"Amacım katliam yasasını dünyaya duyurmak"

Milli yüzücü Alper Sunaçoğlu, sokak hayvanları yasasına tepki olarak 28 Temmuz’da başladığı açlık grevinin yedinci gününde Caddebostan Sahili’nde basın açıklaması yaptı. Sunaçoğlu ‘Yasa geri çekilene kadar grevimi devam ettireceğim’ dedi.

05 Ağustos 2024 - 10:04

30 Temmuz'da TBMM Genel Kurulu'ndaki oylamada kabul edilerek yasalaşan 17 maddelik ‘160 sayılı Hayvanları Koruma Kanunu’nda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi’, Resmi Gazete'de yayımlandı ve kanun 2 Ağustos'tan itibaren yürürlüğe girdi. Yasa yürürlüğe girdi ancak kamuoyunda tepkiler sürüyor. Kanuna tepki göstererek geri çekilmesini talep eden isimlerden biri de milli yüzücü Alper Sunaçoğlu oldu. Sunaçoğlu, yasa teklifi gündeme geldiği günden beri sosyal medyada yaptığı paylaşımlarla yasaya karşı kamuoyu oluşturmak için paylaşımlarda bulunuyor.   Milli yüzücü, sokak hayvanlarına ötenazi' içeren yasal düzenlemeye tepki göstermek için, 1910'da köpeklerin atılarak ölüme terk edildiği Hayırsızada'ya yüzdükten sonra Hayırsızada’da basın açıklamasında bulunacaktı ancak İstanbul Valiliği, milli yüzücü Alper Sunaçoğlu'nun yasayı protesto etmek için yapmak istediği 160 kilometrelik solo yüzme ve rekor denemesine izin vermedi. Valilik engelinin ardından milli yüzücü açlık grevinin yedinci gününde Caddebostan Sahili’nde basın açıklamasında bulundu. 

“HİÇBİR ZAMAN ZALİMİN YANINA OLMADIM”

Açlık grevi nedeniyle vücudunun oldukça yorgun olduğunu ve sözlerini toparlamakta zorlandığını belirten Sunaçoğlu, “Hiçbir zaman zalimin, haksızın yanında olmadım. Bu yaşıma kadar doğru olduğunu bildiğim şeyi söylemekten korkmadım bugün de korkmuyorum yarın da korkmayacağım. Adalet arayışımı sürdürüyorum ve sürdürmeye devam edeceğim. Geçtiğimiz yıllarda İsrail zulmünü protesto etmek için Mavi Marmara gemisini karşılamıştım, orada çocuklar öldürülüyordu. ‘Çocuğun dini dili ırkı olmaz’ dedim ve o gün o eylemi yaptım. Arkasından Ermeni Soykırımı’ndan kaçmak için yüzme bilmediği halde Van Gölü’nün buz gibi sularına atlayan kadınları anmak için Van Gölü’nde yüzdüm. PKK yapılanması Türk polisi Güneydoğu’ya giremez dediğinde bisikletle Diyarbakıra kadar gidip Cudi dağına kadar çıktım. Bu eylemleri yaptığımızda da haklıydık bugün de haklıyız.” şeklinde konuştu.

“ÖLÜM YASASINA KARŞI AÇLIK GREVİNDEYİM”

Sunaçoğlu açlık greviyle sesini olabildiğinde çok insana duyurmak istediğini belirterek, “Ben bugün yine doğru yerde duruyorum ve sokak hayvanlarının yanındayım. Ölüm yasasına karşı açlık grevindeyim çünkü, dünya tarihinin en büyük hayvan katliamına neden olacak bu yasanın acilen durdurulmasını istiyorum. 20 yıldır uygulanmayan kısırlaştır-aşıla-yaşat formülünün tek bilimsel vicdani ve etik çözüm olduğunun anlaşılmasını istiyorum, doğru tektir.” şeklinde konuştu. Sunaçoğlu ‘güvenli sokaklar’ adı altında yasayı haklılaştırma çabasına karşı ise,“Sosyal medyada yayılan şiddet dili ve dezenformasyon, köpekleri sanki insanlık düşmanı gibi canavar gibi gösteren, kendilerini savunamadıkları için çeşitli iftiralarla hedef haline getirilen sokak hayvanlarının sesi olmalı ve bu şiddet dilinin karşısında durmalıyız. Sözde ‘güvenli sokaklar’ diyerek tasarladıkları katliama kılıf uyduruyorlar. Henüz yasa çıkmadan ellerinde silahlarla bıçaklarla köpekleri katletmeye başladılar. Bu insanların anladığı ‘güvenli sokak’ galiba bu. Hayvanları böyle katleden bunun adına da güvenli sokak diyen zihniyeti nefretle kınıyorum.” dedi. 

“ÖLDÜRMEK MEŞRULAŞTIRILAMAZ”

Sunaçoğlu katliam yasasının keyfiyet getireceğine vurgu yaparak, “Hayvan öldürmek isteyenlerin niyetlerinin sadece sokak hayvanları ile sınırlı olmayacağının köpek ve kedilerin ortadan kalkmasıyla yarın buradaki martılara, yabani hayvanlara kadar uzanacağının bilincindeyiz.” dedi. Barınaklara toplama sözüne inanmadığını ve amaçlarının hayvanları öldürmek olduğunu belirten Sunaçoğlu, “Ben 5 yaşımdan beri hayvanlarla iç içeyim. Her zaman hayatımda oldular, elimden geldiği kadar sokak kedilerine sokak köpeklerine sahip çıkmaya çalıştım. Türkiye’deki birçok barınağı gezdim, içeride neler olduğunu kapasitelerini ve yaşam alanlarını biliyorum. Geçmişte birçok kez şahit olduğumuz gibi kafalarına kürekle vurarak, boğarak, açlığa ve susuzluğa terk ederek türlü işkenceyle öldürüldüklerine defalarca kez şahit olduk. Hayvanları sevmeyen sevemeyen insanlar ‘bunları barınağa toplayın’ diyor. Hayvanları bu barınaklara ‘koy’ demek onları ‘öldür’ demek oluyor. Bu hayvanların barınaklarda yaşama şansı yok. Kısırlaştırma yapabilen tam teşekküllü barınak zaten Türkiye’de yok. Toplasanız 12-13 ilde barınak var onlara da barınak demeye bin şahit ister. Barınağa toplayacağız diyorsunuz, hangi barınağa onu da söyleyin. Bu toplamanın sonunda olacaklara göz yummamızı istiyorsunuz. Hayır susmayacağız, sonuna kadar direneceğiz.” şeklinde konuştu.

Sunaçoğlu, “Canımızı ortaya koyduk, canımızdan başka neyimizi alabilirsiniz ki? Sizden korkmuyoruz bu yasaya susmuyoruz. İstediğimiz şey sadece insanların ve hayvanların kardeşlik içinde yaşadığı bir ülke bir dünya hepsi bu.” sözleriyle basın açıklamasını tamamladı.




 


ARŞİV