Fenerbahçe-Kalamış Yat Limanı’nın özelleştirilmesine yapılan itirazların reddedilmesinin ardından, limanda yeşil ruhsatı bulunan 10 Fenerbahçeli balıkçıya Tarım İl Müdürlüğü tarafından barınağı boşaltmaları tebliğ edildi. Tebligatta balıkçıların 1 ay içinde limanı terk etmeleri ve Salacak ve Küçükyalı’da bulunan kooperatiflerin bünyelerine geçmeleri isteniyor. Balıkçılar kararın iptal edilmesi için yasal itirazlarda bulundu. Bunun dışında da süreci Kadıköylülerle paylaşmaya devam ediyorlar.TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası İstanbul Şubesi, Kadıköy Kent Konseyi, SS Fenerbahçe Su Ürünleri Kooperatifi ve Fenerbahçe Amatör Balıkçılar Dayanışma Derneği, 10 Nisan Salı günü Barış Manço Kültür Merkezi’nde “Balıkçı Barınakları ve Küçük Ölçekli Balıkçılık Paneli” düzenledi. Etkinlikte Fenerbahçe’deki balıkçıların limandan çıkarılması, küçük ölçekli balıkçılığın önemi ve balıkçı barınaklarının güncel durumları konuşuldu ve çözüm önerileri tartışıldı.
TMMOB Ziraat Mühendisleri İstanbul Şubesi Saymanı Dilek Ülger’in moderatörlüğünü yaptığı panele Fenerbahçe Su Ürünleri Kooperatifi Başkan Yardımcısı Ferhat Akkaya, Fenerbahçe Amatör ve Emekli Balıkçılar Derneği Başkanı Metin Yalvaç, İstanbul Üniversitesi Su Bilimleri Fakültesi Öğretim Üyesi Prof.Dr. Saadet Karakulak ve İstanbul Üniversitesi Su Bilimleri Fakültesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç Dr. Taner Yıldız konuşmacı olarak katıldı.
“LİMANDA BALIKÇILARA YER YOK”
Fenerbahçe limanında bulunan balıkçı barınağının tarihi hakkında bilgi veren ve yat limanın özelleştirme sürecini katılımcılarla paylaşan Ferhat Akkaya, yaklaşık 1 ay önce Tarım İl Müdürlüğü’nün yeşil ruhsatlı tekne sahiplerine birer tebligat gönderdiğini ve 10 balıkçının limandan çıkarılmasının istendiğini hatırlattı. Fenerbahçe’deki balıkçıların Salacak ve Maltepe’de bulunan barınaklara sürüleceğini söyleyen Akkaya, “Biz Kadıköylü balıkçılar olarak bölgemizi terk etmek istemiyoruz. Marina şu an 700 tekne kapasiteli ama bu sayı 1700’e çıkarılmak isteniyor. Yeni imar planıyla hem karada hem de denizde yapılaşma alanı artacak. Fakat ne hikmetse limanın binde birini kullanan biz balıkçılara yer bulunamıyor. Biz bu kararın iptal edilmesini ya da makul bir çözüm bulunmasını talep ediyoruz. Yürütmenin durdurulması için dava açtık bunları takip ediyoruz. Kadıköylüleri de bizimle mücadele etmeye davet ediyoruz.” diye konuştu.
"HAYATIMIZ DİKKATE ALINMIYOR”
Akkaya’dan sonra Metin Yalvaç söz aldı. Balıkçı barınağında 75 teknenin olduğunu söyleyen Yalvaç, burada sadece balıkçıların barınmadığını, limanın teknede hayatını sürdüren ve denizden geçinen insanların da evi olduğunu söyledi. Balıkçı barınaklarının boşaltılmak istenmesinin şeker fabrikalarının özelleştirilmesinden bağımsız olmadığını söyleyen Yalvaç, şöyle devam etti: “Bu karar gösteriyor ki balıkçıların hayatı dikkate alınmıyor ve yok sayılıyor. Bu kararı verenler yasa ve kanunları çok iyi biliyorlar. Ama bizi arzu etmediğimiz yerlere göndermek için ellerinden geleni yapıyorlar. Balıkçılar akıllı insanlardır. Şu an bir mağduriyet yaşıyoruz ama ümidimizi de koruyoruz. Sürecin yasal takipçisi olmaya devam edeceğiz. Umarım bu karardan geri dönülür.”
KÜÇÜK ÖLÇEKLİ BALIKÇIĞIN ÖNEMİ!
Yalvaç’tan sonra söz alan Prof. Dr. Saadet Karakulak da küçük ölçekli balıkçılığın önemini anlattı. Küçük ölçekli balıkçıların kıyı balıkçısı olarak da tanımlandığını söyleyen Karakulak şu bilgileri paylaştı: “Küçük ölçekli balıkçılık maalesef ülkemiz yasalarında tanımlı değil. Tam olarak takip edilmiyorlar, ne avladıkları takip edilemiyor. Bu nedenle bilimsel veriler elde etmek de mümkün olmuyor. Ama bu balıkçılar sosyal, kültürel ve ekonomik açıdan çok önemli bir meslek gurubu. Genelde aile üyeleriyle balık avına çıkıyorlar. Teknolojik açıdan modern olmayan aletler kullanılıyor ama endüstriyel balıkçılarla neredeyse aynı oranda balık avlıyorlar. Daha az mazot kullandıkları için daha az karbon salınımı yapıyorlar.”
Kentin kültürel ve eko sistemi için küçük ölçekli balıkçıların korunması gerektiğini söyleyen Karakulak, endüstriyel balıkçılara sağlanan teşvik ve indirimlerin küçük ölçekli balıkçılara sağlanmadığını da ekledi.
BARINAKLAR NE DURUMDA?
Panelin son konuşmasını İstanbul Üniversitesi Su Bilimleri Fakültesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç Dr. Taner Yıldız gerçekleştirdi. İstanbul kıyılarında yer alan balıkçı barınaklarının fiziksel kapasitesi ve sayıları hakkında bilgi veren Yıldız, İstanbul’da 41 adet balıkçı barınağının bulunduğu bilgisini paylaştı. Su ürünlerinin kolay bozulabilen ürünler olduğunu söyleyen Yıldız, barınaklarda bulunan soğuk hava sistemleri sayesinde bunun önlendiğini de ekledi. Balıkçı barınakları mevcut haliyle Tarım ve Su İşleri Bakanlığının sorumluluğunda. Yıldız’ın paylaştığı bilgilere hazırlanan yasal mevzuatla birlikte barınakların Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığına devredilmesi planlanıyor. İstanbul’da her 5 kilometrede bir balıkçı barınağının bulunduğunu ifade eden Yıldız, şu bilgileri paylaştı: “Bu barınakların büyük bir çoğunluğu maalesef fiziksel özellikleri nedeniyle iyi durumda değil. Elektriği olmayan barınakların olduğunu biliyoruz. Birçoğunun tatlı su havuzu yok. Sadece yüzde 34’ünde ağ tamir yerleri var.”
Son yıllarda İstanbul’da doğal barınakların yerine “Tekne Park” inşa edildiğini söyleyen Yıldız, İBB tarafından yürütülen çalışmalar kapsamında 9 adet daha tekne parkın yapılacağını ifade etti. Yıldız, bu parklarda sınırlı sayıda balıkçı teknesinin barınabileceğini ve kiraların da normalden daha yüksek olacağını ekledi.
Panel soru cevap kısmı ve katılımcıların görüşlerini paylaşmasıyla sona erdi. Panele katılan dinleyiciler sürecin takipçisi olacaklarını ifade ettiler.