"Çürük binaları ifşa etmeliyiz"

Yeldeğirmeni’nde kiracı olduğu binadan ayrılırken “Bu bina çürüktür” pankartı asan gazeteci Canan Coşkun, “Çürük olduğunu bildiğimiz evleri ifşa etmeliyiz. Bundan sonra da ev bakarken yalnızca emlak sitelerini değil sosyal medya ağlarını da evle ilgili bir ifşa var mı diye kontrol etmeliyiz” diyor

17 Mart 2023 - 13:20

Kahramanmaraş merkezli yaşanan ve büyük yıkımlara yol açan depremler, başta İstanbul olmak üzere birçok şehirde paniğe yol açtı. Birçok insan, oturduğu evin depreme dayanıklı olup olmadığı konusunda korku yaşamaya başladı. Oturduğu binanın depreme dayanıksız olduğundan emin olanlar ise başka yerlere taşınmaya başladı. Bunlardan biri de son günlerde attığı tweet ile sosyal medyada oldukça konuşulan Canan Coşkun. Kiracı olduğu, 55 yaş üstü binayı boşaltırken penceresinden “Bu bina çürüktür” pankartı asan Diken internet sitesi muhabiri Coşkun, yaşadığı süreci gazetemize anlattı.

Mart 2020’den beri oturduğu evden depreme dayanamaz korkusuyla taşınma kararı alan Coşkun, “Her şey apartmanın Whatsapp grubuna gelen bir videoyla başladı. Bir komşumuz, apartmanın bodrum katına inip binanın halini kameraya almıştı. Deniz kabuklarının olduğu kum gibi dağılan kolonlar, tesisat geçirildiği için zarar gören kirişler. Kolondaki demir korozyondan öyle dağılıyor ki videodaki ses “Bu tahta mı” diye soruyordu. Kolon ömrünü tamamlamıştı. Sokaktaki binalar bitişik nizam olmasa yaşadığımız yapının ayakta durması zor gibi görünüyordu” dedi ve sözlerine şöyle devam etti: “Buraya taşınırken kiralık ev tutan başkaları gibi bodrumu da gezmek hiç aklıma gelmedi. Milyonlarca İstanbullu gibi Maraş depremlerinden sonra yaşadığım binanın dayanıklı olup olmadığını düşünmeye başladım. Binada benim dışımda dört kiracı daha vardı. Taşındığım sıralarda onlar da başka evler bakıyor ya da taşınmak için eşyalarını toparlamaya başlamıştı.”

“EVİ DERHAL BOŞALTMAM GEREKTİĞİ SÖYLENDİ”

Konuya ilişkin ev sahibiyle de görüştüğünü dile getiren Coşkun, “Ev sahibini durumdan haberdar ettiğimde mahalledeki hemen hemen bütün binaların bu durumda olduğunu söyledi. Kısa bir konuşmaydı. O gün ev sahibinin emlakçıyı arayarak evinin ne kadara kiraya verilebileceğini araştırdığını öğrendim. Bir ev bulmadan taşındığım için evi boşaltma süreci yaklaşık 3 haftaya yayıldı. Bu sebeple ev sahibi tekrar aradı. Kira sözleşmesine uygun bir şekilde 2 ay önceden haber vererek taşınmam gerektiğini ama bunu yapmadığımı, evi derhal boşaltmam gerektiğini, çünkü orayı kiraya vereceğini söyledi. Geçmişteki astronomik zam yapma girişimlerini yasal değil diyerek reddettiğimi de hatırlatarak ‘Hak hukuktan bahsediyorsunuz’ dedi. Kendisiyle son konuşmamız bu oldu ve o gün pankartı asmaya karar verdim. Sonrasında avukatı benimle iletişime geçti. Evin kiraya verilmeyeceğini, güçlendirme için neler yapılabileceğini düşündüklerini söyledi. Bu konuşmadan bir gün sonra depozitonun iade edilmesi için evin kontrol edileceğini söyledi” ifadelerini kullandı.

Astığı pankartın bir uyarı olduğunun altını çizen Coşkun, “Ev sahibinin emlakçıyı arayıp kira araştırması yapmaya başladığını öğrendiğimde pankartı hazırlamaya başladım. O zamanlarda asıp asmamak konusunda emin değildim çünkü binada yaşamaya devam edenler vardı. Ya belediye gelip binayı mühürlerlerse diye düşünüyordum. Ev sahibi, kiraya vereceği için derhal evi boşaltmam gerektiğini söyleyince pankartı asmaya karar verdim. Benim gibi binanın bodrumuna inmeden evin ne kadar güneş aldığını, odalarının yeterli büyüklükte olduğunu, mutfağının ve banyosunun güzel olduğunu düşünüp tutmaya niyetlenenler için bir uyarıydı” şeklinde konuştu.

“ÇÜRÜK BİNALARI İFŞA ETMELİYİZ”

Oturduğu binanın çürük olduğunu düşünenlere tavsiyelerde de bulunan Coşkun, “Görünürde bizimki kadar çürük bir binada yaşıyorlarsa öncelikle oradan taşınmalarını tavsiye edebilirim ama bu da kolay bir şey değil. Ben tek başıma yaşadığım için bir arkadaşımın yanına sığınabildim. Kaldı ki ev kiraları inanılmaz boyutlarda. Ev ilanlarına bakıp bakıp boyumun ölçüsünü alıyorum. Boşalttığımız evlerin bizden sonra yine kiraya verileceğini düşünüyorum, çünkü Yeldeğirmeni’nde güçlendirmenin bina bazında değil belki de ada bazında yapılması gerektiğini düşünüyorum. Daire başına 1 milyon TL’yi aşan güçlendirme bedellerinden bahsediliyor. Maliyet arttıkça ev sahipleri de bu niyetten mecburen vazgeçecek ve çürük evler kaldığı yerden kiralanmaya devam edecek. Bu yüzden çürük olduğunu bildiğimiz evleri ifşa etmeliyiz. Bundan sonra da ev bakarken yalnızca emlak sitelerini değil sosyal medya ağlarını da evle ilgili bir ifşa var mı diye kontrol etmeliyiz” dedi.

“GÜÇLENDİRME SADECE EV SAHİPLERİNE BIRAKILAMAZ”

Attığı tweetin altına aynı mahalleden binaların bodrumlarına ait görsellerin paylaşıldığını da aktaran Coşkun, “Ev sahiplerinin sorumluluğu evlerinin depreme dayanıklı olup olmadığını ölçtürmek. Bu yapılmıyorsa kiracılar yaşadıkları yapıları kendileri kontrol etsin. Bizim bina gözle görülür ölçüde çürük olduğu için anlayabildik. Anlaşılır bir şekilde çürük olanlar bile ifşa olsa bir değişime yol açabilir. Güçlendirme konusu ise sadece ev sahibinin omzuna bırakılabilecek bir yük değil. Kamu bankalarının sermaye sahiplerine karşılıksız krediler verebildiğini haberler sayesinde öğrendik. Binasını güçlendirmek isteyenlere karşılıksız olmasa da devlet destekli uzun vadeli krediler verilebilir” şeklinde konuştu.


ARŞİV