Hülya ARSLAN-Seyhan KALKAN VAYİÇ
Ülkenin içinde bulunduğu ekonomik koşullar her geçen gün daha da kötüye gidiyor. Bu koşullarda yaşamaya çalışmak da gittikçe zorlaşıyor. Yıllarca çalışıp emekli olduktan sonra rahat bir nefes alacağını düşünen emekliler geçinemiyor, geçinmek için çalışmak zorunda kalıyor. Biz de emeklilerin hem halini hem de Ramazan Bayramı’nda yatacak 4 bin TL bayram ikramiyesi hakkındaki düşüncelerini sormak için Kadıköy sokaklarında emeklilerle konuştuk. Bir dokunup bin ah işittiğimiz emeklilerin geçim sıkıntısı ülke ekonomisinin ne kadar kötüye gittiğini gözler önüne seriyor.
“47 YIL EMEK VERDİKTEN SONRA…”
Moda'da yaşayan 43 yıllık emekli Ulvi Altekin, yıllarca Petkim Petrokimya’da bölge müdürü olarak çalışmış. Şu anda 28 bin TL emekli maaşı aldığını ama geçinemediğini söylüyor. “Evim bana ait olmasa, kira ödemek zorunda kalsam hayat çok daha zor olurdu. 47 yıl boyunca emek verdikten sonra bu maaş emeğimin karşılığı değil.” diyen Altekin, benzin zamları nedeniyle arabasını satmak zorunda kaldığını da ekliyor. Bayram ikramiyesiyle ilgili düşüncelerini ise şu sözlerle dile getiriyor “4 bin TL ile bayram alışverişi yapılmaz, iki poşet doldursanız zaten bitiyor. 47 yıl emek verdikten sonra emeklilik hayatımın daha rahat olmasını isterdim. Ancak şu anki şartlarda bu mümkün değil.” diyor.
“EMEKLİYİM AMA ÇALIŞMAK ZORUNDAYIM”
BAĞ-KUR emeklisi olarak 16 bin 400 TL maaş alan ve kirada oturan Muammer Hoşgör, emekli maaşı ile geçinemediği için çalışmak zorunda kaldığını belirtiyor. Kadıköy’de simit satarak geçimini sağlamaya çalışan Hoşgör “Önceden 140 tane simit satıyordum, şimdi 30 tane zor satıyorum. İnsanlar artık simit bile alamaz hale geldi. Senelerdir keyfimce gezemiyorum. Altıyol’a inmek bile çok zor. Aldığım emekli maaşı ile yaşamak çok zor. Emekliyim ama çalışmak zorundayım, çünkü maaş yetmiyor. 4 bin TL’lik bayram ikramiyesi bir bayramı geçirmeye bile yetmez.” sözleriyle durumunu anlatıyor.
“23 BİN TL MAAŞ ALIYORUM YETMİYOR”
Tokat’ta yaşayan ve Moda’da kızının yanına gelen 86 yaşındaki emekli Hamdi Çelik, geçinmenin imkânsız hale geldiğini şu sözlerle ifade ediyor: “23 bin TL maaş alıyorum ama yetmiyor. Açlıktan nefesimiz kokuyor, et alamıyoruz. Emekliler zor geçiniyorsa bir sorun var demektir. Ben böyle bir düzen görmedim. Bizim ülkemiz bitmiş, insanlık bitmiş. Her şey paramparça oldu. Tek desteğim çocuklarım. Onlar bana destek oluyor. Beni yalnız ve parasız bırakmıyorlar. Ama o kadar uzun yıllar boyunca çalıştıktan sonra emekli maaşımla geçinemeyip çocuklarımdan para almak beni çok üzüyor.”
“EVİM OLMASA HER ŞEY ÇOK ZOR OLURDU”
Kızı ile birlikte Moda’da yaşayan, 13 bin TL civarında emekli maaşı alan Lale Özdemir, “Kızım çalışıyor, ev de bizim. Kızım çalışmazsa ev de benim olmasa bu şartlarda geçinemezdik. Her şey çok zor olurdu. Çalışmayı da ara ara düşünüyorum. Kek ya da börek yapıp kafelere satmak gibi. Ek gelir olur. Sadece evin size ait olması yetmiyor. Bir sürü masraf var. Bir simit olmuş 30 lira. Dışarıda çay içince ikinci çayı içsem mi diye düşüyorsunuz. Ayda bir et alıyorum. Onu da kıyma şeklinde, parçalara ayırıp yemeklere katıyorum. Misafir ağırlamak bile o kadar zorlaştı ki. Her şeyi düşünüyoruz. Günlük yaşıyoruz. Geleceğe dair hiç bir plan yok. Gençlerin ümidi kalmadı. Kızım ‘anne niçin çalıştığımı bilmiyorum’ diyor. Umutlar tükendi.” diye anlatıyor. Özdemir, “Emeklisi, genci, öğrencisi, çalışanı herkes için yaşanabilir bir ülke istiyorum.” diyerek geleceğe dair beklentisini dile getiriyor.
“ÇOK KÖTÜ DURUMDAYIZ”
Cerrahpaşa Tıp Fakültesi’nde Ortoptis Teknisyeni olarak çalıştıktan sonra 1999 yılında emekliye ayrılan Asuman Sunar, “Fındıkzade'de oturuyorum. 19 bin TL emekli maaşı alıyorum. Geçinemiyorum. Elektrik, su faturası derken perişan durumdayız. Ev bana ait olmasa dışarıda dilenci olacağız. Bu şekilde yaşanmaz. Ben yine bir şekilde tek olduğum için götürüyorum. Apartmanda komşularım inanın bana kahvaltıya geliyor. Çok kötü durumdayız. Diyecek bir şey bulamıyorum.” diyor.
“BAYRAM İKRAMİYESİ ONLARIN OLSUN”
Ümraniye’de annesiyle birlikte yaşayan, 9 yıl önce emekli olan Şeyda Çelikel de şunları dile getiriyor: “Zeynep Kamil Kadın ve Çocuk Hastalıkları Hastanesi’nde ebe hemşireydim. 33 yıl çalıştım ama şu an 17 bin TL emekli maaşı alıyorum. Zor koşullarda çalıştım. Şu an 62 yaşındayım. Geçinemiyorum. Kiradayım. Annem de babamdan kalan 9 bin 500 lira emekli maaşı alıyor. Ev kirası 35 bin. Çocuklarım destek oluyor. Kirayı oğlum ödüyor. Yoksa yapamam. Oğlum da zorlanıyor. Ama sesi çıkmıyor. Onlara da yazık. Geçinmek için uğraşıyoruz. Her ayı borçla açıp borçla kapatıyoruz. Pide almak istiyorum ama fiyatı görünce vazgeçiyorum. Halk Ekmek’ten en uygun ekmeği alıyorum. Kira seneye 50 bin lira olacak. Büyük ihtimal annemi alıp memlekete gideceğim. Orada evimiz var. Bayram ikramiyesi de onların olsun. Çok yorulduk.”