“Başka bir İstanbul’u tanıyacaksınız”

Kornelia Binicewicz ve Italo Rondinella'nın yazdığı "Pazar//Shuk" kitabını konuştuğumuz Binicewicz, “Yaşadığımız mahallenin dışında bulunan bir bölge seçelim ve pazarın kurulduğu gün orayı ziyaret edelim. Pazardan sadece sırtınızda bir dolu taze ürünle dönmekle kalmayıp, başka bir İstanbul’u ve bizim gibi burayı evi belleyen insanları da tanıyacaksınız” diyor

22 Temmuz 2022 - 10:01

Fotoğraflar: Italo Rondinella

Uzun süredir İstanbul’da yaşayan kültür antropoloğu; müzik ve yemek projeleri küratörü Kornelia Binicewicz ve İstanbul’da yaşamını sürdüren İtalyan belgesel fotoğrafçısı ve film yapımcısı Italo Rondinella’nın birlikte hazırladığı Pazar//Shuk kitabı İstanbul ve Tel Aviv’deki pazar yerlerinin hikayelerini yeni ve farklı bir bakış açısıyla anlatıyor. İstanbul’dan birçok tarihi pazarın yer aldığı kitapta Kadıköy’ün tarihi Salı Pazarı (Hasanpaşa’daki yeni adıyla Cuma Pazarı) da konu ediliyor.

PAZAR HİKAYELERİ

Okuyucularını İstanbul ve Tel Aviv’in pazar yerlerinin hikayeler ve fotoğraflar ile keşfetmeye davet eden Pazar // Shuk; Musa Dağdeviren (Çiya Sofrası’nın şefi ve sahibi), Aret Silahlı (Aret’in Yeri’nin sahibi), David Kishka (İsrail Mutfak Kültürü Derneği Başkanı), Sherry Ansky (Yemek gazetecisi ve Tel Aviv’deki Sherry Herring’in sahibi), Avivit Priel Avihai (Tel Aviv’deki Ouzeria’nın şefi ve sahibi) gibi şehirlerin pazar yerlerinde çeşitli rolleri olan ve yerel pazar kültürüne entegre olmuş kişilerin deneyimlerine de yer veriyor.

EŞSİZ LEZZETLER SUNUYOR

İstanbul’daki İsrail Başkonsolosluğu tarafından ANU Museum Tel Aviv'in desteğiyle hazırlanan Pazar//Shuk doğrudan yerel pazarlardan gelen yemek tarifleriyle harmanlanmış bir hikaye, deneme ve sokak fotoğrafları koleksiyonu olma özelliği de taşıyor. “İstanbul’daki pazar, Tel Aviv’deki shuk, insanların ilk ve en önemli buluşma noktası, kültürel görüşmelerin yapıldığı ve yeni işbirliklerinin kurulduğu yerdir.” diyen Kornelia Binicewicz ile projenin çıkış noktasını, pazarların ortak noktasını, yemek kültüründeki yerlerini konuştuk.

                                                                                                                       Kornelia Binicewicz

İstanbul ve Tel Aviv’deki  pazarları birçok insanın çeşitli ihtiyaçlarını karşıladığını ifade eden Binicewicz, pazarı genel olarak şöyle tanımlıyor: “Halka uygun fiyatlı ve taze ürünleri, azınlıklara kendi yöresel yemeklerini ve ürünlerini, şeflere ve gurmelere ilham ve mutfak bilgisi, turistlere ise eşsiz lezzetler sunuyor. Bu yerler, toplumun tarihsel ve demografik hafızasını canlandırabileceği, çoğulculuğunu yeniden keşfedebileceği ve çeşitliliğini kavrayacağı yerler. Bunlar ayrıca şehrin dokusundaki engellenemez değişikliklerin fark edilebildiği kentsel keşif yerleridir. Pazar yerlerinin farklı insan gruplarını bir araya getirme konusunda kendine has bir yeteneği var.”

Italo Rondinella

KEŞİF DUYGUSU

“Projenin fikri, pazarda alışveriş yapma tutkumuzdan ortaya çıktı” diyen Binicewicz, şöyle devam ediyor: “ Italo da ben de haftalık alışveriş yaptığımız pazarların bulunduğu çok güzel semtlerde yaşıyoruz. İstanbul'un birçok başka yerini de en iyi ürünleri ararken keşfettik. Bu kişisel ilgi bizi iş ve yaşam partnerleri olarak bir araya getirdi. Italo fotoğraflarıyla, ben de gözlemlerim ve hikâyelerimi anlatarak dünyayı betimliyoruz. İstanbul’un ve Tel Aviv’in güzelliğini sunmak ve insanları yemeğin ve pazar yerlerinin kültürü aracılığıyla bir araya getirmek istedik.”

“HEM FARKLI HEM BENZER”

İki kentin  de çok kültürlü ve çok sesli bir yapıya sahip olduğunu söyleyen Binicewicz, İstanbul’un kendileri için neleri ifade ettiğini şu sözlerle anlatıyor: “İki kent de geleneklere ve kültürlere yönelik devasa bir çeşitlilik barındırıyor.  Italo ve benim için İstanbul ikinci bir ev gibi. İstanbul'a taşınmadan önce Tel Aviv benim favori kentimdi. Bu iki kent hem birbirinden çok farklı hem de birbirine çok benzer. İsrail’in ve Türkiye’nin iki dev kentinin kültürel sermayelerini sunma, çeşitliliğin aşırı kıymetli olduğunu anlamaya yardımcı oluyor.”

İSTANBUL’DA 350, TEL AVİV’DE 6 PAZAR VAR

Pazarları, halktan çeşitli grupların bir araya geldikleri ve birbirleriyle tanıştıkları buluşma noktaları olarak tanımlayan Binicewicz, ayrıca birçok ihtiyacı karşıladığı, insanlara ucuz ürünler sağladığı için de pazarların önemli olduğunu ifade ediyor. “İstanbul ve Tel Aviv pazarlarında bizi büyüleyen şey çeşitlilik oldu.” diyen Binicewicz, şöyle devam ediyor: “İstanbul, 350'den fazla pazar seçeneğiyle bu kentten geçen ve kalanlara çok büyük bir ürün yelpazesi sunuyor. Boşnakların, Ukraynalıların, Ermenilerin, Kürtlerin ve Suriyelilerin yerel ürünlerini bulmak biraz çaba gerektiriyor çünkü ürünler belirli göçmenlerin veya etnik grupların yaşadığı mahallelerin bakkallarında satılıyor. O kültür ve mutfak çeşitliliğini deneyimlemek için kentin ara sokaklarında gezmeye kesinlikle değer. Tel Aviv'de ise sadece 6 pazar bulunuyor ve 70'ten fazla kültürel kimlikten insan ürünlerini buralarda bulunduruyor.  Bazı pazarlar, mesela Shuk HaTikva, daha Şark topluluklarına hitap ediyor ve buralarda Şark malzemeleri satılıyor. Diğerleriyse (Doğu Avrupa’dan gelen) Aşkenaz topluluklarının ihtiyaçlarını karşılamak üzere tasarlanmış.”

TANIŞMA MEKANLARI

Pazarların sadece bir şeyler alıp satmaya yönelik değil, insan ilişkilerinin de mekânları olduğunu söyleyen Binicewicz “Pazarlar ortak yaşam, iletişim ve muhabbetin de mekânları. İnsanların ve yaşam tarzlarının çeşitliliğini ve türlülüğünü temsil ediyor. Pazarlar başkalarını, gündelik yaşamda görüşmediklerimizi bile,  tanımanın ve onlarla tanışmanın en etkili yollarından birini sunuyor. Herkese tavsiye ederim, yaşadığımız mahallenin dışında bulunan bir bölge seçelim ve pazarın kurulduğu gün orayı ziyaret edelim. Pazardan sadece sırtınızda bir dolu taze ürünle dönmekle kalmayıp, başka bir İstanbul’u ve bizim gibi burayı evi belleyen insanları da tanıyacaksınız.” diyor.

Daha fazla bilgi için  www.pazarshuk.com’u ziyaret edebilirsiniz.

 


ARŞİV