci etkinliğin adresi Kadıköy Belediyesi’ydi. Kadıköy Belediye Başkanlığı Brifing Salonu’nda gerçekleşen etkinliğin konu başlıklarını ‘Aile içi şiddet ve şiddete karşı korunma’, ‘Dünya için bir şey yap’ ile ‘Şiddet yerine şefkat’ temaları oluşturdu. ‘Aile içi şiddet ve şiddete karşı korunma’ başlığı altında Dünya Umut Kadınları Derneği Başkanı Marziye İlhan, şiddetin insan hakkı ihlali ve insan onuruna bir saldırı olduğunun altını çizdi, “Güçlü olan zayıfa şiddet uyguluyor. Özellikle kadınlar, şiddetin odağında yer alıyor. Kadına yönelik şiddet hiçbir yönetimde çözülmedi. Kadınlar ikinci sınıf vatandaş olarak görülmeye devam ettiği sürece şiddet ortadan kalkmayacaktır. Kadınların, yaşlıların, çocukların ve engellilerin şiddete karşı dayanışması gerekiyor” dedi.


‘KADINLARIN YÜZDE 80’i ŞİDDET ORTAMINDA YAŞIYOR’
Aile içi şiddet denildiğinde fiziksel, cinsel, psikolojik ve ekonomik şiddetin algılanlaması gerektiğine işaret eden Marziye İlhan, sözlerine şu şekilde devam etti: “Mor Çatı Kadın Sığınağı Vakfı’nın 1990 ile 1996 yılları arasında yaptığı araştırmaya göre bin 259 kadının yüzde 80 şiddet ortamında yaşıyor. Yüzde 68 de eşlerinin şiddetine maruz kalıyor. Şiddete karşı kadınlar olarak, temel haklarımızı bilerek, kişisel gelişimimizi sağlayarak ve ekonomik özgürlüğümüzü elde ederek dur diyebiliriz.” ‘Dünya için bir şey yap’ konu başlığı çerçevesinde Türkiye Gezginler Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Prof.Dr. Orhan Kural da televizyonlarda birçok programın şiddet içerikli olduğunu vurguladı, “Porgramlardan özellikle çocuklar çok kötü etkileniyor. Yemek yarışması adı altında düzenlenen programdaki yemekler çöplere atılıyor. O yemekleri bulamayıp, akşam aç yatan birçok insan var. İşte bu da şiddetin başka bir boyutudur” dedi. “Avcıları sevmiyorum” diyen Prof.Dr. Orhan Kural, av yasağına dikkat çekip, kürkler için hayvanların nasıl öldürüldüğünü gösteren bir film de izletip, sözlerine şu bilgileri ekledi: “Hayvanları oyuncak olarak evinize almayın. Kürk giyinmeyin. Sirklere gitmeyin. Sirklerde havyanları karanlıkta aç ve susuz bırakıyorlar. Çocuklarınızı götürmeyin. Evinizde naylon poşet kullanmayın. Pilleri atık kutularına atın. Bu anlattıklarımı dikkate alırsanız yaşadığımız bu dünya için ber şey yapmış olursunuz.”


‘BİNBİR YÜZ OLDUK’
‘Şiddet Yerine Şefkat’ konusunu işleyen beden dili uzmanı İlhan Doğan ise, beden dilinin iletişimde önemli bir olgu olduğunu söyledi, “Hergün aynı sokakta yürüdüğünüz insanlarla tokalaşmak önemlidir. Karşınızdaki kişiye enerjinizi yansıtırsınız. Beden dili ile karışınızdaki kişiye önyargınızı, beğeninizi, hoşlanıp ya da hoşlanmadığınızı gösterirsiniz. Sokakta hergün başka bir maske ile dolaşıyoruz. Eskiden insanlar bir yüz ile dolaşırlardı. Şimdi ise binbir yüz olduk. Kadınların, erkeklerin, çocukların ve yaşlıların herkesin beden dili çok farklı. Yalan söylerken bile hepsi farklı şekillere bürünür. Erkekler burunlarını kaşır, kadınlar ise kaşlarını.” İlhan Doğan, ayrıca; tokalaşmanın ve sarılmanın beden dilindeki önemini, izleyicilerden bazı kişilerle yaptığı uygulama ile gösterdi.

Seyhan KALKAN VAYİÇ


 


ARŞİV