Gökçe Akgül resimli kitaplar ve çizgi roman türleri üzerine odaklanmış bir illüstratör. Dördü kendi yazıp resimlediği çizgi romanlar olmak üzere, 200’ün üzerinde eserin illüstratörlüğünü yapan Akgül, bilim temalı çizgi romanlar ve eğitici içerikli kitaplar da çiziyor. Çalışmalarını Hasanpaşa’daki atölyesinde sürdüren Akgül, Kadıköy Belediyesi Karikatür Evi’nin düzenlediği Çizgi Festivali’nin afişini de çizdi. Kitaplara, reklam çalışmalarına, animasyonlara çizimler yapmaya devam eden Akgül ile özel olarak çocuk kitaplar, genel olarak da çizerlik üzerine konuştuk.
- Gökçe Akgül kimdir tanıyabilir miyiz?
Kişinin kendisini anlatması o kadar zor ki. Şöyle başlasam: Ben bir illüstratörüm, hevesli bir okur, kendi hikayelerini yazmış ve çizmiş bir çizgi romancı, iletişim kurmak için konuşmaktan çok çizmeyi tercih etmiş bir çizer. Ah! Bir de çalışırım tabii ama sıkı çalışırım…Bazen anlamaya çalışırım, bazen de kaçmaya çalışırım, bazen anlatmaya çalışırım bazen de işler yetişmez ve masa başında sabaha kadar çalışırım. Böyle yani, sanırım biraz fikir sahibi olmuşsunuzdur benim hakkımda.
Çizim yeteneğinizi ne zaman keşfettiniz?
Bu keşif için tam bir şey söylemek de zor tabii ama okul sıralarıydı sanırım, yani gerçekten sırada oturduğum, hatta iki üç kişi oturduğumuz zamanlardı. Sürekli karaladığımı, bir şeyler çizdiğimi hatırlıyorum. Ama hissettiğim bir sıkıntı hali ya da zaman geçirmekle ilgili değildi, keyif aldığım bir şeydi çizmek. Pek çok ilkokul öğrencisi gibi kitap sayfalarının yanlarındaki küçük boşluklara çizim yapabileceğimi keşfetmiştim. Durmadan bir şeyler çizdiğimi, karaladığımı hatırlıyorum. Sanırım çizebildiğimi keşfettiğim ilk an öyle bir andı diyebilirim. Tabii o zamanlar bu keşfimi net bir şekilde tanımlayamıyordum ama hissedebiliyordum. Çizmek iletişim kurmak gibiydi, eğlenceliydi.
“İLETİŞİM KURABİLDİĞİMİ HİSSEDİYORUM”
- Çizer olmaya ne zaman ve nasıl karar verdiniz?
MSGSÜ sınavlarına girmem ve Resim bölümünde eğitim almama kadar aslında çizerliğin bir meslek olabileceğinden bile habersizdim. Eğitim süreci içinde elbette teknik, kültürel ve sanatsal anlamda kendinizi geliştiriyorsunuz, değişiyorsunuz. Ancak o kitaplardaki küçük boşluklara çizim yaparken hissettiğim şey benim için hala geçerliliğini koruyor. Çizerek iletişim kurabildiğimi hissediyorum ve bu hissi seviyorum, temel motivasyonum budur diyebilirim. Bir de garip gelebilir ama çizerken görünmez olduğumu düşünüyorum. Bu hissi de seviyorum.
-Çocuk kitapları çiziyorsunuz, bu alana nasıl yöneldiniz?
Okul zamanlarıydı yani Mimar Sinan GSF zamanları. Elime geçen kitaplara, illüstrasyonlara, izlediğim animelere, okuduğum çizgi romanlara, mangalara düştüğüm bir dönemdi sanırım. Kendi hikayelerimi çizmek istemiştim ama nereden başlayacağım konusunda kafam biraz karışıktı, ben de en iyi bildiğim şeyi yapmaya karar verdim. Oturdum ve çizmeye başladım. Çalışmalarımı, editörlerle, yayınevleriyle paylaşmaya ve çizmek konusunda daha aktif olacağım, daha çok üreteceğim bir yaşam alanı kurmaya odaklandım. Çizginin yer aldığı pek çok alanda, animasyon, dijital sanat ya da oyun tasarımı gibi alanlarda da çalışmalara odaklandım.
“TÜM İSTANBUL’UN FESTİVALİ”
- Çocuk kitapları son yıllarda gelişmeye başladı ve bunda çizerlerin katkısı da büyük. Siz nasıl değerlendiriyorsunuz?
Evet, yaşanılan ekonomik sıkıntılara, zorluklara rağmen nitelikli çocuk kitapları var olmaya devam ediyor. Konuyu ekonomiye getirdim ama gerçekten hem çizer hem yazar hem de yayınevi tarafında koşullar çok parlak değil. Bu koşullara rağmen nitelikli iş çıkaran her bir çizer arkadaşıma inanın sıkıca sarılmak istiyorum. Çizerler telif gibi önemli konularda da acı sözleşmelerle muhatap oluyorlar. Hakları için, telif hakları için mücadele eden o kadar çok çizer arkadaşım var ki. Bunca emeğin, mücadelenin ve sıkıntının karşılığında resimlediğiniz kitabı bir okurun elinde gördüğünüzdeyse kendinizi tutamıyorsunuz, gülümsüyorsunuz.
- Bu yılki Çizgi Festivali’nin afişini de siz çizdiniz. Festivalle ilgili neler söylersiniz?
Çizgi Festivali’nin afişi için çizim yapmak benim için çok değerliydi. Bir şeyler söylemek için önemli bir fırsattı. Çok renkli bir illüstrasyon ortaya koyma hedefim vardı, sanırım bunu gerçekleştirdim. Umarım festivalin güzelliğine benim de ufak bir katkım olmuştur.Çizgi Festivali Kadıköy’ün ve bence tüm İstanbul’un festivali. Çizen, okuyan, üreten ve paylaşan insanlar için Çizgi Festivali’nin içe çekilen orman havası gibi bir etkisi olacağına inanıyorum. Bu nitelikli uğraşın bir destekçisi olarak kendimi şanslı hissediyorum.