2012 yılından beri her yıl, 10 Kasım’da saat 9’u 5 geçe, ulu önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün aramızdan ayrılışının yıldönümünde, Fenerbahçe Orduevi ile Bostancı arasındaki sahil yolunda, gencinden yaşlısına binlerce kişinin el ele tutuşarak oluşturduğu 6.5 kilometrelik “Ata’ya Saygı Zinciri” ile anılıyor. Bu yıl 12. kez yapılan "Ata’ya Saygı Zinciri"ni Kadıköy Belediyesi Gönülüllülerinden olan ve saygı zincirinin oluşmasında yer alan Hüseyin Akşen ile Nuray Zafer Aybar ile konuştuk.
“MUHTEŞEM BİR KALABALIKTI”
Hüseyin Akşen, Ata’ya Saygı Zinciri’nin doğuşunu şöyle anlattı: “2012 yılında Atatürk ilke ve inkılaplarında karşı kötü şeyler yapılmaya başlanmıştı, o zaman biz bu duruma karşı gelme ve bir duruş gösterme düşüncesindeydik, onu 10 Kasım’da anmak için daha büyük projeler yapmalıydık. 29 Ekim’de Cadde’de muhteşem bir yürüyüş vardı, ben de Ata’ya saygı zinciri yapalım, el ele tutuşalım, cumhuriyeti savunuyoruz, birlikteyiz imajı verelim istedim. Kurallar ise şöyleydi; hiçbir parti amblemi, farklı slogan ya da pankart olmayacaktı, sadece Atatürk fotoğrafı ve Türk bayrağı olacaktı. Yapılacak şey sadece saygı duruşu, İstiklal Marşı ve 10’uncu Yıl Marşı söylenecekti. Projeyi hazırlayarak, konseye sunduğumda herkes çok beğendi ve ‘mutlaka yapmalıyız’ dendi, ardından ‘nasıl yapacağız’ sorusu soruldu. Zincirin kesilmeyeceği, mutlaka el ele tutuşulacak bir yer gerekiyordu, Fenerbahçe’den Bostancı’ya kadar 6.5 kilometreydi. Projenin duyurulması için web sitesi hazırlandı. Yedi arkadaş sahil yolu üzerindeki direkler aralarına kaç kişi alır ve nerelere görevli yerleştirmeliyiz gibi hesaplamalar yaptık. Her gönüllü evinden 10 kişi olmak üzere 300 gönüllü görevlendirildi, gece gündüz çalıştık. 10 Kasım’a kadar, ilk saygı zincirimiz için hazırladığımız web sitesine 4 buçuk milyon kişi tıkladı.”
10 Kasım saat 9’a çeyrek kala, saygı zinciri alanının dolmadığı aktaran Akşen, “Gönüllü başkanlar, bizi arıyordu ‘burada çok az kişi var ne yapacağız’ diye. Sonra bir anda anlamadığımız bir şekilde insanlar akın akın geldi. Gönüllü başkanlar bu kez ‘çok kalabalık tek sıra yapamıyoruz ne yapalım’ diye soruyorlardı. Böylece iki ya da üç sıraya ulaşıldı” şeklinde konuştu. İlk Ata’ya Saygı Zinciri’nde cumartesi gününe geldiği için de muhteşem bir kalabalık olduğunu aktaran Akşen, çocukların ve bebek arabalarının da saygı zincirinde olduğunu, toplamda 10 binin üzerinde katılım olduğunu ve neredeyse üç gün boyunca bütün haber kanallarında zincir haberinin yayınlandığını söyleyerek Akşen “Saat 9’u 5 geçe çok ağladık, çok gururlandık” dedi.
“Biz Atatürk’ün mavi gözleriyle denizi birleştirdik” diyen Nuray Zafer Aybar, Atatürk’e Saygı Zinciri için Gönüllü Konseyi’nden; Vildan Efe, Eser Kömürcü, Sevgi Muslu, Yeşim Menderes, Gülsün Işık ve zincirin ilk halkası olan Hüseyin Akşen ile birlikte yola çıktıklarını daha sonra Hüseyin Fahri’nin ve Nurhan Sözen konseye katıldığını anlattı.
“KİTLESEL BİR HAREKETE DÖNÜŞTÜ”
İlk anma zincirinin Kadıköy Belediyesi tarafından, helikopter ile fotoğraf ve video ile kayıt altına alındığının söyleyen Aybar, “Sonradan o görüntüleri görünce, inanın ağladık. O kadar güzeldi ki” dedi. Saygı duruşunu kitlesel bir harekete dönüştürdüklerini anlatan Aybar, “Bu projeyi bulan Hüseyin Bey’e ve desteklerinden dolayı Kadıköy Belediyesi’ne çok teşekkür ediyorum” dedi. Atatürk’e olan saygılarını ve bağlılıklarını karada, denizde ve havada sessiz çığlıklarıyla gösterdiklerini dile getiren Aybar, ilerleyen yıllarda yaşananları şöyle anlattı: “İkinci senemizde, bayraklarla katılmak istedik ve bize 29 Ekim’den toplanan bayraklar geldi. O sırada çalışanlar vardı, herkese ‘birer kilometre bayrak ütüleyeceksiniz’ dedik, bayraklar böyle hazırlandı çünkü o sene ilk defa bayraklı yapıyorduk. Zannediyorum 2014 yılıydı, fırtına nedeniyle lodos bütün setleri açmış, fırtına var, yerlerde yosun parçaları var. Belediye’nin getirmiş olduğu hoparlörler sökülüyordu ve yapılacak hiçbir şey yoktu. Ama saat 9’u 5 geçtiğinde, orada bayraklarıyla yağmura ve fırtınaya rağmen, sanki teknedeymişçesine mücadele eden insanlar vardı. Biz zinciri o hava şartlarına rağmen gerçekleştirdik. Bunu ne fırtına ne yağmur engelleyemedi ve hiç kimse de engellenemeyecek.