Ücret karşılığı çalışanların, işverenleri aracılığıyla otomatik ve zorunlu olarak bir emeklilik planına dâhil olmasını içeren Bireysel Emeklilik Sistemi 2016 yılında yasallaşmıştı. 45 yaş altı tüm çalışanlar, işverenleri tarafından zorunlu olarak BES’e dâhil ediliyordu ancak sisteme giriş zorunlu olmasına rağmen çıkış serbestti. Geçtiğimiz ay açıklanan Yeni Ekonomi Programı'na BES de dahil edildi. Basına yansıyan bilgilere göre Otomatik Katılım da denilen Otomatik BES, çalışanların emekliliğine kadar sürecek. Bu süre bazında çalışan sistemden çıkamayacak. DİSK Araştırma Enstitüsü’nden sendika uzmanı Deniz Beyazbulut’la konunun detaylarını konuştuk.
“SOSYAL DEVLET İLKESİNE AYKIRI”
Zorunlu BES uygulamasının Anayasa’nın sosyal hukuk devleti ilkesine aykırı olduğunu ifade eden Beyazbulut, BES ile ilgili henüz bir çalışma yapılmadığını ancak uygulamanın yürürlüğe girmesi halinde bireysel hak ve özgürlükler arasında yer alan sözleşme özgürlüğü ve mülkiyet hakkının da ihlal edileceğini ifade etti.
“Bireysel Emeklilik Sistemini veya açıklanan Yeni Ekonomik Programı’nda zorunlu olacağı öngörülen sistemi bir sosyal sigorta programı olarak kabul etmek olanaklı değildir” diyen Beyazbulut, bu görüşünü şöyle açıkladı: “Bireysel Emeklilik Sistemi’nin zorunlu hale gelmesi sosyal güvenliğin özelleştirilmesinin bir başka biçimi. Zorla tasarruf olmaz. Zorunlu olan kamusal sosyal güvenlik sistemidir. Borç girdabındaki dar gelirlinin zorla tasarruf ettirilmesi borçlarının artması anlamına geliyor. Zaten otomatik sisteme zorla sokulanların yüzde 60’ı kısa sürede cayma hakkını kullanarak sistemden çıktı. Dayatmalarla sürdürülmek istenen tasarruf sistemi yerine enflasyon karşısında eriyen emekli aylıklarında iyileştirilme yapılması konusunda çalışma yürütülmelidir. Kaldı ki kriz nedeniyle işsizliğin arttığı, kayıtlı istihdamda azalmanın olduğu ve büyümenin yavaşlayacağı bir süreçteyiz. Dolayısıyla sosyal güvenlik primleri gelirlerinin azalması mümkün bir döneme giriyoruz. Daha çok kamu desteğine ihtiyaç duyulacak bir dönemde sosyal güvenliği özelleştirme yolunda dayatmaları sürdürmenin kimseye faydası olmayacaktır.”
“BES EMEKLİLİK PROGRAMI DEĞİL”
BES’i bir emeklilik programı olarak görmenin doğru olmayacağını belirten Beyazbulut, “Son 15 yılın en yüksek enflasyonunu yaşıyoruz. Piyasalarda şirketler konkordato ilan ediyor. Tam da bununla ilgili geçtiğimiz günlerde sendika uzmanı Onur Bakır, piyasalara sıcak para akışının sağlanması için özelleştirilmelerin hızlandırılacağı ve sağlık ve sosyal güvenlik haklarında kısıtlamaya gidileceği uyarısında bulundu. İşçinin, kamu emekçisinin gelirinden alenen gasp edilen ve bir süre geri alınamayacak tutar, bankaların sermayeye uygun kredi olanakları sağlaması için kullanılacak” diye konuştu.
BES’te Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından sağlanan emeklilik hakkına benzer bir hakkın söz konusu olmadığını da ekleyen Beyazbulut, “BES uzun vadeli bir tasarruf sistemidir. Ancak tasarruf oranlarının düşüklüğünün nedeni gelirin yetersizliğidir. Yani bir kazançtan bahsetmemiz mümkün değil. Otomatik BES’ten dahi ekonomi yönetimini memnun etmeyen ve sistemden beklenmeyen oranda çıkışlar oldu. Ayrıca BES’te ne şirketler getiri/gelir garantisi vermekte ne de devlet garantisi söz konusu. Sistem tamamen bireysel riske dayalıdır. Dolayısıyla kazançtan öte tersi olarak bir riskten söz etmemiz mümkün” dedi.
YENİ MODELDE NELER VAR?
Üzerinde çalışılan model kabul görürse şimdiye kadar çalışanların otomatik olarak sisteme kaydedildiği Otomatik Katılım da denilen Otomatik BES, çalışanların emekliliğine kadar sürecek. Bu süre bazında çalışan sistemden çıkamayacak. Birikimler ev sahibi olunduğunda bozulabilecek. Üstelik yüzde 25'lik devlet katkısı da ev için ödenecek. Evin peşinatının yüzde 25'i devlet tarafından sağlanmış olacak. Konuyla ilgili TOKİ ile çalışmalar yapılması planlanıyor. TOKİ'nin çalışanlara özel konut üretip sistemden çıkılması halinde yüzde 25 devlet katkısı ile birlikte birikimin önce peşinata kullanılıp ardından çalışanların evinin bitirilerek geri kalan tutarın taksitler halinde ödenmesi planlanıyor.