“Bozkurt, Bozkurt olalı böyle bir felaketle hiç karşılaşmadı”

Batı ve Orta Karadeniz’de yaşanan sel felaketinde can kaybı sayısı 78’e ulaştı. Felaketin merkezi, Kastamonu’nun Bozkurt ilçesinde dere yatağına yapılan evler, HES kapaklarının açılması, polisin zamanında uyarı yapmaması felaketin boyutlarını arttırdı. 

19 Ağustos 2021 - 14:39

Türkiye, Batı ve Orta Karadeniz’de meydana gelen sel felaketinin sonuçlarıyla yüzleşiyor. Gazete, baskıya girdiği anda Kastamonu’da 62, Sinop’ta 15, Bartın’da 1 olmak üzere can kaybı 78’e ulaşmış durumdaydı. Daha da artacağından endişe ediliyor.

Tamamen çöken Ölçer Apartmanı’nın müteahhidi Mehmet Özkan, İstanbul Esenyurt’ta gözaltına alınırken başka bir soruşturma açılmış değil. Sel felaketinin öncesine ve felaket anına dönelim ve yaşananları tekrar gözden geçirelim. 

TAŞKIN UYARISI YAPILMIŞTI

Ezine Çayı’na ilişkin 2019 Orman Bakanlığı tarafından bir rapor yayımlandı ve açıkça taşkın uyarısı yapıldı. Üstelik bir taşkın durumunda Bozkurt Meslek Okulu, Bozkurt Belediyesi ve hastanenin de dahil olduğu şeridin sular altında kalabileceği vurgulanmıştı. Sel felaketinde sadece Bozkurt’ta, hayatını kaybedenlerin sayısı 60’ı geçti ama sel suları belediye, hastane ve okula ulaşmamıştı dahi. Yani tahmine göre daha büyük taşkınlar da yaşanabilir.

Böylesine bir felakete neyin yol açtığıyla ilgili ise birkaç hipotez bulunuyor. Bunlardan biri de Bozkurt’a yakın bir mesafede yer alan HES’in varlığı. Ebru HES hakkında 2013 yılında Kastamonu İdare Mahkemesi yürütmeyi durdurma kararı vermiş ancak proje tamamlanmıştı. Proje üstelik vatandaşların arsalarının acele kamulaştırılmasıyla yapıldı. 

PLANSIZLIKTAN YIKILAN KÖPRÜ

Felaket öncesinde HES kapaklarının açıldığı vatandaşlara mesaj olarak iletildi fakat suların bu derece yükselmesi HES’ten kaynaklı mı bilinmiyor. Bir tez de köprülerin çökmesi sonucu suyun basınçla yerleşim yerlerine doğru gitmesi. Burada da bir plansızlık mevcut çünkü Ezine Çayı üzerindeki köprüler, kemer köprü olması gerekirken düz, beton köprüler yapılmış. Bu da su çarptığında köprünün yıkılmasına, yıkılan köprünün ardından suların birikmesine ve dereden akamayıp hızlı şekilde sağa sola sıçramasına yol açtı. 

İhmaller bu kadarla da sınırlı değil elbette. Konunun merkezinde dere yatağına yapılan evler yer alıyor. Uzmanlar, 400 metrelik dere yatağının genişliğinin, yapılaşma baskısı sonucu 15 metreye kadar düştüğünü aktarıyorlar. Dere yatağına evlerin yapılması da doğrudan etkilenmesine veya yıkılmasına sebep oluyor. 

UYARI GEÇ YAPILDI

Ezine Çayı taşmadan sadece 10-15 dakika önce polis Bozkurtlulara uyarı yapılıyor. Elbette bu uyarı yeterli olmuyor ve birkaç dakika içinde Bozkurt’un neredeyse tamamı sele teslim oluyor. Merkezde zarar görmeyen bina sayısı neredeyse yok denecek kadar az. Suyun yüksekliği, çayın iki paralel sokaklarında bile 4,5-5 metreyi buldu.

Karadeniz Bölgesi için ağustos ayı, sel baskınlarının fazla olmasından kaynaklı “ölü” ay olarak görülüyor. Sel felaketinin bu boyutlara gelmesi ise bölge halkı tarafından eleştiriliyor. Selden son anda kurtulan bir vatandaş, “Bozkurt, Bozkurt olalı böyle bir felaketle hiç karşılaşmadı” derken başka bir Bozkurtlu yaşanan faciayı şöyle anlatıyor: “Kız yurdu çöktü, hepsi çöktü. Gece boyunca izledik. Hala kendime gelemedim. ‘Bizi kurtarın’ diyenler, çığlıklar..” 


ARŞİV