Genç ve sağlıklı bir cilde sahip olmamız için sebze ve meyvelerden destek alabiliriz. Bu konuya geçen hafta başlamıştık, bu hafta da devam ediyoruz. Likopen kırmızı sebze ve meyvelerde, doğal olarak bulunan, karoten familyasına ait kırmızı renkli bir pigmentir. Cildin doğal savunmasında sorumlu olan likopenin bulunduğu yiyecekler çok da yabancı olduğumuz yiyecekler değildir. Domates, karpuz, nar, çilek, kırmızıbiber likopenden zengindir. Alfa Hidroksi Asit (AHA)ler meyve asitleri olarak bilinirler. Nemlendirici etkisi vardır. Kollajen sentezini artırır. Elma, narenciye ve üzümde bulunmaktadır. Ayrıca süt laktik asitten zengindir. Eski çağlarda insanlar ciltlerinin daha nemli, sağlıklı ve güzel görünmesi için süt banyosu yapmalarının sebebi de içerdiği meyve asididir. Flavonoidler (genistein vb.) ginkgo biloba ekstresi, soya fasulyesi, mercimek ve kırmızı şarapta bulunurlar. Serbest radikallerden ileri gelen yaşlanmayı geciktirebilir. C ve E vitamininden daha güçlü antioksidan etkiye sahip olan flavonoidler aynı zamanda saçların daha sağlıklı olmasını ve dökülmenin engellenmesinde etkilidir. Yeşil çayda C ve E vitamininden daha kuvvetli serbest radikal tutucudur.. Genel vücut direncini güçlendirmekte saç dökülmelerinin önlenmesinde ve genel bağışıklığın korunmasında etkilidir. Çinkonun da önemini unutmamak gerekir. Saç ve cilt sağlığında önemli yeri olan çinko aynı zamanda yara iyileşmesini de düzenlemektedir. En çok et, karaciğer, fındık, süt ve yumurtada bulunan çinko özellikle çocukluk döneminde önemlidir. Coenyme Q10 cilt için güçlü bir antioksidandır ve en çok et, deniz mahsülleri ve kümes hayvanları ile tahıllarda bulunur. Son olarak balın doğal antibiyotik, vitamin, protein ve mineral kaynağı olduğunu ve meyve asitlerinden zengin olduğundan bahsetmek istiyorum. Bal özellikle cildin nemini korumaktadır. Maske olarak kullanımı tercih edilmektedir. Tüm bu vitaminlere ve minerallere bakıldığında aslında sağlıklı öğünleri düzenli tüketmenin cilt ve saç sağlığı için yeterli olduğunu düşünüyorum. Sabah kahvaltısında peyniri, zeytini, yumurtayı, ekmeği ve çayı abartmadan yeterli miktarda tüketmek; öğlen yemeğinde ızgara bir sebze, ya da sağlıklı pişmiş bir tencere yemeği yanında salatası ve meyvesi ile; akşam yemeğini de aynı şekilde tüketmek yeterlidir. Gün içinde atıştırılan az miktarda çerez zarardan çok fayda getirmektedir. Ancak bu çerezlerin kuruyemiş olması gerekir. Cips benzeri yemişlerin zararlı olduğu tartışılmaz bir gerçektir. Haftada 1-2 gün yenen balığın önemini de unutmamak gerekir. Soğuk kış günlerinde özellikle yaz aylarında aldığımız güneş hasarlarını onarmak için C ve E vitamininden zengin lahana, ıspanak, kabak, salata gibi gıdaların bol limonla tüketilmesi ve yemeklerde ayçiçeği ve mısırözü yağının kullanılmasını öneriyorum. Kış meyvesi olan elmanın yüksek antioksidan değeri olduğunu unutmamak gerekir. Omega-3 zengini balıklardan daha çok yararlanılmalıdır. Ülkemizde sık bulunan çinekop, hamsi ve levrek Omega-3 yağ asitlerinden zengindir. Bu yağ asitlerinin güneş ışınlarına bağlı cilt hasarını azaltmada önemli bir etkisi olduğu bilinmektedir. Trunçgillerden zengin bir diyet kış aylarında da önemlidir. Mandalina, portakal ve limonun yanında eklenen muz da C vitamini ihtiyacını karşılamaktadır. Sağlıklı bir cilt için önemli olan likopenin bulunduğu domates ve ürünlerini tüketmeyi ihmal etmeyin. Soğuk havalarda sık sık tüketilen çayın yeşil çay olmasını tercih edin. Sebze tüketimini arttırın. Sebzeleri tüketirken tencere ya da ızgara olmasını tercih edin. Keten tohumunu da sık tüketmeye çalışın. Son yıllarda özellikle meyve asidi içeren gıdaların yüze maske şeklinde uygulanması önerilmektedir. Ancak gıda olarak tüketilen vitamin ve minerallerin cilde maske şeklinde kullanımı tartışmalıdır. Öncelikle uygun taşıyıcı olmadan yüze sürülen bu maddelerin etkisinin olup olmadığı bilimsel olarak kanıtlanmamıştır. Ayrıca bu maddelerin yüze direkt teması alerjik reaksiyonlara ve buna bağlı kızarıklık, yanma ve batmalara sebep olabilmektedir. Bu nedenle cilt için gerekli olan vitamin ve minerallerin ağızdan alınması ancak maske şeklinde kullanılmak isteniyorsa eczanelerde bulunan tıbbi kozmetiklerin tercih edilmesi önerilmektedir.