“Birinci önceliğimiz demokrasi”

Aydınlanma ve Atatürk Devrimleri Çalıştayı’nda konuşan Kılıçdaroğlu, “Eleştiri kültürünün ötesine geçip tarihten ders çıkarıp geleceği inşa etmeliyiz. Birinci önceliğimiz demokrasiyi sağlamaktır” dedi

18 Aralık 2017 - 12:38

CHP Bilim, Yönetim, Kültür Platformu Başkanlığı tarafından 15 Aralık Cuma günü Kadıköy Belediyesi Kozyatağı Kültür Merkezi’nde  “Aydınlanma ve Atatürk Devrimleri Çalıştayı” düzenlendi. Moderatörlüğünü Enver Aysever’in yaptığı çalıştaya Kadıköylülerin ilgisi yoğundu. Altı oturum şeklinde gerçekleşen çalıştayda: akademisyenler, yazarlar, sanatçılar ve tarihçiler,  Atatürk devrimlerinin bilim, eğitim, sanat ve hukukla olan ilişkisini tartıştı.

“FELSEFİ YÖNÜ TARTIŞILMALI”

Toplantının açılış konuşmasını yapan Prof. Dr. Onur Bilge Kula, çalıştayın düzenlenmesinde emeği geçen herkese teşekkür ederek sözlerine başladı. Çalıştayı düzenleme amaçlarının Atatürk devrimlerini felsefi ve tarihsel açıdan tartışmak olduğunu söyleyen Kula, “Mustafa Kemal Atatürk olağanüstü tarihsel kişiliği, devlet adamlığı, liderliği, Kurtuluş Savaşı önderliği ile hak ettiği bir biçimde takdir görüyor. Ama Atatürk’ün aynı zamanda bir kültür mirası var. Felsefi bir yönü var. Bence bu konularda da konuşmak gerekiyor” dedi.

Aydınlanma denilince akıllara ilk olarak Avrupa’daki aydınlanma düşüncesinin geldiğini söyleyen Kula konuşmasını şöyle sürdürdü: “18 yüzyılda Avrupa’da aydınlanma dünyanın diğer bölgelerine göre daha belirgin, çok daha felsefi düzeyde ele alınmış bir konuydu. Bu nedenle Avrupa’nın akla gelmesi olağan sayılabilir ama şunu özellikle vurgulamak isterim; ilkesel olarak her insan aydınlanabilir, kendisini aydınlatabilir. Bunun için aklını kullanma yetersizliğine yol açan her türlü bağımlılıktan kurtulma cesaretini göstermesi gerekir. Kısacası aklını özgürleştirmesi gerekir. Fakat insanın gücünün de sınırları var. Aydınlanma her şeyden önce bir insan hakkı olarak görülmeli. Aydınlanmayı önceleyen her faktör aslında insan hakkı kısıtlamasıdır, insan hakkı ihlalidir.”

“İLERİYE TAŞIMALIYIZ”

Prof. Dr. Onur Bilge Kula’nın konuşmasının ardından sözü Kadıköy Belediye Başkanı Aykurt Nuhoğlu aldı. Kadıköy’ün toplantıya ev sahipliği yapmasından  memnun olduğunu dile getiren  Nuhoğlu, “ Öncelikle toplantıyı Kadıköy’de yapmayı tercih ettikleri için  değerli hocalarımıza ve emeği geçen herkese teşekkür ediyorum” dedi. Nuhoğlu konuşmasını şöyle sürdürdü: “Tabii zor ve sıkıntılı günlerden geçiyoruz. Ama 100 yıl önceki koşulları  düşündüğümüzde koşullarımız görece daha iyi. 1917 yılında 1000 erkekten  sadece 5 kişi okuma biliyordu. Kadınlarda ise bu oran bin kişide 1 bile değildi. Mustafa Kemal Atatürk ve arkadaşlarının kurduğu Cumhuriyet  sayesinde her alanda büyük devrimler yaşandı. Bizim yapmamız gereken ise Cumhuriyet’in kazanımlarını ileriye taşıyarak husumetlerden, dertlerden ve sıkıntılardan kurtulmak. İleriye doğru gidebilmemizin koşulu bu.”

Kadıköy’de kültür, sanat ve spor faaliyetlerinin devam ettiğini söyleyen Nuhoğlu, bu alanlarda yapılan çalışmaların devam etmesi durumunda Cumhuriyet ve demokrasinin de gelişeceğini vurguladı. Nuhoğlu, “Biz yürümeye devam ettiğimiz sürece bu sıkıntılardan kurtulacağız.” dedi.

SANATTA, EĞİTİMDE, HUKUKTA ATATÜRK

Çalıştayın ilk oturumunda Prof. Dr. Taner Timur, Prof. Dr. Betül Çotuksöken ve gazeteci Ali Sirmen konuştu. Taner Timur aydınlanma felsefesinin Osmanlı toplumuyla ilişkisi konusunda analizlerde bulundu. Osmanlı dönemindeki aydınlanma sürecinin 18. yüzyılda başladığını söyleyen Timur, Türkiye’deki aydınlanma sürecinin Atatürk’ün aydın ve devlet adamı kişiliğinde zirveye ulaştığını söyledi.

“Aydınlanma ve Atatürk Devrimleri Açısından Eğitim ve Bilim” başlıklı oturumun konuşmacıları Prof. Dr. Ayşe Erzan, Prof. Dr. Burhan Şenatalar, Batuhan Aydagül ise  Atatürk dönemi aydınlanma düşüncesi ve eğitim alanındaki uygulamaları tartıştı.

Aydınlanmanın ve Atatürk Devrimlerinin  sanatla olan ilişkisinin konuşulduğu bölümde ise Gülriz Sururi, Suna Kan ve Ataol Behramoğlu söz aldı. “İçi vatan sevgisiyle dolu bir Cumhuriyet sanatçısıyım” diyen Sururi, “Geçmişi konuşmak güzel ama biz aydınlanmaya ve Cumhuriyet’e neler kattık? Cumhuriyeti kuranların hayal etmediği bir Türkiye’de yaşıyoruz. Geleceği inşa etmek için bu salonun dışındakilerle beraber olmalıyız” dedi. Müzisyen Suna Kan da müzik alanında yaptığı çalışmaların başarılı olmasını Cumhuriyetin ilk yıllarında sanata ve müziğe verilen önemden kaynaklandığını vurguladı.

Ataol Behramoğlu da insanı farklı kılan şeyin aydınlanma fikrinin olduğunu söyleyerek “ Düşünmek sadece tek başına yeterli değildir. Aklımızı kullanarak özgür düşünmek zorundayız. Yaşam ve insanlık tarihi devam ediyor. Bazen geriye dönüşler de yaşıyoruz. Ama son nefesimize kadar öğrenmeye devam etmeliyiz” dedi.

Atatürk devrimlerinin bilimle ilişkisini tartışan yazar Orhan Bursalı da Atatürk’ün geleceğe bıraktığı en önemli mirasın akıl ve bilim olduğunu söyledi. “Her şeyi değiştiren bilim ve onun uzantısı teknolojidir” diyen Bursalı, “Atatürk sürekli bilimin önemini vurguladı. Bizim de ona sahip çıkmamız gerekiyor” diye konuştu.

Son oturumda söz alan Prof.Dr. İbrahim Kabaoğlu ise Atatürk devrimleri sayesinde Cumhuriyet döneminde hukuk alanında önemli kazanımlar elde edildiğini aktardı. Şu an bu kazanımların büyük oranda toplumun elinden alındığını söyleyen Kabaoğlu, aydınlanma düşüncesinin hukuk alanındaki gelişmelerde önemli rol aldığını söyledi.

Prof. Dr. Selin Esen de Cumhuriyetin ilk dönemlerinde uygulanan hukuk modellerini kadın erkek eşitliği özelinde tartıştı.

“GELECEĞİ İNŞA ETMELİYİZ”

Çalıştayın değerlendirme konuşmasını ise CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu yaptı. Atatürkçülüğü iki temel eksen üzerinde değerlendirdiğini söyleyen Kılıçdaroğlu, “Birincisi, Gazi Mustafa Kemal diyor ki, ‘Özgürlük ve bağımsızlık benim karakterimdir.’ Kendi ülkemde, kendi bayrağımın altında özgürce yaşamak istiyorum. İkincisi, o daha önemli bana göre; diyor ki, ‘Savaş meydanlarında kazanılan zaferler ekonomik zaferlerle taçlandırılmadıkça biz bağımsızlığımızı koruyamayız.’ Özgür irade ve üretim. İkisini yan yana getirmemiz gerekiyor. Mustafa Kemal’in bize miras bıraktığı aslında bu iki eksen. Bu iki eksen üzerinde ilerleyebilirsek Türkiye’yi çağdaş uygarlığa kavuşturmuş oluruz.” şeklinde konuştu.

Bir siyaset anlayışının topluma umut vaat edemediği durumda iktidar olma şansının da olamayacağını belirten Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti: “Ben size bir gelecek ufku çizmek isterim. Ve biz bir gelecek ufku çizerek topluma umut vaat etmek zorundayız. Eleştiri kültürünün ötesine geçip tarihten de ders çıkarıp bir geleceği inşa etmeliyiz. Nasıl bir gelecek olmalı? Dört aşamalı bir geleceği toplumun önüne koymalıyız kadını erkeğiyle, yaşlısı  ve genciyle. Hep birlikte bunun mücadelesini vermeliyiz. Dolayısıyla birinci önceliğimiz demokrasiyi sağlamaktır.

İkinci halkamız, ikinci norm, üreten Türkiye. Eğer bir ülke üretmezse birilerinin boyunduruğunda görev yapar veya o boyundurukta tıkanıp kalır. Bir üçüncü halkaya ihtiyacımız var, güçlü bir sosyal devlet. Aç ve açıkta hiç kimsenin kalmadığı güçlü bir sosyal devlet. Ve dördüncü ve önemli bir halka, sürdürülebilirlik. Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün başlattığı mücadeleyi sürdüremedik, tıkandı. Sürdüremezseniz tökezlersiniz ve bir yerde kalırsınız. Dolayısıyla sürdürülebilirliği de sağlamamız lazım. Bunun da yolu yine eğitimden geçiyor.”

Siyasetin etnik kimlik, inanç ve yaşam tarzı üzerinden yapıldığını ifade eden Kılıçdaroğlu, “Eğer biz bunları yapabilirsek ve bunları anlatabilirsek, sadece kendi komşularımıza değil, tanıyalım, tanımayalım herkese anlatabilirsek, daha güzel bir Türkiye’yi inşa edebiliriz. Barış içinde yaşayacağımız bir Türkiye’yi inşa edebiliriz.” dedi.

Çalıştaya katılan herkese teşekkür eden Kılıçdaroğlu, toplantıda tartışılan konuların ilerleyen günlerde kitap haline getirileceğini de sözlerine ekledi. 


ARŞİV