“Deprem öldürmez bina öldürür”

Eski binalarda kullanılan beton kalitesinin standartlara uygun olmadığını ifade eden Kadıköy Belediyesi Beton Zemin Laboratuvarı sorumlusu Menekşe Perdi, vatandaşların binalarının beton ve zemin kontrollerini yaptırması gerektiğini söylüyor

09 Ekim 2019 - 12:11

İstanbul depreminin ardından eski binalarda kullanılan beton kalitesi bir kez daha gündeme geldi. Kadıköy Belediyesi Beton Zemin Laboratuvarı 2000 yılından bu yana ilçede mevcut binaları ve yeni inşaatlardaki beton kalitesini test ediyor. Laboratuvarın sorumlusu Menekşe Perdi, beton kalitesinin hangi ölçülere göre belirlendiğini ve beton kalitesinin önemini anlattı.

Kadıköy'de kullanılan  hazır beton örneği. 

Öncelikle Kadıköy Belediyesi Beton Zemin Laboratuvarı’nı tanıtabilir misiniz?

1999 depreminden sonra dönemin İçişleri Bakanının talimatıyla bütün belediye başkanlarına, laboratuvar kurulması önergesi verildi. Laboratuvar kuran bir tek Kadıköy Belediyesi. Resmi statüde Türkiye’de tekiz. Biz bir iştirak değiliz, şirket değiliz, burada kamu çalışanıyız ve burada kamu hizmeti yapılıyor. Burada yardımcı elemanlarla birlikte 31 kişilik bir ekip çalışıyoruz. 5 inşaat mühendisi, 10 yerbilimci arkadaşımızla beton ve  zemin kontrollerini yapıyoruz.

Çalışma prensiplerinizden bahseder misiniz? Riskli yapıyı nasıl kontrol ediyorsunuz?

Bu laboratuvarın en önemli özelliği denetimlerini yerinde yapması. Bu şu demek: Bina yıkıldı, yenisi yapılıyor, bina yapılmadan önce öncelikle zemin etütlerini yaptırıyoruz. Alana indiğimizde özellikle zeminde arkadaşlar sondaj yerlerinin tespitini yapıyor, yani bina nereye oturacak? Sondaj yapılıyor, 11-12 metrelere kadar iniliyor. Arkadaşlar orada görüyor sondajın yapıldığını, sondajdan alınan numune örneklerini görüyor. Diyorlar ki “Evet, ana kaya burada, bunu yerine indirebilirsin.” Kadıköy’de yüzde 90 iyi bir zemin var. Kadıköy’ün en büyük sorunu ekonomik ömrünü tamamlamış yaşlı bina stokunun fazla olması. Bu da şu anlama geliyor: Zeminimiz ne kadar iyi olursa olsun binamız sağlam olmadığı sürece bu bir risktir. İkisi de iyi olmak zorundadır. Binanızın taşıyıcı sistemleri iyi olmazsa hangi katta kırılacağını kestiremezsiniz.

Biz malik isterse tespitini yapıyoruz, masrafları da bina sahipleri ödüyor. Bodrum ve zemin kat olmak üzere binanın  yüksekliğine ve taşıyıcı sistemin durumuna göre en az altı tane karottan örnek alıyoruz. Bir süreksizlik tespit edildiğinde ara katlardan da alınıyor. Yani taşıyıcı sistemin yüzde 80’ine bakılıyor. Bu ne demektir? Kolon ve perdeleri açıp içindeki donatılara bakıyoruz. Paslanma var mı, düz demir mi kullanmış, pas payı nedir, ne kadar açıklıkta, çapı nedir? Gözünüzle görüyorsunuz, somut verilere ulaşıyorsunuz. Ayrıca zemin etüdü de yapılıyor ve bir performans hesabı veriliyor.

Şantiyelerden alınan hazır beton örnekleri. Bu örnekler uzmanlar tarafından test ediliyor. 

YÜKSEK SINIFLI BETON

Bir binanın ortalama ömrü kaç yıldır?

Eğer her şeyi Avrupa standartlarına göre yaparsanız binanın ömrü 50 yıl, hiç deprem olmasa da. Bu laboratuvarın kurulma amacı 99’daki depremdeki binaları kontrol etmekti ve kullanılan betonların “beton” olmadığını gördük. Literatürde olmayan, elle karılan, deniz kabukları yoğunluklu betonlardı bunlar. İstanbul’un mevcut yapı stokunun yüzde 80’i bu şekilde, o yüzden büyük risk taşıyor.

Uygun betonun değerleri nedir?

Hazır beton algısı 1987’de oluşmaya başladı, bizim kullanma tarihimiz ise 93-94, o da çok büyük projelerde. 1999’dan sonra Çevre Bakanlığı şöyle bir sınır koydu: Minimum C20 betonu kullanacak dendi. Bu, 28 gün sonra beton değerinin alması gereken taşıma gücü. 20’ye 21’lik yük bastığınızda kırılır. Siz ona göre statiğinizi dizayn edeceksiniz. Bu da proje mukavemeti kavramıyla alakalı. Kadıköy’de dökülen minimum beton sınıfı C30, yoğunlukla tercih edilen C35. Bu da daha yukarı, daha güçlü, daha üst seviye beton sınıfı anlamına geliyor. Ne kadar yüksek sınıflı beton kullanırsanız binanızın ömrünü o kadar artırırsınız. Beton ne kadar geçirimsiz ve sağlam olursa içindeki donatıya o kadar korur. Çünkü demir betonun içine giriyor.

İSTEĞE BAĞLI BAŞVURU

Betonu incelediğinizde riskli olduğuna nasıl karar veriyorsunuz?

Sadece beton değil, bina iki maddeden oluşuyor: beton ve demir dediğimiz donatı. Dizaynı yapılmış dahi olsa üretim modelinize tesisten çıktığı an herhangi bir müdahale olursa elinizdeki madde değişmiş oluyor. Yerindeki yanlış uygulamayla şu anda elle karılan beton değerlerine ulaşabiliyorsunuz. Hazır betonu da dökülürken ve yerinde denetleyeceksiniz. Bu laboratuvarın en büyük özelliği yeni yapılardan örnekler alması. Biz literatüre Kadıköy betonunu soktuk.

2012 yılından şu ana kadar 3 bin 649 tane riskli yapı onayı vermişiz. 2012’den 2014’e kadar 992 binaya bakanlık onay vermiş. 2014’te yetki devrinden sonra 2 bin 682 binaya da Kadıköy Belediyesi Beton Zemin Laboratuvarı olarak biz onay vermişiz. Bunun yüzde 91’i yani 3 bin 326 yapı yıkılmış, 323 bina yani yüzde 9’u daha yıkılmamış. Bunlar her mahallede var. Bina bazında değil alan bazında risk tespiti yapılsa daha sağlıklı olurdu. Bu yıkılmayan 323 binada da hukuki engel var, yürütmeyi durdurma kararı var. Siz tek malikle sisteme sokuyorsunuz, idare tebligatları yapıyor, tapuya risk şerhi konuluyor, diğer malik ise ben bu rapora güvenmiyorum veya bir usulsüzlük tespit ettim diyor, bizim raporu onaylamamıza rağmen. Ayrıca bakanlığın itiraz komisyonlarına gidiyorlar.

 “60 METREKARE OLSUN AMA SAĞLAM OLSUN”

Betonun ve zeminin sağlıklı olmadığını tespit ettiniz. Bundan sonra neler yapılıyor?  

Biz riskli onayını verdikten sonra tapuya yazısını yazıyoruz. Bütün maliklere gerekli bilgilendirmenin tebligatının yapılması gerektiğini bildiriyoruz. Tapu bütün maliklere tebliğ eder ve orada der ki ; “Bu tebligatı elinize aldıktan sonra 15 gün içerisinde idarenize itiraz etme hakkınız var.” Binasının yıkılmasını istemeyen malik gelip bize itiraz ediyor. İtiraz durumunda aynı orijinal rapor bakanlığın teknik heyetine gidiyor. Teknik heyette de üç üniversite hocası, dört de bakanlık bürokratı var. Bizim baktığımız o rapora teknik heyet de bakıyor. Teknik heyet baktıktan ve itiraza ret geldikten sonra yıkım tebligatlarını belediye yapmaya başlıyor. Önce 60 günlük süre tebliğ ediliyor. 60 günden sonra 30 günden az olmak üzere genelde 29 günlük ek ikinci süre veriliyor. O sürenin sonunda herhangi bir yürütmeyi durdurma kararı yoksa elimize gelen, maliklerin elektrik su ve doğalgazı kesiliyor, nüfustan tahliye ediliyor. İkinci ek sürede de malik yıkımı yapmazsa belediye yıkım yapıyor.

Depremden sonra vatandaşların talebi arttı mı?

Biz sadece Kadıköy ilçesindeki binalara bakmakla yükümlüyüz, bir sınırımız var, diğer ilçelerden talep gelirse yapamıyoruz. Depremden sonra anormal bir yoğunluk oluştu. Vatandaş tabii korkuyor. Deprem kendini hatırlattı. Ama önlemi sadece maliklere bırakmak biraz sıkıntı. Şu anda yasal bir zorunluluk yok, isteğe bağlı. Ama tabii ki ciddi anlamda patlaklık veya çatlaklık var ise ve siz binanızdan korkuyorsanız o zaman yapı kontroldeki personel arkadaşlar gelip gözle tespitini yapıyor. Eğer ağır hasar durumu var ise o bina hiç risk tespitini beklemeden  tahliye ediliyor. Şu ana kadar yapılan incelemelerde bir binada böyle bir durumla karşılaşıldı. O binayı direkt tahliye etmişler. O konuda bakanlık belediyeye risk tespitini yap diyebilir. Ama şu anda oturulmasına müsaade etmezler ağır hasar olduğu için.

İnsanlar binalarını kontrol etmekten de korkuyor. Bunun nedeni nedir?

Çünkü müteahhit bulamıyorlar. Yapı nasıl yeniden yapılacak? Bu biraz ekonomik. Ayrıca diyelim ki 130-140 metrekarelik bir alan, müteahhitle anlaştığınızda 80 metrekare maksimum net. Ama tabii ki önemli olan büyük binada mı sağlam binada mı oturmak lazım. 60 metrekare olsun ama sağlam olsun, ben bileyim ki o sallantıda ölmeyeceğim.

Kadıköy'ün zemininden çıkan doğal kaya parçaları. 

İstanbul genelinde durum nedir?

İstanbul genelinde net konuşmak çok doğru olmaz, elimizde veri yok. Ama bakanlık 2019’da güzel bir sistem getirdi: “Ebis” sistemi. Çipli beton. Bakanlık ve kamu kurumları betonu takip edebiliyor.. Belki her belediyenin bir laboratuvar kurması çok maliyetli. Ama yakın çevredeki belediyelerde tek bir laboratuvarda incelemeler yapılabilir. Siz sıkıntılar tespit etmişsiniz ki çipli betona ihtiyaç duymuşsunuz. Daha kontrollü bir sisteme geçmişsiniz. Bu çok güzel bir sistem, hiçbir şekilde değerlere müdahale edilemeyecek demektir. Yerinde numune alınacak ve o numunelerden çipli makinelerde kırım yapılacak. Bizim zaten çipimiz bizim inşaat teknikerlerimiz. Laboratuvar her belediyenin asli görevi değildir, ciddi sorumluluk isteyen bir iştir.

BAŞVURU SÜRECİ NASIL İŞLİYOR?

Kadıköy Belediyesi Beton Zemin Laboratuvarı sorumlusu Menekşe Perdi, kat maliklerinin 6306 Yasayı mutlaka okuyarak kendilerine müracaat etmesi gerektiğini söylüyor ve şöyle devam ediyor: “Yasanın hem kendileri hem diğer malikler üzerinde ve idariler üzerinde sorumlulukları var. Binalarının riskli olduğu tespit edildiği anda yıkıma doğru gidilecek bir süreç var ve bunun geri dönüşü yok. Yıkıp yeniden yapacak veya güçlendirme projesi hazırlaması gerekecek. O yüzden bunların ortak bir karara bağlı olması avantajlı. 3’te 2 anlaşma olduğu sürece yeni yapı yapılabilecek, aksi takdirde yapılamayacak. Yasanın kendileri üzerinde teşvikleri var. Bilerek bize müracaat ettikleri takdirde tapu ve kimlik bilgisinin fotokopisiyle buraya gelebilirler, masraflarını kendileri karşılamak şartıyla.”

Adres: Laboratuvar: Eğitim Mah. Ahsen Sok. No:10 Sadıkoğlu İş Merkezi 1, Beton ve Zemin Bürosu: Kadıköy Belediyesi, 2. kat C Blok Oda No:327

Telefon: 0216 327 83 50-0216 545 72 53 Faks: 216 414 38 85


ARŞİV