Antalya'da AB toplantısı

Antalya’da yapılan Avrupa Birliği Bölgeler Komitesi Türkiye Çalışma Grubu'nun toplantısında...

05 Ekim 2011 - 10:27

Antalya’da yapılan Avrupa Birliği Bölgeler Komitesi Türkiye Çalışma Grubu'nun toplantısında Türkiye’de yerel yönetimlerin yaşadığı sorunlar ele alındı.

Avrupa Birliği Bölgeler Komitesi Türkiye Çalışma Grubu'nun 11. Toplantısı, 19 Eylül Pazartesi günü Antalya’da yapıldı.
Toplantıya; Antalya Büyükşehir Belediyesi Başkanı Prof. Dr. Mustafa Akaydın (CHP), Kadıköy Belediye Başkanı Av. Selami Öztürk (CHP), Bornova Belediye Başkanı Prof. Dr. Kamil Okyay Sındır (CHP) ve Eyüp Belediyesi Meclis Üyesi Adem Koçyiğit (AKP) katıldı.
Avrupa Birliği Bölgeler Komitesi’nin temel amacı, yerel ve bölgesel yönetimlerin, Birliğin karar alma sürecine aktif katılımını ve Komite’nin AB’nin ekonomik, siyasal ve sosyal bütünleşmesinde önemli rol oynamasını sağlamak. AB Bölgeler Komitesi Türkiye Çalışma Grubu Türk ve AB’li yerel idarelerin genişleme sürecine katkı yapmasını hedefliyor. Avrupa Bölgeler Komitesi bünyesindeki Türkiye ile çalışmalar grubu her yıl bir defa Türkiye’de iki defa da Brüksel’de olmak üzere üç toplantı gerçekleştiriliyor. 2011 yılı Türkiye toplantısı 19 Eylül 2011 tarihinde Avrupa Bölgeler Komitesi Türkiye Çalışmalar Grubu Başkanı Bernard Soulage başkanlığında Antalya’da, Antalya Büyükşehir Belediyesi’nin ev sahipliğinde yapıldı.
Toplantının giriş konuşmasını yapan AB Bölgeler Komitesi Türkiye Çalışma Grubu Başkanı Bernard Soula,Türkiye'nin AB’ye üyelik sürecinin ağır ilerlediğini kaydederek, “Biz bu çalışmaları yaparak dostluğumuz pekiştireceğiz. AB'nin güçlü ve bilinen taleplerini bu toplantıda dile getireceğiz. AB, yerel özgürlükler ve adem-i merkeziyetçiliğe her zaman bağlıdır. Türkiye'de bu konuda ilerleme yok değil ama geliştirilmesi gereken unsurlar var. Bizim amacımız müzakere sürecinin daha sağlıklı ilerlemesidir. Türkiye’nin yerel seçilmişleri ile bu konuyu Çalışma Grubu toplantısında görüşeceğiz” dedi.
Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Prof. Dr. Mustafa Akaydın ise yerel yönetimlerin yetkililerin değişik mekanizmalarla merkezi yönetim tarafından kısıtlandığını ifade etti.
AB Türkiye Delegasyonu Ekonomi, Ticaret ve Tarım Bölümü Daire Başkanı Michele Villani de demokrasinin yerel boyuttaki beşiğinin yerel idareler olduğunu ifade etti ve yerel yönetimlere AB’nin desteğinin süreceğini vurguladı.
CHP İstanbul Milletvekili ve Türkiye AB Karma Parlamento Komisyonu Esbaşkanı Umut Oran, merkezi yönetim-yerel yönetim dengesi hakkında konuştu. Oran, stratejik planların uygulanması için ihtiyaç duyulan kaynağın merkezden yerele aktarılmadığını belirterek, hükümetin parti ayrımcılığı yapılmaması gerektiğinin altını çizdi.
 
‘ADALET DUYGUSU TOPLUMU AYAKTA TUTAR’
 
Toplantıda söz alan Kadıköy Belediye Başkanı Selami Öztürk, 1977 yılından beri yerel idarelerde yöneticilik yaptığını, 34 yıllık belediye yöneticiliği sürecinde, adem-i merkeziyetçiliğin her zaman tartışılan bir konu olduğunu söylerek konuşmasına başladı. Bu süreç içinde, her iktidar partisinin seçimlerden önce yetki ikamesi uygulayacağını vaat ettiği, fakat iktidara geldikten sonra yerinden yönetimin uygulanmadığını belirten Öztürk, merkezi ele geçirenlerin yetkileri yine merkezde topladığını ifade etti. 
Halkın yönetime katılması gerekliliği üzerinde duran Başkan Öztürk, merkezi yönetim ve yerel yönetim arasındaki yetki sınırının çok iyi çizilmesi gerektiğini, hali hazırda Türkiye’de ekonomik bakımdan özerk ve özgür yerel yönetim olmadığını dile getirdi.
Mali denetime de değinen ve müfettiş baskılarından, Sayıştay’ın parasal denetiminden söz eden Başkan Öztürk, bu konuda şunları söyledi:
“Müfettiş geldiği zaman, üretici pazarını ihale etmediğiniz için yargılanabiliyorsanız. Sonrasında ihale yaptığınızda, bu sefer tüketici değil üretici yararına oluyor, dolayısı ile hizmet vatandaşa etkin şekilde verilemiyor. Mali polis ve örgütlü suçların yeni bir baskı aracı olarak ortaya çıktı. Belediyelere karşı sindirme ve itibarsızlaştırma yaklaşımı var. Belediyeler üzerindeki bu baskıların kaldırılması gerekiyor”
Başkan Öztürk, toplumu ayakta tutan temel dayanağın adalet duygusu olduğunu vurgulayarak, adalet duygusu yara aldığı zaman demokrasinin temelden sarsılacağını dile getirdi ve adalet duygusuna en çok ihtiyaç duyanların yerel yöneticiler olduğunu söyledi.

ARŞİV