Sağlığa olumsuz etkileri artık herkesçe bilinen ve artık neredeyse her köşe başında bir tane bulunan baz istasyonlarına karşı tepkiler artıyor. Bu istasyonların kaldırılması için başlatılan sivil girişimler bir bir kazanımla sonuçlanıyor. Baz istasyonlarına karşı bir zafer haberi de yine Kadıköy'den geldi.
Moda'da yaşayan Z. Ceyda Margarida isimli Kadıköylü, evine yaklaşık 12 metre mesafede bulunan baz istasyonunun kaldırılması talebiyle 13 Temmuz 2009'da dava açtı. Margarida'nın Kadıköy 1. Asliye Hukuk Mahkemesi'nde, Vodafone, Avea ve Turkcell aleyhine açtığı dava yaklaşık 1.5 yıl sürdü. 29 Nisan 2010'da açıklanan karar baz istasyonlarının kaldırılmasını öngörüyordu. Mahkeme kararında, Psikolog Bilirkişi Caner Soysal, “Davacıların algılamaları ve sosyal yaşamları olay nedeniyle olumsuz şekilde etkilendiğinden, bu vakada olayın psikolojik etkisinden bahsedebiliriz. Dolayısıyla davacıların ve çevre halkının psikolojik ve sosyal sağlığının daha fazla etkilenmemesi amacıyla baz istasyonunun bulunduğu bölgeden kaldırılmasının çevre halkının psikolojik ve sosyal sağlığı açısından uygun olacağı kanaatini taşımaktayım” görüşüne yer verdi. Temyize götürülen dosya, Yargıtay 4. Hukuk Dairesi tarafından da kabul edildi. Bundan sonraki süreçte Turkcell, Ceyda Margarida ve avukatı Ali Kemal Açıkgöz'ün ihtarları sonucunda geçtiğimiz günlerde kendisi baz istasyonunu söktü. Açıkgöz daha sonra da Kadıköy İcra Müdürlüğü aracılığıyla söküme gitti. Bu esnada durumdan haberdar olan Vodafone ve Avea gelip istasyonlarını teslim aldı.
‘YENİ YASA GEREKLİ’
Bu davayı kazanan avukat Ali Kemal Açıkgöz, daha önce de yine Moda'da bir baz istasyonu davasını daha kazanmıştı. Açıkgöz'ün Moda'daki 1, Sabiha Gökçen yakınındaki 2 davası da sürüyor.
Açıkgöz, baz istasyonunun yerleşim alanları içinde kurulmasının, toplum sağlığı açısından büyük bir tehdit oluşturduğunu, uzun vadede kalıcı rahatsızlıklara, hatta ölümlere yol açtığını belirterek, baz istasyonunun fiziksel olarak yüzde 100 zarar vermediği yönünde hiçbir bilimsel rapor bulunmadığına dikkat çekiyor. Baz istasyonlarının “Telekomünikasyon Kurum Güvenlik Sertifikası” adıyla kullanım belgesi alarak kurulduklarını anımsatan Açıkgöz, “Sertifikada kullanımla ilgili limitler belirtilmiştir. Ancak kullanılan limitler yönetmelikle belirtilen limitlere uygun olsa bile, bu zararın olmayacağı anlamına gelmemeli. Çünkü servis sağlayıcısı söz konusu değerleri kendisi kontrol edebiliyor, ihtiyaca göre yükseltip/düşürebiliyor” diye konuşuyor. “Çevre Bakanlığı'nın ‘Elektromanyetik Kirlilik’ genelgesinde baz istasyonlarının kurulması ile çevre kirliliği ve insan sağlığına olabilecek olumsuz etkilerin mevzu bahis olabileceği belirtilmiş ve baz istasyonu kurulmasının ancak valiliğin iznine tabi olacağının altı çizilmiş. Fakat bu konuda maalesef hukuki bir boşluk var. Zira valilik genelde bu konuda somut bir müdahalede bulunmuyor”
eleştirisini yapan Açıkgöz, derhal yeni bir hukuki düzenleme yapılmasını istiyor.
Avukat Ali Kemal Açıkgöz, yaşam alanlarını yakınlarında baz istasyonu bulunan yurttaşlara da şu önerilerde bulunuyor: “Vatandaşlar öncelikle kurulum esnasında gerekli izin ve sertifikaların olup olmadığını kuranlardan talep etsin. Kurulmuş olan istasyonlar için de bulunduğu belediyenin çevre müdürlüğü ve bağlı oldukları mülki amirliklere kaldırma için müracaat edebilirler. Ama bir netice alınmaz ise (çok büyük bir olasılıkla alamayacaklardır) tek çare dava açmak olacaktır.”
Gökçe UYGUN