Ankara'dan Kadıköy'e uzanan bir ‘Deja-Vu'

Olgunluk dönemlerini yansıtan yeni albümleriyle dinleyicilerini yeniden selamlayan Deja-Vu, “Ülkenin yoğun gündeminden hiçbir zaman uzak kalmadık. Haksızlıklara karşı şarkılar yazdık” diyor

31 Temmuz 2015 - 10:35
Gökçe UYGUN
Ankara’da 1999'da kuruldular. 2004’te ‘Kendin Coş’ adlı şarkıyla 9. Efes Dark ROXY Müzik Günleri yarışmasında birinci olarak isimlerini duyurmaya başladılar. Ardından İstanbul’a gelip Kadıköylü oldular. 16 yılda, pek çok kente 150’ye yakın performans ve konsere imza attılar, 3 albüm yaptılar.
Cenk Sönmez (vokal), Doğan Yılmaz (bağlama, ud, buzuki, cümbüş), Metecan Mete (bas gitar), Oğuzhan Gençtürk (gitar) ve Barış Durmuş’tan (davul) oluşan Deja-Vu ekibiyle konuştuk.
16 yıl önce Ankara’da nasıl kuruldunuz ve bugünlere nasıl geldiniz?
Yerli ve yabancı bilinen şarkıları yorumlayarak işe başladık. Bir süre sonra beste çalışmalarına yoğunlaştık. Seneler içerisinde birçok organizasyonda sahne aldık ve birçok eleman değişikliği yaşadık. Ankara sınırları bize dar gelmeye başlayınca, adımızı Türkiye’ye duyurmak için harekete geçerek ‘Kendin Coş’ adlı şarkımızla 9. Efes Dark ROXY Müzik Günleri’ne katıldık ve birinci olduk. Yarışmanın getirdiği yüksek referans ile Ankara dışındaki şehirlerde de tanınmaya başlandık.
İlk albümünüz “Kendin Coş” 2005, ikinci albüm “Sinir Ötesi Operasyon” da ondan 5 yıl sonra, yani 2010’da yayımlandı. Nasıl bir albümdü?
Yıllar boyunca biriken besteleri bir albümde toplamak istemiştik. İlk albümle büyük bir çıkış yakaladık. Müzik listelerinde ilk sıralara yükseldik. Albümde dinamik, hareketli, sert ve eğlenceli şarkılar vardı. Bağlama tınılarıyla da bu toprakların esintilerini hissettirmeye çalıştık. Sinir Ötesi Operasyon’da da aşk, ayrılık, siyaset, haksızlık üzerine, yine sert ve eğlenceli şarkılar yer aldı.
Son albümünüz “Dünya Varmış” ise yine 5 yıl sonra, bu yılın Mayıs’ında çıktı. Son albümün diğerlerinden farkları neler?
Bu albüm olgunlaşmış bir sound ve cover şarkılar yapmamız açısından bir ilkti. Genel olarak bir sound değişimine gittik. Bu albümde bağlama buzuki ve ud kullandık. Vardar Ovası ve Duydum Ki Unutmuşsun şarkıları, cover olarak albümde yerini aldı.
16 yıllık bir grupsunuz. Yola çıkarken hedefleriniz neydi? Şimdi bunların neresindesiniz? O zamandan bugüne geçen zamanı nasıl anlatırsınız?
Yola çıkarkenki heyecanımız hala devam etmekte. Ülkenin yoğun gündeminden hiçbir zaman uzak kalmadık. Haksızlıklara karşı şarkılar yazdık; aşkı, ayrılığı, doğayı, yaşamı, insanı merkeze alan şarkılar yaptık. Muhalif şarkılarımızla her zaman dertlerimizi anlatmaya özen gösterdik. Geçen 16 yıl içinde olgunlaştık, değiştik, geliştik. Her şeye rağmen müzik bizi var eden en değerli olgu. Üretmeye devam edeceğiz.
Müziğinizi nasıl tarif edersiniz?
Müziğimiz dinamik, eğlenceli, etnik öğeler barındıran bir yapıya sahip. Bu toprakların enstrümanlarını kullanıyoruz.
Bir grubun 16 yıl ayakta kalması zor mu?
Bu süreç çok zordur. Biz bunları aştık. Aramızda esprili tartışmalar oluyor genelde. Demokratik bir yapıya sahibiz. Herkes düşüncesini özgürce ifade edebiliyor. Genel olarak yapılan pazarlama teknikleri içinde çok değiliz. Sade ve mütevazı olmaya özen gösteriyoruz.
Bundan sonrasına dair hedefleriniz neler?
Bu süreçten sonra daha sıkça karşınıza çıkacağız. Üretmeye, konserlere devam edeceğiz. Yaşanılabilir bir dünyanın savunucusu olacağız. Sahnede olmak ve konserler vermek bizi ayakta tutan en değerli şey.

KADIKÖY VE ALTERNATİF MÜZİK
Kadıköy’ü çok seviyoruz. Bizim için çok değerli bir yer. Yabancı hissetmediğimiz, her şeyi rahatça tartışabildiğimiz bir yer. Demokratik, çağdaş yapısıyla güzel doğal yaşamıyla, özgür olmasıyla bizleri mutlu eden yer. Biz kısaca ‘kasabamız’ diyoruz.
Sosyal, özgür, çağdaş, demokrat bir yapısı olduğundan üretimlerimizi daha rahat icra ediyoruz. Sahillerden tutun çarşı içine kadar geniş bir alana sahibiz. Sanatçı dostlarla, insanlarla iç içeyiz. Bu süreç bizi geliştiriyor. Fikir alışverişleri yapıyoruz.
Kadıköy alternatif müziğin hep varolduğu bir yer oldu. Yeni mekânlar ve konser alanlarının açılmasıyla daha da renkleniyor. Belediyenin alternatif müzik alanlarına destek vermesi çok iyi olur. Festivallerin arttırılması, alternatif mekânların desteklenmesi ile büyüyecek ve güzelleşecek bir yer yolunda ilerliyor.
Etiketler; Deja-Vu

ARŞİV