Korona virüsü tedbirleri kapsamında çalıştıkları işyerleri kapatılan ve işsiz kalan kafe-bar ve restoran çalışanlarının büyük bölümü ücretsiz izne çıkarıldı. Sigortasız veya kayıt dışı çalışanlar ise doğrudan işsiz kaldı. İşten çıkarmaların yasaklanması gerekçe gösterilerek, birçoğu da ücretsiz izne gönderildi. Geçtiğimiz haftalarda Kadıköy’de ve Beyoğlu’nda sessiz eylem düzenleyerek taleplerinin karşılanmasını isteyen sektör çalışanları şimdi daha uzun soluklu bir mücadeleye adım attı. Turizm, eğlence ve hizmet işçileri, “İşçiler birlikte güçlü” diyerek Turizm, Eğlence ve Hizmet İşçileri Sendikası’nın (TEHİS) kurulduğunu açıkladı. 16 Aralık Çarşamba günü Süreyya Operası önünde düzenlenen basın açıklamasında sendikanın kurulduğu kamuoyuna da duyuruldu. TEHİS sözcülerinden Hazal Kayci ve Kubilay Çelik ile sendikanın kuruluş amacını, işçilerin sorunlarını ve önümüzdeki dönemde sendikanın atacağı adımları konuştuk.
"BİR MİLYON KİŞİ İŞSİZ"
Mart ayından itibaren sektör çalışanlarının çok zor koşullar altına hayatlarını sürdürdüklerini ifade eden Kubilay Çelik, sendikanın kuruluş amacını şöyle anlattı: “TEHİS, eğlence ve konaklama işkolunda faaliyet göstermek üzere kurulmuş bir sendika. Sendikayı kurmamızın en temel sebebi, bunun işçiler için en meşru mücadele aracı olması. Bu çalışmayı tüm Türkiye genelinde sürdürmeyi istiyoruz. Yani bir dernek ya da dayanışma ağı kurmamamızın nedeni bu. Diğer illerde de sendika sürecini örgütlemeye başladık. Çalışma koşulları kötüleşen, işyerleri kapanan, daha düşük ücretle daha fazla çalışmaya zorlanan işçiler olarak bu gidişe bir dur demek istiyoruz. Sendika da bunun en temel aracı.”
Kasım ayında alınan kapatma kararından sonra sektörde çalışan 913 bin kişinin işsiz kaldığını söyleyen Çelik, bu sayının sadece sigortalı kayıtlı çalışan işçileri kapsadığını da ekledi. İşsiz kalanların sayısının resmi verilerdekinden yüksek olduğunu vurgulayan Çelik, “Herkesin bildiği gibi bir o kadar da sigortasız ve göçmen işçi olduğu için kayıt dışı çalıştırılan arkadaşlarımız var. Yani toplamda bir milyona yakın işçi ve ailelerimizle birlikte üç milyona yakın kişinin açlığa mahkum edildiği söylenebilir. İşten çıkarmaların yasaklanması gerekçe gösterilerek, ücretsiz izne gönderilen bizlerin çoğu belli gerekçelerle söz verilen 1059 lirayı da alamıyoruz. Bu arada, kıdem tazminatımızı alıp işten çıkma hakkımız da gasp edildi. Birikmiş borçlarımızı ödeyebileceğimiz ya da bir açığımızı kapatabileceğimiz kıdem hakkımıza, böylece devlet tarafından el konulmuş oldu. Çünkü sözüm ona işten çıkarmak yasak. Sektörde çalışan bizler, başka bir sektörde iş bulsak bile, kıdem haklarımızı yakmak istemiyoruz. Ama istifaya zorlanıyoruz. Bir kısmımız da daha az paraya daha uzun saatler çalışmak zorunda bırakıldı. Pandemi öncesinde işlerin bir kısmını yaparken, şimdi tüm iş bize kaldı. Kısa çalışma ödeneği alan patronlar, ödenek dışında kalan ücretlerimizi ödemedi, maaşlarımızın bir kısmına el koydular ve koymaya devam ediyorlar.” dedi.
"TACİZ, DÜŞÜK ÜCRET..."
“Sektörde faaliyet gösteren tüm sendikalarla ortak işler yapmak ve dayanışmayı büyütmek önümüze koyduğumuz görevlerden biri.” diyen Hazal Kayci de sektör çalışanlarının yaşadığı sorunları şöyle özetledi: “Bu sektörde birçok sorun var. Güvencesiz ve esnek çalışma, uzun mesai saatleri ve bu çalışma saatlerinin uzunluğuna rağmen ödenen düşük ücretler, keyfi işten çıkarmaların yaygınlığı, herkesin fazla mesai yapmasına rağmen fazla mesai diye bir ücretin olmaması, sektörde genel olarak gerçek ücretin yerine asgari ücretten sigorta primlerinin yatırılması. Sigortasız ve kayıt dışı çalıştırılma da çok yaygın. Uzun mesai saatleri nedeniyle sosyal yaşamımız yok. Kültürel etkinliklere ve faaliyetlere katılamıyoruz. Sektörde çalışan kadınların birçoğu mobbing ve tacize maruz bırakılıyor. Motorlu kuryeler pandemi ile aşırı yoğunlaşan paket servisleri sırasında iş kazalarını daha fazla yaşar hale geldi. Öğrencilerin, ücretlerini çalıştıkları saat üzerinden almaları sebebiyle asgari ücretin bile altında çalıştırılıyor oluşları da diğer önemli problemlerden biri.”
"AYNI SORUNLARI YAŞIYORUZ"
Sendika olarak; sigortasız işçiler, göçmen işçiler ve sektörde çalışan öğrencilerle de bağ kuracaklarını söyleyen Kayci, sendikanın yürüteceği çalışmaları şöyle sıraladı: “Sektörün içinden gelen bizler, yine sektördeki arkadaşlarımızla sendikanın yolunu belirleyip ona göre hareket edeceğiz. Örgütlü olduğumuz ilçelerde ve semtlerde, direkt patronlar ile görüşüp sendikalı veya sendikasız tüm arkadaşlarımızın sorunlarını gidermek için sendika yönetimi olarak muhatap olmayı hedefliyoruz. Sektörün içerisinde tekil gibi görünen sıkıntılar, tüm çalışanlar açısından geçerli. Bu sorunlar, sendikayı da kuruş gerekçemiz olan örgütlenme ve sınıf bilincinin gelişmesiyle önlenebilir. Temas ettiğimiz ve etmeye çalıştığımız tüm arkadaşlarımızla haklarının farkında olması üzerinden bir çalışma öngörüyoruz. İş yerlerinde herkesin haklarının daha çok farkında olmasını sağlamak için çabalamayı ve gereken noktalarda hukuk mücadelesi vererek bu sorunların üstesinden gelmeyi hedefliyoruz.”