Çocuklarla doğrudan ya da dolaylı olarak çalışan kurumların evrensel bir uzlaşıya varabilmeleri için 20 Kasım 1989 tarihinde kabul edilen Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi önemli bir yasal belge olarak kabul ediliyor. Türkiye bu sözleşmeye 1990 yılında imza atarken, sözleşmedeki bazı ilkeler şunlar:
Ayrımcılık yapmama: ÇHS dinleri, ırkları, etnik kökenleri, kültürleri, anadilleri, engellilik durumları, yetenekleri ne olursa olsun; ne düşündükleri veya söyledikleri gözetilmeksizin; kız veya oğlan, zengin veya fakir fark etmeksizin tüm çocukların haklarını korur.
Çocuğun üstün yararı: Çocukları etkileyebilecek her tür karar veya faaliyet, çocukların yararlanabileceği, çocukların faydasına olacak şekilde düzenlenmelidir.
Yaşama, varlığını sürdürme ve gelişme hakkı: Her çocuğun yaşama, hayatta kalma ve gelişimini sürdürme hakkı vardır. Karar verme yetkisine sahip kurumlar ve bireyler, çocukların bedensel, zihinsel ve toplumsal gelişimi için her fırsatı temin etmekle sorumludur.
Katılım: Çocuklar kendi yaşam ve deneyimlerinin uzmanlarıdır ve kendilerini etkileyecek kararlarda, faaliyetlerde ve süreçlerde onlara danışılması gerekir. Her çocuğun kendi düşüncesini ifade etme hakkı vardır.
ÇOCUK KATILIMI NEDEN ÖNEMLİ?
Çocuk güvenliği konusunda çalışmalar yapan Hayata Destek Derneği yakın zamanda “Çocuk Güvenliği Uygulama Rehberi”ni yayınladı. Bu çalışma Haziran 2021’de Hayata Destek öncülüğünde oluşan “Çocuk Güvenliği Akademisi”nin aylık oturumlarında ortaya çıkan verilerden ve uluslararası kurumların çocuk güvenliğine ilişkin oluşturduğu dokümanların katkılarıyla hazırlandı. Gözde Kazaz’ın editörlüğünde hazırlanan rehberde “Çocuk , Çocuk Katılımı, Çocuk Koruma ve Çocuk Güvenliği başlıkları altında önemli veriler paylaşıldı.
Çocukların hayata katılmaları ve karar alma süreçlerinde yer almalarının son derece kritik olduğu vurgulanırken, konuya dair şu bilgilere yer verildi: “Gerçek anlamda çocuk katılımından bahsetmek için, çocuklara sadece görüşlerini ifade etmeleri için olanak tanınması yeterli değildir. Aynı zamanda çocukların görüşlerini özgürce geliştirebilmeleri için her tür bilgiye ve araca ulaşımları desteklenmeli, çocukların görüşlerinin karar mekanizmasını etkileme fırsatına sahip olması sağlanmalı ve çocuklara görüşlerinin nasıl yorumlandığı ve kullanıldığı hakkında geri bildirim verilmeli.”
ÇOCUK GÜVENLİĞİ NEDİR?
Çocuk güvenliğini sağlamak için yol gösterici ilkeler ise şu maddelerle sıralandı:
-Tüm çocuklar eşit haklara sahiptir. Çocukların çeşitli özelliklerinin ya da cinsiyete özgü ihtiyaçlarının olması, farklı koruma tedbirlerine ihtiyaç duyması haklarına ulaşmalarının önünde engel oluşturmamalı aksine ksine çocukların çeşitli ve özgün ihtiyaçları hesaba katılarak sağlanan destek ve alınan önlemlerle haklarına erişimlerinde eşitliği sağlamak mümkündür.
-Her çocuk biriciktir! Çocukların her biri kendine özgü özelliklere, kendine has algılama, öğrenme, ifade etme biçim ve becerilerine sahiptir. Aynı zamandan “güvende olma/hissetme” ihtiyaçları da farklılaşabilir. O nedenle her çocuğa ayrı bir özen ve dikkatle yaklaşmak, bir çocuk için “iyi” olduğunu bildiğimiz herhangi bir yaklaşımın ya da önlemin her çocuk için “iyi” olduğunu varsaymamak önemlidir.
-Çocuklarla dolaylı veya doğrudan temasta bulunan kurumlar, çocuklara hiçbir biçimde zarar vermemekle ve çocukları korumakla yükümlüdür.
- Kurumların birlikte çalıştıkları çocuklara güvenli ortamlar sağlama ve çocukları destekleme sorumluluğu vardır.
- Kurumlar ortaklarla birlikte çalışıyorsa, bu ortakların asgari koruma gereklerini yerine getirmesine destek sağlamakla yükümlüdür. Kurumun sadece kendi operasyonlarını düzenlemesi yetmez. İş birliği yaptığı kurumların da bu düzenlemeleri, asgari düzeyde de olsa çalışmalarına, planlamalarına dâhil etmesine destek olması, bunu gerçekleştirmeyen veya açıkça çocukları istismar eden kurumlarla çalışmaması gerekir.
- Çocuk güvenliğine ilişkin tüm çalışmalarda çocuğun üstün yararının gözetilmesi vazgeçilmezdir. Çocuk güvenliğine ilişkin tüm çalışmalarda çocukların katılımının sağlanması önemlidir.