Boğaziçi Üniversitesi öğrencilerinin, üniversiteye rektör olarak atanan Prof. Dr. Melih Bulu’ya karşı eylemleri devam ediyor. Geçtiğimiz hafta üniversitede LGBTİ+ bayrağı taşıdıkları gerekçesiyle dört üniversiteli gözaltına alınmış ardından üniversiteliler arkadaşlarına destek olmak için Çağlayan Adliyesi önüne gitmişti. Dün (26 Mart) adliye önünde bekleyen öğrencilere bir kez daha polis müdahale etmiş ve 52 öğrenci daha gözaltına alınmıştı. Üniversiteliler ifadelerini verdikten sonra gece saatlerinde serbest bırakıldı.
"ÇIPLAK ARAMA YAPTILAR"
Üniversiteliler direnişin 83. gününde bir kez daha Kadıköy’delerdi. Hem Prof. Dr. Melih Bulu’ya karşı hem de LGBTİ+’ların hedef gösterilmesine ve gözaltılara karşı Kadıköy’de buluşan üniversiteliler tüm baskılara rağmen direnmeye devam edeceklerini söyledi.
Eylem, Çağlayan Adliyesi önündeki eylemde, arkadaşlarını beklerken gözaltına alınan ve ardından gece serbest bırakılan üniversitelilerin konuşmalarıyla başladı. Gözaltına alınanlardan Ayşe Beliz İnce, “Dün uyarı yapılmadan gözaltına alındık. Karakola işkenceyle darp edilerek götürüldük Bugün yine buradayız, taleplerimiz yerine getirilene kadar dayanışmamızı bitirmeyeceğiz” derken Yaren Tuncer şunları söyledi: “Burada hep beraberiz ve ‘Bundan sonrası hepimizde’ diyerek buradayız. Özgürlük için, demokratik üniversite için buradayız. Birçok arkadaşımız gözaltına alındı. Bunun sebebi LGBTİ+ bayrağı taşımaktı. Onlar gözaltına alındı diye susmadık. Sizin bayrak yasaklarınızı tanımıyoruz dediğimiz için tekrar gözaltına alındık. Çağlayan Adliyesi’nde bize saldırdılar ama bugün hep beraber buradayız çünkü bizden korkuyorlar, yıkılacaklarını çok iyi biliyorlar. LGBTİ+’lara her türlü şiddetle saldırıyorlar. Adını, rengini yasaklıyorlar. Bu eylemde de arama yaptılar ama bakın bayraklarımızla buradayız. Boğaziçi direnişinin başından beri her türlü şiddetle saldırıyorlar. Çıplak aramaya maruz bıraktılar, işkence yaptılar ama biz direnmeye devam ettik. 2911'den, polise mukavemetten arkadaşlarımızı tutukladılar. Biz yıldık mı, korktuk mu? Hayır. Ev hapsindeki arkadaşlarımız elektronik kelepçeleri söküp eyleme geçti mi? Geçti. Bizi korkutamıyorlar, sindiremiyorlar, susturamıyorlar. Onların her türlü yasasına, polislerine, her türlü şiddete karşı meşru olan biziz. Kayyum atamak yasal ama meşru olan biziz.”
“SORUN, BOĞAZİÇİ İLE SINIRLI DEĞİL”
Sorunu sadece Boğaziçi Üniversitesi ile sınırlı tutmadıklarını, belediyelere atanan kayyumlara, kadınların, LGBTİ+’ların dışlanmasına karşı da eylemde olduklarını söyleyen Tuncer, konuşmasını “Kurtuluş yok tek başına, ya hep beraber ya hiçbirimiz” diyerek bitirdi.
Gözaltına alınanlardan Deha adlı öğrenci ise “Eylemlerimiz ilk günden beri LGBTİ+ bayraklarıyla var oldu. Bazı kesimler tarafından eleştirildik. LGBTİ+lar, kayyumlardan, bu zihniyetten en fazla zarar görecek olanlar. Onlarla yan yana olmaktan asla geri durmayacağız. Dün LGBTİ+ bayrağı açtığımız için durdurulduk, ablukaya alındık. Kaçmamıza bile izin vermediler. Davayı izlemek için gittik, etrafımız çevrildi gözaltına alındık. Ters kelepçeye maruz bırakıldım. Bunu buradan teşhir ediyorum. Tüm LGBTİ+ bayraklarını da yaksalasalar biz buradayız, hiçbir yere gitmiyoruz. Evinde, işinde, sokakta, meydanlardaki tüm LGBTİ+lara sesleniyorum: ne yalnızsınız ne de yanlış” diye konuştu.
ÖĞRENCİLERDEN 5 TALEP
Konuşmaların ardından Boğaziçi Üniversitesi öğrencileri adına basın açıklaması okundu. Açıklamada şu ifadeler yer aldı: Direnişimizin 83. gününde Kadıköy’den sesleniyoruz. Kayyumla başlayan saldırılar, keyfi saldırılarla devam ediyor. LGBTİ+ bayrağı açtığı gerekçesiyle soruşturma açılan arkadaşımıza destek için yürüyen 4 arkadaşımız gözaltına alındı. Gerekçe ise sırtlarında LGBTİ+ bayrağı olmasıydı. Buna karşı çıkan onlarca arkadaşımız da sonrasında gözaltına alındı. Buradan bir kere daha haykırıyoruz; yan yana gelmekten, ayrımcılığa karşı durmaktan vazgeçmeyeceğiz. İktidar açısından demokratik taleplerimizi gerçekleştirmek şöyle dursun saldırmaya devam edecekler. Özgürlüğü onlar bize vermeyecek, biz alacağız. LGBTİ+ların, kadınların özgür olduğu, demokratik bir üniversitenin kurulduğu bir ülke istiyoruz, onlar bize vermeyecekler, biz alacağız. Kayyumlarınızı tanımıyoruz, özgür ve demokratik üniversite istiyoruz dedik. LGBTİ+ kulübünü dağıttınız, biz gökkuşağı rengini her yere taşıdık. Gözaltına aldınız, her gün daha kararlı şekilde taleplerimizi haykırdık. Biz her zaman sözümüzde durduk, gerisini onlar düşünsün.”
Açıklamanın sonunda öğrenciler, taleplerini bir kez daha sıraladılar:
Gözaltındakiler ve tutuklu olanlar serbest bırakılsın,
LGBTİ+lara yönelik itibarsızlaştırma çabaları sona ersin, LGBTİ+ kulübü yeniden açılsın,
Başta Melih Bulu olmak üzere tüm kayyumlar istifa etsin,
Üniversitelerde demokratik rektörlük seçimleri yapılsın,
Üniversitedeki polis ablukası son bulsun.