Depremin ardından şiddete maruz kalan ya da kalma riski altında olan kadın ve çocukların durumuna dair izleme yapmak üzere bölgeye giden Mor Çatı Kadın Sığınağı Vakfı saha raporunu hazırladı.
Kamu kurumlarının depremden zarar görmesi ve yer değiştirmesi nedeniyle kadınların bu kurumlardan ihtiyacı olan desteği alamadığı tespitine yer verilen raporda, bölgede kadına yönelik şiddetle mücadele konusunda donanımı olan, bölgedeki hizmet birimlerini ve buraların mevcut durumunu bilen bir kolluk görevlisiyle de karşılaşılmadığı savunuldu.
KADINLARIN İHTİYAÇLARI
Deprem bölgesinde, hala temel ihtiyaçlara erişim konusunda ciddi zorluklar olduğunu belirtilen raporda, depremden etkilenen kadınların öncelikle ve acil olarak insani yardım, sağlık ve güvenlikle ilgili hizmetlere erişmeye ihtiyaç duydukları kaydedildi.
Temiz suya erişimin güç olması ve altyapı sorunlarının, bölgede yaşayanların sağlıklarını tehdit ettiğine dikkat çekilen raporda, bazı bölgelerde tuvaletin bulunduğu yerin çadır alanlarının çok dışında olduğu ve geceleri kadınlar ve çocuklar için güvenli olmadığı ifade edildi. Cinsiyetçi işbölümünün deprem sonrasında da kadınların hayatlarını zorlaştırmayı sürdürdüğü, kadınların yardımlar için yalnız kuyruğa girdiği, az sayıdaki kıyafetleri elde yıkayarak hijyeni sağlamaya çalıştığı ve bakmakla yükümlü oldukları kişi sayısının da arttığı belirtildi.
Raporda dikkat çeken bir başka konu ise depremden önce boşanmaya karar verip ayrı yaşamaya başlayan kadınların çadıra erişimde yaşadıkları zorluklar. Çadırlar resmi kayıtlara göre aile adına teslim ediliyor ve boşanmak üzere oldukları ya da şiddet gördükleri erkeklerle resmi olarak hala aynı ailede oldukları varsayıldığı için kadınlara ayrı çadır verilmesinde sorun yaşanıyor.
ÇOCUKLARIN İHTİYAÇLARI
Raporda çocukların da şiddete maruz kalma riskinin önlenmesi, maruz kalıyorlarsa durumun tespit edilmesi ve çocuğun ilgili destek mekanizmalarına yönlendirilmesi konusunda yeterli organizasyonun yapılmadığı belirtiliyor. Milli Eğitim Bakanlığı tarafından farklı yaşlardaki çocuklarla okuma çalışması yürütüldüğünün belirtildiği raporda, yaygın bir eğitim faaliyetinin örgütlenmediği ifade ediliyor.
ACİL ALINMASI GEREKEN TEDBİRLER
Mor Çatı Vakfı’nın raporunda alınması gereken acil tedbirler şöyle sıralanıyor:
Bölgede yaşayanların insani yardım, sağlık ve güvenlikle ilgili ihtiyaçlarının, kişilerin toplumsal cinsiyet, cinsel yönelim, cinsiyet kimliği, yaş, engellilik durumu, vatandaşlık statüsü ve bunlarla ilgili maruz kaldıkları her türlü ayrımcılık gözetilerek çok acil bir şekilde sağlanmalı.
Çadır kentler kadınların ve çocukların kendilerini güvende hissedeceği şekilde düzenlenmeli.
Çadır kentlerde çamaşırhane, içme suyu, tuvalet ve duş, elektrik gibi kaynaklara erişim sağlanmalı.
Kadına yönelik şiddetle mücadele için var olan kurumların mevcut durumunu değerlendirip en kısa sürede ŞÖNİM, sığınaklar, ilgili kolluk birimleri, aile mahkemelerinin en az depremden önce olduğu kadar ulaşılabilir olmalı.
Tüm görevliler şiddete maruz kalan kadın ve çocuklara sunulacak hizmetlere, izlenmesi gereken protokole dair bilgi sahibi olmalı.
Deprem sonrası bölgede olası kadına yönelik şiddet ve çocuk istismarına ilişkin her türlü risk tespit edilmeli ve bu risklere ilişkin önleyici çalışmalar başlatılmalı.
Deprem öncesinde maruz kaldığı şiddet nedeniyle ilgili birimlerden destek alan ve depremden etkilenen kadınların güvende kalabilmesi için hızla önlem alınmalı.
Bölgede yaşayanların cinsel sağlıkla ilgili bilgi alabilecekleri birimler kurulmalı, cinsel yolla bulaşan enfeksiyonları ve gebeliği önleyici yöntemler ücretsiz sağlanarak yaygınlaştırılmalı ve gebeliğini sonlandırmak isteyen kadınlara ivedilikle hastanelere yönlendirilmeli.
Bölgedeki mevcut birimlerde çalışan personelin de durumu gözetilerek yeni görevlendirme ve rotasyon sağlanmalı.
Çadır kentlerde çocuklar için kreş ve oyun gezisi yaratılarak çocuk alanında uzman devlet personeli görevlendirilmeli.
Çocukların tümünün hiçbir ayrım gözetilmeksizin eğitim ve psikososyal destek yoluna erişim sağlanmalı.
Kadınlara ve çocuklara verilecek desteklerin ana dillerinde sunulmalı, mümkün olmadığından çevirmen desteği alınmalı.
Depremden etkilenen bölgede değil Türkiye'nin yerinde kalıcı olacak şekilde kadına yönelik olarak mücadele acil eylem planı hazırlanarak idame edilmeli.
* Fotoğraf: Erhan Demirtaş