Son yıllarda aşırı yağışlar sebebiyle birçok ilde sel felaketleri yaşandı. Geniş bir coğrafyayı ve bölgede yaşayanları olumsuz etkileyen afetin sebepleri arasında iklim değişikliğine bağlı artan yoğun yağışlar gösteriliyor. Ancak uzmanlar, aşırı yağışların her defasında şehirler için büyük bir yıkıma sebep olmasını sadece iklim kriziyle açıklanamayacağını belirtiyor. Özellikle dere yataklarının ve yeşil alanların yapılaşmaya açılması felaketin büyümesinde en önemli nedenlerden biri. Peki gelecek yıllarda İstanbul’u neler bekliyor? Aşırı yağışlar büyük bir felakete yol açar mı? Marmara Belediyeler Birliği’nin hazırladığı Kent Selleri Yönetim ve Kontrol Rehberi’ne göre şehirlere döngüsel sel afet yönetimi öneriliyor.
Prof. Dr. Mikdat Kadıoğlu’nun iki yıl önce hazırladığı bu rehberde İstanbul’un planlamasında yapılan olumsuz değişimlere yer veriliyor. İstanbul’un kentsel gelişiminde dere ve vadilerin Bizans döneminden 1950’li yıllara kadar doğal yapısını koruduğunu aktaran Kadıoğlu, Cumhuriyet dönemi ve sonrasında ise bu durumun değiştiğini şöyle açıklıyor: “Özellikle 1950 yılından sonra artan nüfusa paralel olarak kara yollarına verilen öncelik, 1970’li yıllardan sonra Anadolu ve Rumeli yakasını birbirine bağlayan köprüler kentin morfolojisi ve gelişim yönünü hızla değiştirmiştir. Derelerin koruma bantları kaçak yapılarla kaybolmuştur.Her dere semt merkezlerine yaklaştıkça koruma bantlarının tamamına yakını kaçak yerleşim, sanayi gibi müdahalelerle işgal edilmiş durumdadır.”
“İHTİYAÇLARI KARŞILAMIYOR”
Geçmişte inşa edilen dere kesitlerinin ve menfezlerin, artan nüfus, betonlaşma ve asfaltlama faaliyetleri sebebiyle ihtiyaçları karşılayamadığını ifade eden Kadıoğlu, İstanbul’daki derelerin, kirlilik, işgaller ve yanlış arazi kullanım kararları nedeniyle doğal yapısını kaybettiğini aktarıyor. “İstanbul’da katlanarak artan nüfus beraberinde su geçirmeyen yapılaşmış alanın da hızla büyümesine neden olmaktadır.” uyarısında bulunan Kadıoğlu, “Diğer bir deyişle, Türkiye’de sağlıklı bir kentleşmenin ve kent kimliğinin oluşmasının önündeki en büyük olumsuzluk, planlanmamış ve ardı arkası kesilmeyen insan göçleridir. BM’ye göre 2030’da nüfusun 17 milyona yaklaşması beklenmektedir. Fakat İstanbul’da sondönemde sık sık yaşanan aşırı hava olayları ve sellerinde aşırı nüfusun neden olduğu aşırı betonlaşma önemli rol oynamaktadır.” diyor.
NELER YAPILMALI?
İstanbul gibi şehirler başta olmak üzere, dünyanın birçok bölgesinde doğa kaynaklı tehlikelerin profilinin değiştiğini belirten Kadıoğlu, şu uyarıda bulunuyor: “Öyle ki iklim değişikliği bir iki derecelik sıcaklık artışlarıyla konuşulup ele alınırken ortalamalardaki bir iki derece sıcaklık değişimin uç değerlerde on on beş kat artışa neden olacağı unutulmamalıdır.”
Peki çözüm için neler yapılmalı? “İstanbul’un afete karşı dirençli ve sürdürülebilir bir şehir haline getirilmesi, ekonomik kalkınma ve yoksullukla mücadele kadar yüksek önceliğe sahip bir konudur.” diyen Kadıoğlu, şu önerilerde bulunuyor: “Artık her sele de ezbere taşkın demeden sellerin türlerini bilmeli ve farklı sel türlerine göre farklı çözümler geliştirme yoluna gitmeliyiz. İstanbul’un, şimdiki ve gelecekteki gelişmeler doğrultusunda potansiyel sellere maruz kalabilecek olan ve bu seller nedeniyle ortaya çıkan risklerden etkilenebilecek olan yaşam alanlarının, ekonomik kaynaklarının, kamu hizmeti alanlarının ve tarihi, sosyo-kültürel ve doğal değerlerinin tespit edilmesinden sonra bunların korunması çalışmalarına geçilmelidir. İstanbul’un da sel risklerine karşı dirençli bir hale getirilebilmesi için dünyada uygulanan iyi örneklerden bazı yapısal ve yapısal olmayan değişik hasar ve risk azaltım önlemleri uygulanması gerekir. Bu nedenle sellere ve toprak kaymasına karşı, afet yönetimi alanındaki eksikliklerin giderilmesini, düzensiz yapılaşmanın iyileştirilmesini, afet sırasında kullanmak üzere yol düzenlemeleri yapılmasını ve halkın farkındalığının artırılmasını amaçlayan yoğun ve tüm Türkiye’ye de örnek çalışmalar yapılmalıdır.”
SEL KILAVUZU HAZIRLANDI
İklimce Sohbetler de “İklimce Sel Kılavuzu”nu yayınladı. Rehber, sellere karşı hazırlık ve dayanıklılık konusunda bilgiler içeriyor. Bunlardan bazıları şöyle:
- Akarsu/taşkın yataklarına bina inşa etmeyin ve yerleşmeyin.
-Akarsu yataklarına ve çevresine inşa edilmiş binalardan ev/işyeri almayın veya kiralamayın.
- Sel riski yüksek olan bir yere yerleşmekten kaçınamıyorsanız, bodrum yapmayın; su basman kotunu yüksek tutun; binanın kullanılan mekanlarını ve tesisatını taşkın seviyesi üstüne gelecek şekilde inşa edin; taşkın seviyesi altındaki mekanlarının ve temellerin su yalıtımının güçlü olduğundan emin olun.
- Mümkünse binayı öngörülen sel seviyesinin üstüne yükseltin ve yapısal olarak güçlendirin.
- Yasal çerçeve izin veriyorsa, sel oluşma riski yüksek alanlarda engelleyici taşkın koruma duvarı gibi altyapıları inşa edin.
- Bodrum ve giriş katlarında seramik zemin kaplamasını tercih edin, duvardan duvara halı döşemelerden kaçının.
- Binanızın çevresindeki eğimin ve yağmur suyu deşarj hatlarının suyu binanızdan uzağa doğru yöneltecek şekilde olmasını sağlayın.
SELLERE HAZIRLIKLI OLMAK
-Afet ve sonrasındaki 72 saatlik ihtiyacınızı karşılayacak bir acil durum çantası hazırlayın. Özellikle kronik bir sağlık sorunu olan aile bireyleriniz varsa, çantanızda en az beş günlük ilaç bulundurun. Evcil hayvanlarınız varsa, onların ihtiyaçlarını da gözetin. Çantanızdaki malzemelerin son kullanma tarihlerini ve sterilliklerini düzenli olarak kontrol edin ve yenileyin.
-Binanızın elektrik, doğalgaz vb. tesisat bağlantılarının nasıl kapatıldığını öğrenin ve ailenizin de bildiğinden emin olun.
-Özellikle sık sel yaşama ihtimali olan bir yerdeyseniz, gerektiğinde kullanmak üzere kum, kum torbaları, naylon, çivi, kontrplak, tahta vb. inşaat malzemelerini ve bir alet sandığını hazır bulundurun.
-Koruyucu ekipman, el fenerleri (pilleriyle), pille çalışan radyo ve ilk yardım malzemelerini hazırda tutun. İlk yardım malzemelerinin düzenli olarak son kullanma tarihlerini ve sterilliklerini kontrol ederek yenileyin.
- Önemli acil durum iletişim bilgilerini (çocuklar dahil) ve bu numaralardan yetkililerle ne zaman nasıl iletişime geçileceğini tüm aile bireylerinin bildiğinden emin olun.
SEL ANINDA NELER YAPILMALI?
-Ani sel ile karşılaşmanız durumunda talimat beklemeden ve hiç zaman kaybetmeden yaya olarak yüksekte bir yere çıkın.
-Sakin kalın. Bireylerin panik halinde karar verebilme kapasiteleri düşeceği için herhangi bir şey yapmadan önce sakinleşmek için derin nefes alabilir ya da ondan geriye sayabilirsiniz.
-Afetin bulunduğunuz yeri etkilemesine ve tahliye zorunluluğuna dair bilgi almak için bölgeden sorumlu resmî kurumların (örn. AFAD, belediyeler, valilikler) duyurularını takip edin.
-Akarsu yatakları, drenaj kanalları, vadiler, kanyonlar gibi ani sel yaşanma riski yüksek yerlerden uzak durun.
-Evinizin çevresindeki emniyet ve istinat duvarlarının yıkılabileceğini varsayarak bu bölümlerden uzak durun.Konumunuz akarsu yatağında veya çukurdaysa ya da yapıyı tehdit eden bir durum varsa hemen binayı terk edin.
-Elektrik kaynaklarından uzak durun. Suyun ulaşamayacağı üst katlara çıkın. Çocuklar, yaşlılar ve evcil hayvanlar gibi tek başına üst katlara çıkamayacaklara yardım edin, güvende olduklarından emin olun.
- Aracın içinde mahsur kaldıysanız, kemerlerinizi çözün, (kapınızın açılmama ihtimaline karşı) camlarınızı açın ve aracı terk edin. Araca tutunmayın, sel suyunun akışına göre yüksek bir yer tespit edin ve oraya tırmanın.Aracın içinde mahsur kaldıysanız ve aracınız suya gömülmeye başladıysa, son çare olarak, kapıların kilitlerini açın, kafanızı suyun üstünde tutmaya çalışarak derin ve yavaş nefesleralın, aracın içine giren suyun basıncıyla dışındaki basıncın dengelenmesini bekledikten sonra kapınızı açın ve araçtan güç alarak yüzerek yüzeye çıkın.
KONTROL ETMEDEN DÖNMEYİN!
- Yetkililer binalara geri dönülebileceği onayını vermeden ve hasar kontrolü yapılmadan binanıza geri dönmeyin. Dışardan hasar görünmese de binaların temelinde hasar oluşmuş olabilir.
-Binanızın temeli, duvarları, kat zeminleri veya diğer yerlerinde herhangi bir hasar olup olmadığını kontrol edin.
-Binanızı kontrol ederken koşullara uygun kişisel koruyucu ekipman (ör. su geçirmez bot, plastik ya da lateks eldiven, maske) ve pille çalışan el fenerleri kullanın.