Bisiklet tepesinde İnönü'den, Caddebostan'a

Sizler için Kadıköy’ün yeni bisiklet yolunda keyifli bir sürüş gerçekleştirdik. İnönü Caddesi’nden başlayan rotamız, Caddebostan Sahil’de gün batımını seyrederek son buldu

04 Ağustos 2016 - 16:52
Sizler için Kadıköy’ün yeni bisiklet yolunda keyifli bir sürüş gerçekleştirdik. İnönü Caddesi’nden başlayan rotamız, Caddebostan Sahil’de gün batımını seyrederek  son buldu
 
Kaan DERTÜRK
Bisiklet denince kimilerimizin aklına ulaşım aracı, kimilerimizin ise hafta sonu vakit ayrılan keyifli bir hobi geliyordur. Bisikletle ilgili görüşler farklı farklı olsa bile şu bir gerçek ki, çocukluğumuzdan itibaren bizleri ağına düşüren bisikletten bir türlü kopamıyor oluşumuz. Oysa iki teker üstünde dengede durmaya çalışırken ne çok acılar çektik. Bazılarımız bisikletten düşüp, koşarak annesine sarıldı. Bazılarımızın dizleri kanayıp, tentürdiyodun yakıcı acısıyla erkenden tanıştı. Hatta bazılarımızın kolu kırılıp, bisiklete erkenden küstü! Bunların hepsini pedal çevirmek uğruna yaşadığımız su götürmez bir gerçek. Fakat bu su götürmez gerçek, bisiklete binmeyi öğrendikten sonra daha keyifli hale geldi. Özellikle çoğumuzun kulaklarında yer edinmiş olan: “Bisiklet sürmeyi bir kez öğrendikten sonra yıllar geçse bile unutmazsın” klişesi. Ne de olsa öğrenebilmek için fazlasıyla ter akıttık hemen öyle kolayca unutmak olmazdı değil mi ama? Biz de bu klişenin doğruluğunu ölçmek için Kadıköy Belediyesi tarafından yeni yapılan ve halen gelişmekte olan İnönü Caddesi’ndeki bisiklet yolunda pedal çevirdik. Rotamızı İnönü Caddesi - Caddebostan Sahil olarak çizip, bir buçuk saatlik uzun bir macera yaşadık.

MAVİ ASFALT ÜZERİNDE…
Eğer Kadıköy sokaklarında maviye boyanmış asfalt görürseniz bilin ki bisikletliler için ayrılmış özel bir yoldur ve pedal çevirmemiz için bizleri bekliyordur. Mavi asfaltları daha fazla bekletmeden İnönü Caddesi üzerinde Sümer Sokak’ta bisiklet yolu ile buluşuyoruz. Öncelikle belirtmekte fayda var. Bisiklet yoluna şöyle bir uzaktan baktığımızda kavis, engel hiçbir zorlayıcı düzlük yok! Bu özellikler hiç de yabana atılmayacak cinsten. Çünkü zorlu yolları aşmamız için ne profesyonel bir bisiklete ne de çok fazla güç sarf etmemiz gerecek. Yani anlayacağınız bisikletinizle birlikte bu özel yola geldiğinizden itibaren siz de birer pedalşör olup, rüzgârı arkanıza alabilirsiniz! Bisiklet selesine oturup, pedalları şöyle bir çevirmemizle birlikte yolculuğumuz başlamış oluyor.

GÜVENDEYİZ VE HIZLIYIZ
İnönü Caddesi - Caddebostan Sahil arasında alacağımız mesafe, toplamda altı kilometre. Lakin bu altı kilometre gözünüzü korkutup, sizi iki tekerden uzaklaştırmasın. Bisiklet ile ulaşımı sağlayınca kilometrelerin önemi pek kalmıyor. Ortalama bir sürücünün yaklaşık bir saat içinde alabileceği bir mesafeden bahsediyoruz. Hem ideal spor süresi hem de keyifli bir yolculuk için yeterli zaman olduğundan bir taşla iki kuş vurmuş oluyoruz. Mavi asfaltta ilerlerken sıklıkla göreceğimiz diğer bir renk ise turuncu. Bu turuncu renk, güvenliğimiz için geliştirilmiş kilitli bariyerlerin renkleri. Her iki gidiş - geliş yolunun sınırlarını çizmek ve araç trafiğiyle, bisiklet yolunu ayırmak gibi önemli vazifeleri üstleniyorlar. Bu arada mavi rengi yeniden anmak gerekir. Her yüz metrede bir otomobil sürücülerini, bisiklet yolu olduğu konusunda ikaz eden tabelalar da mevcut. Ayrıca bariyerler arasına çekilen zincirlerle de kendimizi ekstra güvende hissediyoruz. Bisiklet turunu gerçekleştirirken durup, birçok fotoğraf çektiğimizi düşünürsek emniyette olduğumuzu söylemek yanlış olmayacaktır. Yoksa başka nerde akan trafik üstünde fotoğraf çekilebilirsiniz? Biraz hızımızı arttırıp, Kozyatağı’ndan, Erenköy istikametine doğru yol alıyoruz.

TRAFİK LAMBAMIZ VAR
Erenköy sınırından giriş yapar yapmaz bizi tanıdık bir sima karşılıyor: Trafik lambası. Fakat bu defasında kırmızı, sarı ve yeşil ışıklar bisikletlilerin güvenliği için yanıyor. İlkokulda öğrendiğimiz bilgiye sadık kalarak yanan kırmızı ışıkta bekliyoruz. Yaklaşık 20 saniyelik bir beklemeden sonra yeşil ışık bizler için yanıyor ve güvenli bir şekilde yola devam ediyoruz.
YOL ARKADAŞI BULDUK
Hızımızı düşürüp yavaş yavaş Göztepe’ye doğru yol alıyoruz. Yolda ilerlerken hemen arkamızdan başka bir bisikletlinin geldiğini duyuyoruz. Belli ki baya hızlı sürmüş, kan ter içinde kalmış! Soluklanmak için durduğu sırada konuşmaya başlıyoruz. Lise öğrencisi olan Arif Karabul, bisiklet yolundan oldukça memnun olduğunu belirtiyor. Hatta bisiklet yolu yapılmadan önce ailesi, araç trafiğinden ötürü bisiklete binmesine izin vermiyormuş. Yeni yapılan bisiklet yolu ile yeniden bisiklet sürmeye başlamış. Bisikletlere dair gerçekleştirdiğimiz konuşma sonrasında yollarımız ayrılıyor. Arif evine, biz ise Kadıköy’e doğru pedal çeviriyoruz.  

KALDIRIMLAR DA BİZİM!
Peki ya yolculuk sırasında hiç mi zorlukla karşılaşmadık? Doğruyu söylemek gerekirse karşılaştık. Fakat bu zorluklar bizim yerimize çoktan çözülmüştü. Bisiklet yolunun daraldığı noktalarda, bizlere ayrılan özel yol, kaldırımlara taşınmıştı. Artık kaldırımlar da bizim olmuştu. Mavi asfalttan sonra mavi kaldırımlarda, tekerleklerimiz hareket ediyordu. Kaldırımlarda da yine aynı güvenlik önlemlerinin alındığını gördükten sonra gönül rahatlığıyla birkaç fotoğraf çekmek için molamızı verdik.

KADIKÖY’DEYİZ!
Artık Kadıköy Belediyesi’nin önündeyiz ama yolculuğumuz daha bitmedi. Sadece birinci aşaması tamamlanmış oldu. Bundan sonraki hedefimiz Yoğurtçu Parkı. Çünkü Yoğurtçu’da, Caddebostan Sahil’e çıkmamızı sağlayacak başka bir bisiklet yolu bizleri bekliyor. Pedallarımızı hızlıca çevirerek, Yoğurtçu Parkı’na ulaşıyoruz.

İSTİKAMET: CADDEBOSTAN
Yoğurtçu Parkı’nda bizi, yine maviye boyanmış bir asfalt karşılıyor. Lefter Heykeli’ne selam vermemizin ardından yolculuğumuzun ikinci kısmı başlıyor. Kısa hedefimiz Fenerbahçe, uzun hedefimiz ise Caddebostan olmak üzere yolculuğumuz devam ediyor. İyi haberse beş kilometrelik bir mesafeyi geride bıraktık!

KISA BİR MOLA
Fenerbahçe Muhtarlığı’nı görür görmez artık ‘ZAFER’ diye bağırsak hiç yanlış olmazdı. Fakat tabii ki bağırmadık. Haklı gururun sevincin içimizde yaşayıp, kendimizi küçük bir mola ile ödüllendirdik. Behice Yazgan Parkı tüm yeşilliği ile bize kucak açmışken böyle bir yerde mola vermemek olmazdı. Kısa bir molanın ardından tekrardan bisiklet tepesine çıkıp, yolculuğumuzun son durağına doğru seyrediyoruz.

GÖREV TAMAM
Caddebostan yazılı tabelaları ve üzerimize gelen insan yığınını görmemizle birlikte hedefe ulaştığımız kesinleşiyor. Saatler 18.30’u gösteriyor. Fotoğraf çekmek için durduğumuz anları da sayarsak yaklaşık bir buçuk saattir pedal çevirerek hedef noktamıza ulaşmış oluyoruz. Tüm yeteneklerimizi kullanarak bitirmiş olduğumuz yolculuğumuzda artık sıra çimenlere uzanıp, gün batımını Caddebostan Sahil’de izlemek kalıyor…


ARŞİV