Kadıköy Belediyesi Gönüllüleri tarafından düzenlenen “Değişen Dünyada Türkiye’nin Siyasi Yolculuğu” başlıklı söyleşi, 30 Ocak Perşembe günü Kozyatağı Kültür Merkezi’nde gerçekleşti. Moderatörlüğünü Avukat Celal Ülgen’in yaptığı etkinlikte gazeteci yazar Barış Terkoğlu konuşmacı olarak yer aldı. Söyleşiye belediye meclis üyeleri ve çok sayıda dinleyici katıldı.
Konuşmasında, gazetecilik kariyerinde karşılaştığı zorluklara değinen Terkoğlu, ilk kez 30 yaşında cezaevine girdiğini ve 19 ay hapis yattığını belirtti. Son günlerde yaşanan gelişmeleri Ergenekon ve Balyoz davalarından daha ağır olarak değerlendiren Terkoğlu, “Önce bir kanun, bir ceza veya işlenmiş bir suç olmuyor ortada. Önce suçlu ilan edilmesi gereken bir kişi oluyor” dedi. Ortada suçlu varmış gibi kirletilmeye çalışan insanların olduğunun altını çizen Terkoğlu, “Bunu yapan asıl suçlu kimseler.” şeklinde konuştu.
“KORKMAYAN ERDEMLİ OLUR”
Gazetecilerin gücünü cumhuriyetten aldığını ifade eden Barış Terkoğlu konuşmasına şu sözlerle devam etti: “Bir işçi çocuğu olarak karşınızda oturuyorum. Eğer cumhuriyet olmasaydı babamın nasırlı elleri üniversitede bir çocuk okutmaya yetmezdi. Cumhuriyet bana eğitim fırsatı eşitliliği verdi. Cumhuriyet bana anayasal haklar verdi, konuşma hürriyeti verdi, bana vatandaşların eşitliği felsefesini verdi. Bugün Tayyip Erdoğan eleştirdiği düzene dönüp baksın, eğer bu düzen değil başla bir düzende yaşıyor olsaydı Rizeli bir gemi kaptanının çocuğu olarak cumhurbaşkanı olabilir miydi? Olamazdı. Çoban Süleyman cumhurbaşkanı olabilir miydi? Cumhuriyet önce eşitliğe dayanır. Cumhuriyet ‘sen toplumun en aşağısından olabilirsin, yoksul olabilirsin keşke senin yoksulluğunu yensek ama sen eğer layıksan, liyakat sahibiysen hâkim olma fırsatı da veriyorum cumhurbaşkanı fırsatı oma fırsatı veriyorum asker olma fırsatı da veriyorum’ der. İşte o yüzden ben konuşma ve eleştirme hakkımı cumhuriyetten alıyorum. Çünkü cumhuriyet bize önce ‘korkma’ diyor, İstiklal Marşı’mızın ilk kelimesi korkma”.
Atatürk’ün “Cumhuriyet fazilettir” sözünü hatırlatan Terkoğlu, cumhuriyetin tek adam rejimine dayanmadığı için korkusuz insan yetiştirdiğini belirtti. “Tek adam rejimleri korkan insan yetiştirir. Korkan insan rezil ve sefil olur. Korkusu olmayan insan ise erdemli olur” dedi.
BASIN ÖZGÜRLÜĞÜ
Türkiye’de basın özgürlüğünün durumuna da değinen Terkoğlu, anayasada basın hürriyetinin korunduğunu ancak gazetecilerin baskı altında olduğunu ifade etti. Yabancı gazetecilik örgütlerinin Türkiye’deki gazetecilerin baskılara rağmen mesleklerini sürdürmesine şaşırdığını dile getiren Terkoğlu, “Bu kadar insan öldürülse hapse atılsa gazetecilik yapmazdık, siz yapıyorsunuz helal olsun dediler.” şeklinde konuştu. Türkiye’de kendilerinden önceki kuşağın geleneklerini devam ettirdiklerini vurgulayan Terkoğlu, “Uğur Mumcu bir insan ismi ama aynı zamanda bir kavram. Bir gazetecilik biçimini temsil ediyor. Aydın duruşunu temsil ediyor.” dedi. Terkoğlu, “Abdi İpekçi’yi katleden Mehmet Ağaca burada cinayet işliyor. Nasıl oluyorsa cezaevinden çıkıyor. İtalya’da Papa’ya suikast yapıyor. Papa’ya suikast davasının savcısı işin içinden çıkamıyor, Uğur Mumcu’yu çağırıyor. Mumcu savcıdan daha titizlikle çalışıyor ki sonunda katlediliyor. Ahmet Taner Kışlalı, Hrant Dink, Bahriye Üçok çok sayıda isim sayabilirim” diye konuştu. Hepsinin öldürüleceklerini tahmin ettiğini söyleyen Terkoğlu, “Çünkü hepsi ‘seni öldüreceğiz’ diyenlerin tehditi altındaydı. Öldürülecekleri bile bile koruma altına alınmıyor.” diye konuştu.