Havacılık kahramanımız Vecihi Hürkuş, ilk sivil uçağı Kadıköy’de imal edip ilk uçuşunu 1930’da Fikirtepe’de büyük bir kalabalık karşısında yaparak tarihe geçmişti…
Mustafa SÜRMELİ
Eğer hayatı bir film yapılsaydı, değme Hollywood yapımlarını geride bırakır, “bu kadarı da olur mu?” dedirtirdi. O gökyüzü kahramanımızdı. Pek hatırlanmasa da Birinci Dünya Savaşı, ardından İstiklal savaşında yaptıklarıyla hem gökyüzü tarihinin hem de kendi tarihimizin sayfalarına ismini altın harflerle yazdırdı. Kadıköy’de ilk sivil, eğitim ve spor uçaklarını imal etti. 27 Eylül 1930’da ilk sivil uçağıyla Kadıköy Fikirtepe’de büyük bir kalabalık karşısında ilk uçuşunu gerçekleştirdi ve tarihe geçti. Hürkuş ayrıca uçak motorlu deniz kızağını da yine Kadıköy’de imal etmişti.
Genç yazarlarımızdan Orhan Bahtiyar ise Vecihi Hürkuş’un hayatını “Gece Teyyarede Açıkta” adıyla romanlaştırdı.
İLK UÇAĞI KADIKÖY’DE YAPTI
Vecihi Hürkuş, 1896’da İstanbul’da doğdu. Birinci Dünya Savaşı’na katıldı, yaralandı. İstanbul’daki Tayyare Mektebi’ne girdi ve pilot oldu. 7. Tayyare Bölüğü’ndeyken Ruslara karşı keşif ve bombardıman görevlerinde bulundu. Uçak düşüren ilk Türk tayyarecisi olan Vecihi Hürkuş, Ruslara esir düştü. Müthiş bir kaçış planı yaptı. Hazar Denizi’nde yüzerek İran üzerinden Anadolu’ya geldi. 9. Tayyare Bölüğünde görev aldı. Burada av uçağı tasarımı yaptı. Kurtuluş Savaşı’nda görev aldı. İnönü ve Sakarya savaşlarındaki başarılarıyla dikkat çekti. Kırmızı şeritli İstiklal Madalyası sahibi olan Vecihi Hürkuş’a TBMM tarafından üç kez takdirname verildi. Savaş sonrası tayyareci yetiştirdi. İlk Türk uçağını imal etti. 1925 yılı Ocağı’nda “VECİHİ K-VI” adını verdiği uçağını uçurdu.
Fikirtepe'de tarihi gün
Vecihi Hürkuş, 1930’da Kadıköy’de bir keresteci dükkânını kiraladı. Üç ayda ilk Türk sivil uçağı “VECİHİ XIV”ü imal etti. 27 Eylül 1930’da ilk sivil uçağıyla Kadıköy Fikirtepe’de büyük bir kalabalık karşısında ilk uçuşunu gerçekleştirdi ve tarihe geçti. Fikirtepe’deki ilk uçuştan sonra bu uçakla Yeşilköy ve Ankara’ya da uçtu. Uçabilirlik Sertifikası için yetkili kurumlara başvurdu. Teknik tespit yapacak uzman olmadığı için belge alamadı. İlk sivil havacılık okulunu açtı. 1954’te ilk sivil havayolu şirketi Hürkuş Havayollarını kurdu.
Orhan Bahtiyar ilk sivil uçağı imal eden Vecihi Hürkuş'u yazdı. “Gece Tayyarede Açıkta” adlı kitabını yazarken 2 yıl süren ciddi bir çalışma yaptığını söyleyen Orhan Bahtiyar, Vecihi Hürkuş’un günlüklerini bulduğunu, anılarını okuduğunu bunlarla da yetinmeyip, havacılıkla ilgili araştırmalar yaptığını söyledi. “Hürkuş Kadıköylü. Beni çok etkileyen noktalardan biri de bu. Çocukluğumdan beri Kadıköy’de yaşayan biri olarak neden daha önce duymadım, neden duyurmadılar, neden ders kitaplarına koymazlar, neden filmler yapılmadı, kitaplar yazılmadı diye düşündüm. ‘Bunu benim yapmam lazım’ diye düşündüm” diyen Orhan Bahtiyar, Vecihi Hürkuş’un, Kurtuluş Savaşı’na gitmeden bir gün önce gelip, Adaları seyrettiği yerin de Moda olduğunu belirtiyor.
Kitabının, Hürkuş’un 1915-1923 yılları arasına tekabül eden askeri havacılık tarafını anlattığını, Birinci Dünya Savaşı’ndan başlayıp, Kurtuluş Savaşı’nın sonuna kadar olan bölümü içerdiğini belirten Bahtiyar, “Anılarından hareketle roman. Hayatını anlatan edebi anlamda ilk eser. Kimi zaman güldüren kimi zaman ağlatan hikâyeleri var Hürkuş’un. Hürkuş’un yaşamı, havacılığa başlaması, kahramanlıkları ve başından geçen ilginç olaylar ve daha birçok heyecanla, merakla okuyacağınız bölümlerin bulunduğu bir kitap” dedi.
“KADIKÖY İŞİ” TAYYARELER
“Vecihi Bey’in yaptığı tayyarelere ‘Kadıköy işi’ diyorlar Kadıköy’de yaptığı için” diyen Orhan Bahtiyar, Hürkuş’un yaşamından ilginç kesitleri şöyle anlattı: “Kadıköy’de Keresteciler Çarşısında bir dükkânın üst katını kiralar. Bir apartman dairesinde ilk yerli uçağı yapmaya başlar. Esnaf destekliyor. Malzeme lazım oluyor veriyorlar. Uçağı parça parça yapıyor, dışarıda monte ediyor. Kurbağalıdere’nin bulunduğu, şu an Fenerbahçe Kulübünün antrenman tesisleri Vecihi Bey’in aynı zamanda hem hava meydanı hem de Türkiye’nin ilk uçak fabrikasıdır.”
“GECE TAYYAREDE AÇIKTA”
“Yaptığı uçağı test için Ankara’ya götürür binbir zorlukla. Test başvurusunda bulunur ama uçağın test edilmesi için gerekli imkân bulunamaz. Çekoslovakya’da test yaptırabileceği söylenir. Uçarak gitmesi için ise gerekli belgeleri yoktur. İzin verilmez. Uçağını söker, trene yükler ve Prag’a yola koyulur. Teste girer. Döneminin muadil tayyarelerinin 2 gömlek üstü dereceyle çıkar. Havacılık evraklarının Çekçe’ye çevirmesi de istenir. Tek kelime Çekçe bilmeyen Vecihi Hürkuş, havacılık evraklarını Çekçe’ye çevirir ve evraklarını alır, uçarak Türkiye’ye döner. Dönüşte Avusturya’ya uğrar. Geceyi uçağında geçirir ve günlüğüne o gece üç kelimeyi not eder: ‘Gece Tayyarede Açıkta’…”
Kadıköy’de Vecihi Hürkuş’a dair pek çok anı olduğunu, Hürkuş’un kayıtlı 30 bin saat uçuş sahibi olduğunu bunun da hayatının 4 yılını havada geçirmek anlamına geldiğini anlatan Bahtiyar, “Bu kitabı yazarken ben Vecihi Hürkuş kıyafeti giydim ve hala da tam çıkartabilmiş değilim. Uçak gördüğüm zaman ‘tayyare’ diyorum. Uçağa alışamadı ağzım. Çünkü o kıyafeti giymeniz lazım, o ruhu yaşamanız lazım ki, aktarabilesiniz tam anlamıyla” dedi.