Korona virüsü tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de birçok sektörü etkisi altına alarak yayılmaya devam ediyor. Sosyal mesafeyi korumak zorunda olan halk evlere kapandı; eğitimden, pazarlamaya, sanal alışverişten, sanat etkinliklerine kadar çoğu sektör internet ortamına taşındı. Peki ihtiyaç dışında sıkıldığımız her dakika sanal dünyaya başvurmak bizi teknoloji bağımlısı yapar mı? Her gün evde kalmanın insan psikolojisi üzerinde birtakım etkileri olabilir mi?
AŞIRI KULLANIMA DİKKAT!
Teknoloji bağımlılığı ve aşırı internet kullanımı ile ilgili görüşlerini sorduğumuz Kadıköy Belediyesi Dr. Rana Beşe Polikliniği’nde görev yapan Uzman Psikiyatrist Dr. Osman Önal “İçinde bulunduğumuz, korona günleri dediğimiz bu günlerde tam bir karantina uygulanmıyor belki ama hayatımızı bir şekilde evde geçirme zorunluluğu ile karşı karşıyayız. Bu hepimiz için ruhsal olarak sıkıntı yaratan bir durum çünkü isteğimiz dışında evde kalmak bizi kısıtlanmış hissettirerek stres yaratabiliyor. Süreç uzadıkça birtakım ilişkilerimizi ve ihtiyaçlarımızı internetten karşılamaya başladık. Bu durum bize yaşasın internet yaşasın sosyal medyanın varlığı dedirtebiliyor. Fakat teknoloji kullanımı bizim kontrolümüz dışına çıkmaya başlıyorsa ya da bırakamıyor, uzak duramıyor, internetin hızının düşmesi durumunda telaşlanıyor, huzursuz, sıkıntılı hatta sinirli oluyorsak sorun ciddi hale gelmeye başlıyor. İnternet olamaması, bir tür ruhsal hatta fiziksel şikayetlerle giden bir yoksunluk yaratıyorsa ne oluyor dersiniz. Bu noktada bozukluk söz konusu olup; aşırı kullanım (patolojik) bozukluğundan hatta bağımlılıktan bahsetmek gerekiyor.” şeklinde konuştu.
“BÖLGELERE GÖRE DEĞİŞİYOR”
İnternet kullanımının kültürel bölgelere göre değiştiğini söyleyen Önal “Aslında internet bağımlılığı genellikle yüzde 5 ila 15 arasında yaygınlığa sahip bir bozukluktur. Bu toplumdan topluma, kültürel ya da bölgesel özelliklerle değişmektedir en yaygın olarak bildiğim ülke Kore’dir. Teknolojiyi etkin kullanırken aşırı keyif alıyor ama uzakken mutsuz oluyorsak, buna ulaşmak için gerçek dışı yollara (yalan gibi inkâr etmek gibi) başvuruyorsak, sosyal ailevi ve iş yaşantımız bu nedenle etkileniyor ilişkilerimiz bozuluyorsa internet bağımlısı olduk demektir.” dedi.
BU SÜREÇTE NE YAPMALIYIZ?
Aşırı kullanımda alınması gereken önlemlere dikkat çeken Uzman Psikiyatrist Dr. Osman Önal, “Öncelikle internette kaldığımız sürenin tespit edilmesi amacıyla kullanım sırasında süre tutmamız gerekmektedir. Bilgisayarın yerini değiştirebilir ve bilgisayarı insanların bulunduğu hep beraber kullandığımız mekanlara taşıyabiliriz. Eğer belli bir düzende internete bağlanıyorsa bunu kıracak birtakım şeyler yapabiliriz. Örneğin internet dışında evde bir takım aile oyunları, masa üstü insanlarla iletişimde olan oyunlara yönelmek faydalı olacaktır. Dışarı çıkmamız biraz sıkıntılı olduğu için evde spor yapmak önerilebilir. Özellikle hobiler ve çaba gerektirecek uğraşlar bağımlı olmaya aday gencin ya da çocuğun bir şekilde engellenmesi konusunda işe yarar. Bizim için halen bozukluk diyebilecek kadar bir süreç ve aşırı kullanım olduğunu düşünmüyorum. Çünkü şu an için olağanüstü bir durum yaşıyoruz ve neredeyse iletişimimizi sağlamak için gerekli bir yol. Ama süreç uzar ise biz bu süreçte daha fazla ilgi ve bağlılık geliştirebiliriz. Dikkat etmekte fayda var düşüncesindeyim.” ifadelerini kullandı.