Boğaziçi'nde balığa yolculuk

Fırtına olmadığı zamanlarda sıcak-soğuk demeden denizlere açılıp ekmeğini sudan çıkaran insanların hikâyesini bu hafta sizler için yazdık

03 Aralık 2015 - 16:06
Fırtına olmadığı zamanlarda sıcak-soğuk demeden denizlere açılıp ekmeğini sudan çıkaran insanların hikâyesini bu hafta sizler için yazdık
 
Mustafa SÜRMELİ
Saat 06.00 itibariyle Poyraz isimli tekne ile Fenerbahçe Marina’dan hafif çiseleyen yağmur eşliğinde ayrıldık. Dümende usta kaptan Poyraz Reis...
Gündoğusundan esen rüzgârla birlikte, önceki günün hırçınlığını üzerinden atmış haliyle deniz hafif dalgalanmakta. Isı, içi titretin cinsten, 10 derece ya var ya yok.
Poyraz Reis, şanslı olduğumuzu, birkaç günlük hava muhalefetinin ardından denizin balığa çıkmaya uygun olduğunu belirtti gür sesiyle. ‘Alamatra’ model teknemizin motor sesleri arasında önce Fenerbahçe’yi sonra sırasıyla Kalamış Koyu, Moda Burnu’nu ardımızda bıraktık. Zağrof, Kadıköy, Haydarpaşa’yı geçerken, Mendirek civarında “esnaf vapuru” ile karşılaştık. Saat 6.00’yı biraz geçmekte. Poyraz Reis, vapurların bu saatte pek çok esnafı dükkânına yetiştirdiği için esnaf vapuru dediklerini söyledi. Liman, Harem ve Salacak yönüne doğru ilerlemeye devam ettik.

HİÇ KOLAY DEĞİL
Bizim gibi acemi balıkçılara adeta hatırlatırcasına rüzgârı ve yağmuruyla karşılayan denizde, zor şartlara hazırlıklı olmak gerektiğini öğrendik. Ben ve günün fotoğraflarını çekecek olan meslektaşım Erhan için bir günlük haber macerası iken, balıkçılar için deniz geçim kaynağı. Sıcak-soğuk, kar-yağmur demeden sabahın erken saatlerinde denize çıkmak ve günün büyük bölümünü orada geçirmek hiç de kolay değil. Hele de hiç bitmeyen dalga eşliğinde sallanarak...
Asıl ocak-şubat gibi zormuş balık tutmak. Soğuk ayrı bir yorgunluk yapıyormuş balıkçılarda. Geçim balıktan olunca, fırtına olmadığı sürece sıcak soğuk demeden denize çıkmak gerekiyor. Aksi takdirde balığa çıkmamak o gün cepten yemek demek. Balık sofrada güzel ama onun sofraya gelişi pek meşakkatli. Bu, ekmeğini sudan çıkaran insanların hikâyesi.

LODOS OLMASIN DA...
Bir denizci hava raporunu, rüzgâr yönü ve kuvvetini dikkate almadan çıkmamalı. Radyo açık, kulak bir taraftan hava raporunda zira denizde hava değişebilmekte.
Bu arada eski balıkçıların bir fıkrasını anlattı tecrübeli kaptan: Rüzgârlar toplanmış düğüne gidiyorlar. Yolda Lodos’a rastlamışlar. Lodos demiş “Nereye gidiyorsunuz?” rüzgârlara. Rüzgârlar da “Düğüne gidiyoruz” diyince ‘E, beni de götürün” demiş. “Aman! Sen gelme” demiş rüzgârlar. “Senin ne yapacağın belli olmaz, karıştırırsın ortalığı...” “Lodos olmasın da ne olursa olsun!” diyen usta kaptanın kendine has anlatımıyla daha da tatlanan fıkrayı dinlemek büyük keyif.

BALIKLAR NEREDE?
Kız Kulesi, Şemsi Paşa önlerine doğru ilerlerken hafiften gün ağarmaya başladı. Poyraz Reis, “Sağlam hava bu. Sıkıntı yok” diyerek kısa bir değerlendirme yaptı. Saat henüz 06.30. Diğer teknelerle karşılaştık. Yakınımızdaki teknenin kaptanı Kamuran Reis ile uzaktan gür sesle karşılıklı selâmlaşmanın ardından işaretlerle uzaktan uzağa bir durum değerlendirmesi yaptı iki usta denizci.
Poyraz Reis, Şemsi Paşa’yı geçtikten sonra denizcilerin, “Peygamber Yolu”, “Hüdayi Yolu” ya da “Ata Yolu” dedikleri istikametten Boğaz’ın ortalarına doğru dümeni çevirdi. Denizciler, “Orkoz” dedikleri ters akıntıdan kurtulmak, fazla mazot harcamamak ve güvenli olduğu için bu yolu tercih ederlermiş. İstikamet şimdi Beşiktaş sahili. Zira çinekopların orada olması kuvvetle muhtemel. Boğaz’ı çok iyi tanıyan bilhassa eski balıkçılar nerede ne zaman hangi balığın bulunduğu konusunda tecrübeli.
Soğuk hava nedeniyle bugünlerde balıkların derinlere, sıcak sulara doğru çekildiklerini, Poyraz rüzgârıyla Boğaz’ın içindeki balıkların güneye indiğini de öğrendik. Yazın balık Karadeniz’e gidip, nisan-haziran arası yumurta bırakıp, ağustos ortasından itibaren sıcak sulara ulaşmak için döndüğünde balık sezonunun başladığını da belirtelim. Bu haftayı geçince havanın daha da soğuması ve balık gelmesi umut ediliyor. Ağustos 15’ten kasım sonuna kadar Boğaziçi Köprüsü, Beylerbeyi, Kuzguncuk civarında palamut, Ortaköy, Kuruçeşme, Fındıklı Salı Pazarı, Sarayburnu civarında çinekop. Sonra aynı yerlerde istavrit avlanmakta. Eylül, ekim, kasımda Kuzguncuk, Beylerbeyi, Paşalimanı palamut tutulan yerlerden. Boğaz’da farklı karakterde akıntıların olması da balık durumunu etkileniyor.
Saat 07.00 itibariyle eskiden Şeref Stadyumu’nun olduğu yerin açığına vardık. Usta kaptan motoru rölantiye aldı. Çinekop çaparisini hazırladı. Balıkçıların “Balık Bulucu” adını verdiği, denizin ve balığın bulunduğu derinliği gösteren cihazı açtı. Şaşkınlığımız arttı. Sudan çıkmış balık misali şaşkın şaşkın izlerken, çinekop için gelen diğer tekneler de çevremizde toplanmaya başladı. Selamlaşmalar, hal hatır sormalar derken hafif dalgalı deniz eşliğinde havadan sudan ve tabi ki balıktan keyifli muhabbetler başladı. “Bismillah” deyip, bugün de kısmette ne varsa diyerek, çaparimizi denize daldırdık ve beklemeye başladık. Kısa süre sonra ilk balıklar geldi. Ancak bu yıl geçen yıla göre balığın az olduğunu öğrendik balıkçılardan. Geçtiğimiz günlerde palamut akını olmuş, çinekopları kaçırmış Poyraz Reis'in tabiriyle.

ÇİNEKOP ÇOK ZEKİ
66 yaşındaki Ramazan Gök, denizlerin namı diğer ismi Poyraz Reis, 30 yaşından bu yana balıkçılık yapılıyor. Balıkçılığa, Kadıköy sahillerinde dalyandaki balıkçı arkadaşlarıyla başladığını anlatıyor. Denizin bir aşk, bir tutku olduğunu söyleyen Poyraz Reis’ten, lüferin küçüğü olduğunu belirttiği çinekopun, akıllı bir balık olduğunu öğrendik. Oltayı koparacak keskin dişlere sahip ve bir kaç kez bunu yaptı. 10-12 kilo avlarsa günü kurtardı gözüyle bakıyor balıkçılar. Ancak bugün pek balık gelmiyor oltaya. Kilosunu 20-25 liradan satabiliyorlar. Mazota da gidiyor bir kısmı tabi.

DENİZ ADAMI KÖTÜLÜK BİLMEZ
“Balıkçıları nasıl anlatayım sana. Candan insanlar. Deniz adamı kötülük bilmez. Sağlam karakterlidir genelde. Ailenin çocuklarını koruması gibi balıkçılar birbirini korurlar. Telefon etsen koşar gelirler. Teknen bozulduysa her işini bırakır gelir. Denizde bu bir kuraldır” diyen usta kaptan ile yorucu geçen deniz macerasını geride bırakarak, Kadıköy’ümüze dönüyoruz.
 
ACEMİ BALIKÇILARA TAVSİYELER
Hava raporunu önceden takip edin
Sıkı giyinin
Denizi ciddiye alın
Acemiyseniz mutlaka usta bir denizciyle balığa çıkın
Can yeleği olmak üzere güvenlik önlemlerinizi mutlaka alın
Sakın yavru balıkları avlamayın
Ve günü fotoğraflamayı ihmal etmeyin


ARŞİV