İBB’ye bağlı İstanbul Planlama Ajansı, son günlerde gündemde olan Kanal İstanbul’a ilişkin bilgilendirme notu paylaştı. Kanal İstanbul Çalışma Masası tarafından hazırlanan araştırmada Kanal İstanbul ve Yenişehir projeleri kapsamında Arnavutköy’de yaklaşık 25 bin konutluk inşaat sürecinin başladığı aktarıldı. İPA’nın bilgi notunda, Kanal İstanbul ile ilgili planlara karşı İstanbul Büyükşehir Belediyesi, İSKİ, meslek odaları, sivil toplum kuruluşları ve yurttaşlar tarafından çok sayıda dava açıldığı hatırlatılırken, “Açılan davalarda kimi planlar idare mahkemelerince iptal edilmiş olsa da üst mahkemelerce bu kararlar genellikle usul gerekçeleriyle bozulmuş veya planların birbirini takip ettiği gerekçesiyle iptal kararlarının geçersiz olduğu değerlendirilmiştir. Bu süreç, planlama hiyerarşisinin doğru işletilmediğini ve planların şehircilik ilkeleri ile planlama esaslarına aykırı şekilde hazırlandığını göstermektedir.” ifadelerine yer verildi.
“28 AYRI İHALE DÜZENLENDİ”
İPA’nın paylaştığı bilgilere göre Boyalık-Baklalı’da yaklaşık 4 bin konutluk TOKİ projesi, İstanbul Havalimanı’na yakın konumda yer alan 13 bine yakın konuttan oluşan “Yenişehir Evleri Arnavutköy” projesi ve Sazlıdere Barajı çevresinde yer alan ve yaklaşık 25 bin konutluk büyük ölçekli toplu konut alanı çalışmalarına başlandı. 2020 yılında yapılan ilk imar planları ve sonraki revizyonlara yönelik açılan davalarda bazı iptaller gerçekleştiği için, TOKİ’nin iki bölge için yeni imar planları hazırladığı belirtilirken şu bilgiler paylaşıldı: “Boyalık-Baklalı projeleri için 7 Ocak 2025 tarihinde Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından resen onaylanan plan değişiklikleri ile yapılaşmalar hukuki zemine oturtulmaya çalışıldı. Bu değişikliklere rağmen, planlara yönelik açılmış çok sayıda dava, itiraz ve kamuoyu tepkisi mevcut. Aralık 2024’te rezerv alan sınırı ve çevre düzeni planına yönelik verilen iptal kararının ardından, Sazlıdere Barajı çevresindeki projeleri resmileştirmek amacıyla 10 Şubat 2025 tarihinde yeni 1/100.000 ölçekli Çevre Düzeni Planı ile birlikte imar planları askıya çıkarıldı. Ancak 2019 tarihli ana planın iptali doğrultusunda, bu plan da usul gerekçesiyle askıdan geri çekildi. Bu planlama süreciyle eş zamanlı olarak TOKİ, 16 Aralık 2024 ile 31 Ocak 2025 tarihleri arasında 24 bin 150 konut ve bin 121 dükkândan oluşan projeler için 28 ayrı ihale düzenlemiş, sözleşme imzalama süreci 17 Mart 2025 tarihinde başlamış ve devam etmektedir. Ayrıca, 13 Mart 2025 tarihinde toplam yatırım bedeli 65 milyar 371 milyon TL’yi aşan ve 6 farklı bölgede uygulanacak olan başka bir proje için “ÇED Gerekli Değildir” kararı alındı. 5 Nisan 2025 itibarıyla göl havzası sınırındaki tarım alanlarında iş makinelerinin çalışmaya başladığı tespit edilmiştir. Tüm bu gelişmeler, planların yargı kararıyla iptal edilmesine rağmen, projelerin yapılmasındaki ısrarın sürdüğünü ve yargı kararlarının aşılması amacıyla yeni planların hızla hazırlandığını göstermektedir. Yargı süreçleriyle paralel yürütülen ihale ve inşaat süreçleri, şehircilik ilkeleri, çevre koruma mevzuatı ve kamu yararı açısından ciddi soru işaretleri doğurmaktadır.”
“YAPILAŞMAYA AÇILACAK”
Toplam yatırım maliyeti 65 milyar TL’yi aşan bu projelerle birlikte, bölgedeki tarım alanlarının ormanların, meralar ve doğal sit alanlarının hızla yapılaşmaya açılacağı paylaşılırken, “Bu durum yalnızca İstanbul’un ekolojik dengesini değil, aynı zamanda su güvenliğini de ciddi biçimde tehdit etmektedir. Bilirkişi raporlarında özellikle iklim değişikliği, içme suyu havzaları, deprem riski ve potansiyel olarak 2 milyona yakın yeni nüfusun yaratacağı baskılar konusunda ciddi uyarılara yer verilmektedir. Kanal İstanbul’a ayrılan kaynakların, beklenen büyük Marmara Depremi’ne hazırlık amacıyla dönüştürülmesi gereken yaklaşık 1 milyon bağımsız birimin güçlendirilmesinde kullanılması gerektiği değerlendirilmektedir.” denildi. Özellikle tarım alanları ve su havzalarının bulunduğu bu bölgelerde gerçekleştirilen büyük ölçekli inşaatların, ekolojik dengeyi ve sürdürülebilir su kaynaklarını ciddi şekilde olumsuz etkileyeceği ifade edilirken, bölgede oluşacak 100 bin kişilik ek nüfusun da yeni sorunlara yol açacağı vurgulandı.
İMAMOĞLU AÇIKLAMA YAPTI
Silivri Cezaevi’nde tutulan İBB Başkanı ve CHP’nin cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu, sosyal medya hesabından Kanal İstanbul ile ilgili açıklama yaptı: “Yokluğumu fırsat bilip Kanal İstanbul denen rant ve talan projesi uğruna Avrupa Yakası’nın en önemli su kaynaklarından biri olan Sazlıdere Barajı’nın etrafında 24 bin konutun inşaatını başlattılar. Bu kez alelacele TOKİ'yi devreye almışlar. Dozer ve iş makinelerini mutlak koruma alanının içine, suyun dibine kadar sokmuşlar. İBB’nin ve İSKİ’nin resmi uyarılarını dikkate almadıkları gibi Cumhurbaşkanlığı kararıyla Sazlıdere Barajı’nın içme suyu kullanım oranını yüzde 100’den yüzde 0’a indirmişler. Bunu hiç utanmadan kamuoyundan saklayıp, İSKİ’ye bile bildirmemişler. Şunu herkes anlasın ki, bizim gözbebeğimiz İstanbul’umuzda feda edilecek bir tek damla su kaynağımız yok. Bu haksız, hukuksuz ve fırsatçı yaklaşımla mücadeleyi asla bırakmayacağız. Sizin iklim değişikliği ve çevre koruma konusunda zerre kadar samimiyetiniz olsaydı, İstanbul’un su kaynaklarına böylesine saldırmazdınız.Hukuka, ekonomiye, demokrasiye verdiğiniz zararın yanına çevreye, İstanbul'un su kaynaklarına verdiğiniz zararı ekliyorsunuz. Tüm dünyanın cebelleştiği, yeni yol ve yöntemler aradığı iklim krizine bir kriz de siz ekliyorsunuz. Hemen vazgeçin bu rant ve talan projesinden. Millet sizi zaten gönderecek bari gitmeden toprağa, suya, havaya daha fazla zarar vermeyin.”