Cami arazisi eski patriğe mi iade edilecek ?

Devletin el koyduğu, daha sonra üzerine Fenerbahçe Camii yapılan eski Fener Rum patriklerinden Vapurci’nin arazisi, Yargıtay kararıyla mirasçılarına iade edilecek.

09 Ocak 2015 - 09:51

Gökçe UYGUN

 
Yargıtay, geçen yılın son günlerinde önemli ve emsal teşkil edecek bir karar verdi; Yunan uyruklu azınlık mensuplarının mülk edinmelerine sınırlama getiren 1964 tarihli kararname ile el konulan Fenerbahçe Camii'nin bulunduğu arazinin, halen Yunanistan'da yaşayan 92 yaşındaki Stamatis Papamanolaki adına tescil edilmesi kararını onadı. Eski İstanbul Patriği Maksimos Vapurci'nin mirasçılarından olan Papamanolaki'nin hukuk zaferi, söz konusu kararname ile Hazine'ye devredilen diğer mülklerin iadesinin de önünü açtı.
Milliyet’ten Kemal Göktaş’ın haberine göre, 2008 yılında açılan ve 6 yıllık hukuk süreci sonunda karar bağlanan davada, yıllarca Türkiye'de yaşadıktan sonra Yunanistan'a taşınan Papamanolaki'nin “arazinin üzerinde bulunan Fenerbahçe Camii’nin varlığını devam ettirmesine hiç bir itirazının olmadığı, bu caminin kendisi açısından da çok kutsal olduğu, sadece bu arazinin maddi değerini tazmin için ilgili makamlar nezdinde girişimlerde bulunacağı, talebinin uygun bulunması halinde, caminin bulunduğu taşınmazı Hazine’ye iade etmeye hazır olduğu” öğrenildi.
ADİL BİR KARAR…”
Papamanolaki'nin avukatı Barış Tan, Rumların elindeki taşınmazlara Hazine’ce el konulması, kendilerine veraset belgesi dahi verilmemesi gibi Yargıtay’ın yıllarca vermeye devam ettiği hukukun temel ilke ve kuramları ile bağdaşmayan kararları olduğunu anımsatarak, “Bu gerçekten son derece doğru ve adil bir karardır. Bu karar verilirken, dava konusu yerde bir cami olduğu ve davanın kazanılması halinde arazinin bir gayrimüslime geçeceği tartışma konusu yapılmamıştır. Mahkeme ve Yargıtay, son derece tarafsız ve önyargısız davranmıştır” dedi.
“GEÇ DE OLSA, ÖNEMLİ…”
Atina’da yaşayan İstanbullu Rumların Evrensel Federasyonu Başkanı Prof. Nikolaos Uzunoğlu ise gazetemizin konuya dair sorularını elektronik posta aracılığıyla yanıtladı. Konuyu “T.C. vatandaşı olan azınlıklara karşı yapılan haksızlıkların bir örneği” olarak yorumlayan Uzunoğlu, “Yargıtay’ın bu kararını çok doğru ve hukuk prensiplerini yükselten bir karar olarak görüyorum. Geç de olsa bu telafi kararı çok önemli” ifadesini kullandı. Uzunoğlu, “1932-46 yılları arasında Kadıköy Metropoliti olarak hizmet veren Patrik Maksimos, 1945-48 arası Ekümenik Patrik olmuştur. 1943’te, Rum Vakıflarına devlet tarafından haksız bir şekilde el konulmasına karşı hukuki itirazları sebebinden Bursa'ya 3 ay sürülmüştü. Kendisinin mirasçılarından Bay Papamanolakis'in davranışını ve görüşlerini çok doğru buluyorum. Geçmişte yapılan bir haksızlık tazminat ile telafi edilebilir. Tabii ki camiler, kiliseler ve sinagoglar gibi kutsal  mekanlardır ve bu ilke herkes tarafından saygı ile böyle tanınmalıdır” dedi.
Niko Uzunoğlu, “Azınlıklara yönelik insan hakları ihlallerinin telafisi açısından başka neler yapılabilir?” sorusuna ise şu yanıtı verdi; “Vatandaşlıkların geri verilmesi, yurt dışında isteklerine karşı yaşamaya mecbur edilen toplum üyelerinin atalarının doğmuş olduğu topraklara geri dönebilmeleri için devlet tarafından destek verilmesi, mülkiyet sorunlarının çözülmesi için rehberlik verecek bir makamın kurulması, 1974 Yargıtay kararı neticesinde Cemaat Vakıflarının el konulan mülklerinin tümünün geri verilmesi ve en önemli son 2 yıl Cemaat Vakıflarında seçimlerinin yasaklanmasının kaldırılması... Bunlar sadece birkaç örnek.”
 64 KARARNAMESİ
1960’larda büyüyen Kıbrıs sorunu sonucu, 1964 kararnamesi ile toplam 40 bin Rum vatandaş, Türkiye’yi terk etmek zorunda kaldı. Bu dönemde sınırdışı edilenlerin mal varlığına el konuldu, yalnızca 20 kilo ev eşyası ve 20 dolar para çıkarmalarına izin verildi.


ARŞİV