Heinrich Böll Stiftung Derneği tarafından hazırlanan "Tarımda Kullanılan Zehirler Hakkında Gerçekler ve Rakamlar: Pestisit Atlası" yayınlandı. Dünyadan ve Türkiye’den pestisit kullanımına dair çok yönlü bilgilerin yer aldığı Pestisit Atlası'nda konunun uzmanları tarafından hazırlanan 26 başlıktaki makalelerle durum tespiti, ortaya çıkan zarar ve risklerin boyutu ve çözüm önerileri yer alıyor. Rapor, Heinrich Böll Stiftung Derneği Türkiye Temsilciliği Proje Koordinatörü Yonca Verdioğlu ve Pestisit Atlası’nın Türkiye’ye dair bilgilerini oluşturan ve bilimsel okumaları yapan Gıda Mühendisi, Dr. Bülent Şık’ın katılımıyla düzenlenen basın toplantısında kamuoyu ile paylaşıldı.
PESTİSİT NEDİR?
Pestisit, tarımda ekinlere ve bitkilere zarar verme potansiyeli bulunan haşereleri, istenmeyen yabani otları, böcekleri yok etmek ve kontrol altında tutmak için kullanılan kimyasal bir zehir olarak tanımlanıyor. Pestisitler kimyasal yapılarına ve işlevlerine göre sınıflara ayrılıyor. Pestisit Atlası'nda böcek öldürücüler (insektisit), ot öldürücüler (herbisit), mantar öldürücüler (fungusit) zehir grubunda en sık kullanılan pestisit çeşitleri olarak geçiyor ve pestisitlerin gıdalarda kalıntı bıraktığı ve sağlık açısından ciddi zararlara neden olduğu belirtiliyor.
Raporda yer alan bilgilere göre dünyada yılda 4 milyon ton pestisit kullanılıyor. Avrupa Birliği’nin (AB) tehlikeli pestisitlerin Avrupa’da kullanımı yasakladığının hatırlatıldığı Pestisit Atlası'nda, AB’nin kullanımını yasakladığı pestisitlerin üretiminin ve ihracatının engellenmediği ve bunların dünyanın dört bir yanına ihraç edilmesine engel olmadığına dikkat çekildi. Raporda ayrıca pestisit kullanımını azaltacak bağlayıcı bir uluslararası sözleşmenin ise henüz imzalanmadığına vurgu yapıldı.
GIDALARIN YARISINDA PESTİSİT KALINTISI VAR
Pestisit Atlası’na göre, Türkiye’de 2019 yılında yapılan bir çalışmada analiz edilen gıda örneklerinin yüzde 49’unda sucul canlılar, arılar, su yosunları ve faydalı böcekler açısından çok zararlı olan; yüzde 42’sinde ise doğal hayatta biyolojik birikime neden olan ve toksik etkisi uzun süre kalıcı olan pestisitlerin kalıntısı tespit edildi. Türkiye’de 2013 ve 2014 yıllarında yapılan bir araştırmada analiz edilen gıda örneklerinin yüzde 85’inde birden fazla sayıda pestisit kalıntısı bulundu.
YILDA 385 MİLYON KİŞİ ZEHİRLENİYOR
Pestisit Atlası’nda, pestisite maruz kalanlarda özellikle de tarımda çalışanlarda görülen sağlık problemlerine de dikkat çekildi. Pestisit Atlası’na göre her yıl dünyada 385 milyon kişi pestisit zehirlenmesi yaşıyor. Pestisitler havaya ve suya kolayca karışabildiği için tarımsal alanların dışında yaşayan ya da tarımla uğraşmayan insanlar açısından da tehlike yaratıyor. Bulaş yoluyla çevreyi kirleten pestisitler sadece kullananları değil, pestisit kullanılmış ürünü tüketenleri de etkiliyor. Pestisitler sızarak, rüzgarla ya da hava yoluyla çok uzaklara, bazıları ise bin kilometre kadar uzağa taşınabiliyor.
“YILDA 50-60 BİN TON”
Raporda, 2020 yılında Türkiye’de kullanılan pestisit miktarının 50 ile 60 bin ton/yıl olduğu tahmininde bulunulurken, kullanılan pestisit miktarının yaklaşık yüzde 50’sinin Adana, Mersin, Manisa, Aydın, Bursa, İzmir ve Antalya’da kullanıldığı ifade edildi. Bu illerde hektar başına kullanılan pestisit miktarı çok fazla. Antalya’da 2020 yılında hektar başına pestisit kullanımı yaklaşık 14 kg, Manisa’da 9 kg seviyesinde. Pestisit Atlası’na göre Türkiye’de kullanılan pestisit etken madde sayısı 2018 yılında 385 adede düştü. 2008-2021 yılları arasında da 213 etken maddenin kullanımına yasak getirildi. Ancak Atlas’ta Türkiye’den ihraç edilen gıda ürünlerinde yasaklanmış pestisit kalıntılarının çıktığına bu nedenle pestisit etken madde sayısının resmi kurumların bildirdiği sayıdan çok daha fazla olduğuna işaret edildi.
W
BÜLENT ŞIK: EN FAZLA ÇOCUKLAR ETKİLENİYOR
Pestisit Atlası’nın Türkiye’ye dair bilgilerini oluşturan ve bilimsel okumaları yapan Gıda Mühendisi Dr. Bülent Şık, pestisitin sağlığa ve ekosisteme etkilerinin uzun zamandır bilinmesine rağmen pestisit kullanımının bütün dünyada artış gösterdiğine dikkat çekti. Türkiye nüfusunun yüzde 26,5’ini çocukların oluşturduğunu kaydeden Şık, 23 milyon çocuğun pestisit tehlikesiyle karşı karşıya olduğunu ifade etti.
Kullanılan pestisit miktarlarının ve kalıntılarının izlenmesinin insan sağlığı, çevre ve ekoloji için zorunlu olduğunu kaydeden Şık, “Ancak Türkiye’de ve dünyanın pek çok yerinde izlenmiyor. Her yıl bütün dünyada yaklaşık 385 milyon pestisit zehirlenmesi vakası yaşanıyor. Bu zehirlenmeden en fazla mağdur olanlar ise tarım alanında çalışan insanlar. Öte yandan Avrupa’da ekoloji ve sağlık nedeniyle kullanılmasına izin verilmeyen pestisitlerin üretilmesine ve başka ülkelere ihraç edilmesine ise devam ediliyor. AB’de pestisitlerin kullanım onayı katı kurallara bağlı. Buna rağmen onay verilirken pestisitlerin ekosistemlerin tamamı üzerindeki zararlı etkileri ne yazık ki dikkate alınmıyor” diye konuştu.
NERELERDE KULLANILIYOR?
Raporda zehirli pestisitlerin Türkiye’de hangi alanlarda kullanıldığı da paylaşıldı:
Glifosat: Dünya Sağlık Örgütü’nün (DSÖ) kanser araştırma ajansı tarafından “muhtemel kanserojen” olarak sınıflandırılıyor. Türkiye’de zeytin, üzüm, portakal, mandalina, fındık, elma, kayısı, şeftali, greyfurt, limon, asma yaprağı üretiminde kullanılıyor.
Tiametoksam: Arılar başta uçucu böceklere zarar verdiği için AB’de tarım arazilerinde kullanılması yasaklandı. Türkiye’de marul, soya fasulyesi, yağlık zeytin, mısır, karpuz, hıyar, patlıcan, biber, domates, patates, şeftali, armut ve elma başta olmak üzere çeşitli ürünlerde kullanılıyor.
Glufosinate: Avrupa Kimyasallar Ajansı’na göre “üremeyi riske atıyor.” Türkiye’de zeytin, üzüm, erik, şeftali, kayısı, armut, kiraz, elma, limon ve turunçgillerde kullanılıyor.
Klorantraniliprol: Su organizmaları için çok tehlikeli olduğu ifade edilen bu madde, Türkiye’de kullanılmasına izin verilen ürünler arasında en başta gelen pestisitlerden biri. Pamuk, şeker pancarı, mısır, yer fıstığı, mercimek, asma yaprağı, baş lahana, karnabahar, kornişon, hıyar, patlıcan, biber, domates, patates, ceviz, Antep fıstığı, fındık ve üzüm başta olmak üzere yaygın olarak tüketilen tüm meyve çeşitlerinde kullanılıyor.
Siprokonazol: AB’ye göre “üremeyi riske atıyor.” Türkiye’de şeker pancarı, buğday, mısır, pirinç, asma yaprağı ve üzümde kullanılıyor.