“Arıtma tesisinin yanına bina yapılmamalı”

Rıhtıma yapılması planlanan caminin yanına biyolojik arıtma tesisi inşa edilecek. Uzmanlar cami ile arıtma tesisinin yan yana olamayacağını söylüyor

28 Aralık 2017 - 10:39

Rıhtıma inşa edilmek istenen caminin yanına biyolojik arıtma tesisi yapılması için karar alındı. Çevre Mühendisleri İstanbul Şubesi’nin verdiği bilgilere göre proje ihaleye çıkarıldı. Kadıköy Kent Konseyi ve TMMOB Çevre Mühendisleri İstanbul Şubesi’nin düzenlendiği “Kadıköy’de ileri biyolojik arıtma tesisi nereye yapılacak?” panelinde projenin detayları tartışıldı. 21 Aralık Perşembe günü Kadıköy Belediyesi Barış Manço Kültür Merkezi’nde gerçekleştirilen panele TMMOB Çevre Mühendisleri Odası İstanbul Şubesi Su ve Atıksu Komisyonu Başkanı Selahattin Beyaz ve Kadıköy Belediyesi Çevre Koruma ve Kontrol Müdürü Şule Sümer konuşmacı olarak katıldı.

Moderatörlüğünü kimya mühendisi Yüksel Demirtaş’ın yaptığı panelin açılış konuşmasını Kadıköy Kent Konseyi Başkanı Saltuk Yüceer gerçekleştirdi. Marmara Denizi’nde son yılların en yoğun kirliliğinin yaşandığını söyleyen Yüceeer, “İki milyondan fazla insanın atığı ileri biyolojik arıtmadan geçmeden denize veriliyor. Bu aslında bir insanlık suçu. Bu alan arıtma tesisi için ayrıldı. Aynı zamanda bu alan İSKİ hizmet alanı. Burada tartışmamız gereken asıl mesele cami değil. Yani buraya hastane ya da okul da yapılmak istense biz yine karşı çıkarız. Ancak öyle bir cami öneriliyor ki karşısında 100 yıllık geçmişi olan Haydarpaşa Garı adeta ezmeye çalışılıyor. Kadıköy meydanına 1242 araçlık 3 katlı yer altı otoparkı getiriliyor. Çoğumuz farkında değiliz ama park alanının içinde tescilli ağaçlar var. Bunların korunması gerekiyor” dedi.

Yüceer’den sonra sözü Çevre Mühendisleri İstanbul Şube Başkanı Cevahir Akçelik aldı. Marmara Denizi’nde oluşan kirliliğin en büyük sebeplerinden birinin deşarj yöntemi olmadan atıkların denize verilmesi olduğunu söyleyen Akçelik, “Bu kirliliğin önüne geçmek için tam arıtma yapacak ileri biyolojik arıtma tesisi kurulmalı. Ancak alt yapısı sağlam olmayan bir alana devasa bir cami yapılmak isteniyor. Teknik açıdan sıkıntılı olmasına rağmen böyle bir cami inşaatının yapılmasında ısrarcılar. Bizler bilimsel ve teknik verilerle mücadele etmeye devam edeceğiz” dedi.

“TAM ARITMA YAPILMALI”

Çevre Mühendisleri Odası İstanbul Şubesi Su ve Atıksu Komisyonu Başkanı Selahattin Beyaz biyolojik arıtma tesisinin teknik detaylarını katılımcılarla paylaştı. Projeyle birlikte atık suların biyolojik arıtımı yapılacak. Aynı zamanda biyolojik atık ve kimyasal dozlama yapılarak fosforun giderimi sağlanacak” diyen Beyaz, bu proje için 2017’de yüzde 10, 2018 yılında yüzde 30, 2019 yılında yüzde 40, 2020 yılında ise yüzde 20 oranında ödenek ayrıldığını söyledi. Projenin 2020 yılında bitirilmesinin planlandığını söyleyen Beyaz, yeni yapılacak arıtma tesisinin 350-400 milyon TL civarında bir maliyetinin olacağını da ekledi. Proje hakkında teknik bilgi veren Beyaz, “17 bin metre fore kazık çalışması yapılacak. 577.000 metreküp oranında ise kazı nakli yapılacak. 82 bin metrekare yeşil alan oluşturmak istiyorlar. Arıtma tesisi zeminin altına yapılacağı için yeşil alan da tesisin üstünde olacak. Bu alanda ağaçlandırma yapılacağı da söyleniyor.”

Evsel atıkların arıtılması için biyolojik arıtma tesisinin gerekli olduğunu söyleyen Beyaz, tam arıtma yapılması için ileri biyolojik arıtma tesisinin kurulması gerektiğini söyledi. Arıtma tesislerinin yanında ve çevresinde sosyal yaşam alanlarının olmaması gerektiğini ifade eden Beyaz, “Yapılması planlanan biyolojik arıtma tesisi camiyle yan yana olacak. Bence bu konu tartışılmalı. Çünkü hem güvenli değil hem de sağlık açısından riskler taşıyor. Bir defa arıtma tesisi çevresine çok fazla koku yayacak. Aynı zamanda patlama riski de var. Bu konular dikkate alınmalı” uyarısında bulundu.

“YÜZDE 6’SINDA YAŞAM VAR”

Kent merkezlerinde su tüketiminin arttığını söyleyen Kadıköy Belediyesi Çevre Koruma ve Kontrol Müdürü Şule Sümer de buna bağlı olarak atık su miktarının yükseldiğini söyledi. Su tüketiminin 2030’da yüzde 25 oranında artacağını ifade eden Sümer, yerel yönetimlerin suyun verimli kullanımı konusunda çalışma yapması gerektiğini vurguladı. Kadıköy Belediyesi Çevre Müdürlüğü olarak özellikle yaz mevsiminde deniz suyu analizleri yaptıklarını söyleyen Sümer, “Yerel yönetim olarak doğal kaynaklarımızı korumak için çalışmalar yapıyoruz. Su tüketim miktarımızı yüzde 10 oranında azaltmaya çalışıyoruz” dedi.

İstanbul’da 80 civarında su arıtma tesisinin olduğunu söyleyen Sümer, “Buradaki teknolojilere baktığımız zaman İstanbul’da 8 ön arıtma, 7 tane arıtma, 65 tane de biyolojik arıtma tesisi var. Kadıköy’deki ön arıtma tesisi 6 hektarlık alan üzerine kurulu. Üsküdar, Ümraniye, Kadıköy ve Maltepe’de yaşayan 2 milyondan fazla kişinin atıkları, 2.3 kilometrelik deşarj hattı ile İstanbul Boğazı’na bırakılıyor. İstanbul artık gelişmesi kontrol edilemeyen bir canavar haline dönüşmüş durumda. İstanbul’un atık suyu Marmara Denizi’nin hacmiyle kıyaslandığı zaman ölçülebilir değerlere ulaştı. Marmara Denizi’nin hacmi 3600 kilometre ama sadece bunun yüzde 6’sında yaşamsal faaliyetler var. Daha derinlerde oksijen olmadığı için yaşam da yok “şeklinde konuştu.

“ÇAMUR NAKLİ SAĞLIKSIZ”

Çevre Mühendisleri İstanbul Şubesi de projenin detayları hakkında bir açıklama yayınladı. Açıklamada azot ve fosfor giderim işlemiyle arıtma tesisinden çıkacak çamur miktarının da artacağı bilgisi paylaşılırken çamur uzaklaştırma yöntemlerinin projede kesin çözümler ile tanımlanmadığı da dile getirildi. Sistemden çıkacak çamurlar tankerlerle Tuzla’ya nakledilecek. Açıklamada bu konuya da değinilerek şöyle denildi: “Çamurun tankerlerle Tuzla’ya nakliyesi ile yükleme sırasında meydana gelecek koku ve sağlıksız koşulların oluşması tehdidi bulunuyor. Tesisin çıkış sularının İstanbul Boğazı’na deşarj edildiği ve çıkış suyu veriminin yüzde 55 olduğu dikkate alındığında, uzun süreli bir çözüm olmadığı anlaşılıyor. Bu aşamadan sonra İleri arıtma alternatifleri de planlanmalıdır. Tesisinin üstünün kapalı olmasına rağmen, hakim rüzgarlar dikkate alınarak sağlıklı önlemlerine yönelik projeler gerçekleştirilmeli. Proje kent altyapısı kentsel dönüşümler dikkate alınarak yeniden düzenlenmeli, Marmara Denizi ‘ne deşarj çözüm olarak sunulmamalı.”


ARŞİV