‘Bilet yerine adalet dağıtmak isterdim'

Milli Piyango, kimisi için umut, kimisi için ise ekmek kapısı. 35 yıldır bilet satan Makbule Erdağı, “Keşke okusaydım, hâkim olsaydım da bilet yerine adalet dağıtsaydım” diyor.

25 Aralık 2014 - 15:43
Milli Piyango, kimisi için umut, kimisi için ise ekmek kapısı. 35 yıldır bilet satan Makbule Erdağı, “Keşke okusaydım, hâkim olsaydım da bilet yerine adalet dağıtsaydım” diyor.
 
Aysel KILIÇ
 
 
Yeni yılın sembollerinden biri de Milli Piyango bileti. Umudunu şansa bağlayanlardan kimisi borçlarını kapatmayı, kimisi bir ev sahibi olmayı, kimisi de tatil yapmayı hayal ediyor… Yeni yıl öncesi, “Peki ya çıkarsa?” düşüncesiyle biletçilerin önünde uzun kuyruklar oluştu. Bilet alanların sayısı artarken biz de objektifleri standın arkasına çevirdik. Bilet satıcılarının da bir bileti ve bir umudu var mıydı, bunu öğrenmek istedik.  
Kadıköy-Eminönü İskelesi önündeyiz. Meydanda iki Milli Piyango bilet standı var. Standın birinde kadın, diğerinde ise erkek biletçi var. Yaz -kış demeden, her gün burada bilet satan güler yüzlü kadının standına yöneldik. Önce bilet fiyatlarını, ardından da yeni yıla dair umudunu sorduk. Biletçi kadın, yılbaşı özel çekilişte tam bileti 50, yarım bileti 25, çeyreği ise 12,5 liradan sattıklarını söyledi ve gülerek ekledi:  “Umut almaya mı geldiniz? Biz bilet satıyoruz ama umut satmıyoruz.”
20 YILDIR KADIKÖY’DE BİLET SATIYOR
Yolunuz İskele Meydanı’na düşmüşse, Makbule Erdağ’ı mutlaka görmüşsünüzdür. Çünkü O, sokağın daimi sakinlerinden. Yıllarını Milli Piyango bileti satıcılığına vermiş. 1995’ten beri de Kadıköy’de. Makbule Erdağı 55 yaşında. Çocukluğu memleketi Kars’ta geçmiş. 16 yaşında evlenmiş, 17’sinde ise anne olmuş. “Çocukluğumu yaşayamaya fırsatım olmadı” diyen Erdağı, ilkokul üçüncü sınıfta okulu bırakmak zorunda kalmış. Erdağı okuyamamanın bedelinin ağır olduğunu ise şöyle ifade ediyor.“İlkokul üçüncü sınıfta babam hayatını kaybedince, annem beni okuldan almak durumunda kaldı.  Annem tek başına, onun bunun kapısında çalışarak dört çocuğunu büyüttü. Çok zor bir çocukluk geçirdim. Akranlarım gibi çocuk olamadım. Çocuk yaşta evlendim. Yaşadıklarımı anlatacak kelime bulamıyorum. Keşke okuryazar olsaydım da hayatımı kitap yapsaydım.”
“PARKLARDA YATTIM, AÇ SUZUZ KALDIM”
Üç çocuk annesi Makbule Erdağı’nın evliliği ise 12 yıl sürmüş ve ardından zor günler başlamış: “Eşim memurdu. Evlendikten sonra tayini Ankara’ya çıktı. Gittik… Ama sorunlar başladı. Ayrıldık. Bilmediğim bir şehirde iş bulmak kolay değildi. Her tarafta iş aradım. Sonra bir tanıdık aracılığıyla Milli Piyango bilet satışına başladım. Şartlar çok kötüydü.  Öyle zamanlar oldu ki, parklarda yatmak zorunda kaldım.  Sonra İstanbul’a geldim. Burada da sorunlar farklı değildi. Ek işler yapmama rağmen günlerim aç ve susuz geçti.” Çalışma koşullarının ağır olmasından yakınan Erdağı, “Ne sabit bit maaşımız var ne de sağlık sigortamız. Ne kadar bilet satarsak ona göre ücret veriyorlar. O da çok az.  Hiç satmadığımız günler de oluyor.  Şimdi yeni yıl geldi diye bir hareketlenme var ama her zaman böyle değil. Hayat çok  pahalı. Evin faturalarını hâlâ ödeyemedim.”
“HÂKİM OLMAK İSTERDİM”
Makbule Erdağı, yeni yıla dair umudunun olmadığını söylese de bilet almaktan da vazgeçmemiş. Parası çeyrek bilete yetmiş. Erdağı, piyango vurursa önce borçlarını ödemeyi sonra da dinlenmeyi hayal ediyor: “Güzelim yıllarımı açlık ve sefalet içerisinde geçirmek beni üzüyor. Belki ufak bir para çıkarsa dinlenirim.” Erdağı’nın çocukluğundan beri kurduğu bir de hayali var: “Kimisi geliyor ‘yaptığın iş haram’ diyor, kimisi bırakmamı istiyor. Ama ben burada emeğimle çalışıyorum. Yapacak başka iş var da yapmıyor muyuz? Mektepli olsaydım böyle olmazdı. Okusaydım hâkim olurdum. Haklıyı haksızı ayırırdım.  Bilet yerine adalet dağıtırdım. Yıllarca bunun hayalini kurdum. Ama artık çok geç.”

 


ARŞİV