Evlerimiz kendimizi güvende hissettiğimiz en kıymetli yer mi yoksa dışarı çıktığımızda cezalandıralacağımız bir hapishane mi? Son yıllarda yargı, cezaevlerinde yer kalmaması nedeniyle ve daha geniş kesimlerin özgürlüklerini sınırlamak için “ev hapsi”ni sıkça bir cezalandırma yöntemi olarak kullanıyor. 19 Mart’ta başta İstanbul olmak üzere tüm ülkede adalet, özgürlük ve demokrasi talebiyle sokağa çıkan gençlere uygulanan cezaların da başında ev hapsi geliyor.
Bu gençlerin çoğu serbest bırakılsa da, uzun zamandır ev hapsinde olan gençler de var. 26 yaşındaki Mert Unay da onlardan biri. 24 Eylül 2024’ten beri ev hapsinde tutuluyor; 6 Mayıs’ta duruşması var ama cezanın kalkıp kalkmayacağı belli değil. Üstelik artık bir endişesi daha var: 6,2’lik depremde sokağa çıktığı için “ihlal kararı” verilerek cezanın uzatılması ya da tutuklamaya dönmesi…
Peki Mert Unay, 23 Nisan’da İstanbul’u sokağa döken 6,2 büyüklüğündeki depremde neler yaptı, neler yaşadı?
DOKUZ AYDIR EVDEN ÇIKMADI
Dokuz ay boyunca evden dışarı adımını atmayan Mert, depreme kadar hiçbir kuralı çiğnemediği için şimdiye kadar bir sorun yaşamamış: “Evin dışına herhangi bir şekilde çıkamıyorum. Çıktığım durumda ihlal olarak kabul ediliyor ve yasal işlem başlatılıyor. O nedenle izin almaksızın dışarı çıkmam gibi bir durum söz konusu değil. Ayak bileğimdeki elektronik kelepçede GPS sistemi olduğu için ev sınırları içerisinde sınırı aştığım zaman Ankara Elektronik İzleme Merkezi’ne ihlal sinyali gidiyor. O yüzden metre bazında ne kadarlık bir sınırım var bilmiyorum. Ancak evden çıkmadığım için bir sorun olmuyor.”
Deprem anında da kız kardeşiyle birlikte evde olduğunu söyleyen Mert Unay, o an yaşadıklarını şöyle anlatıyor: “Depremi yoğun bir şekilde hissettim. Öyle ki raflardaki çerçeveler dahi düştü. Binamız eski olduğu için çok sallandı. Ancak evde gözle görülür bir hasar tespit etmedik. Sokağa çıktım, yakınlarda bulunan arkadaşlarımın yanına geçtim, güvenli bir alanda bekledim gece 00.00’a kadar.”
İZLEME MERKEZİ’NE 15 DK ULAŞAMADI
Deprem anında Mert’in ilk yaptığı iş Ankara Elektronik İzleme Merkezi’ni aramak olmuş ancak GSM hatlarındaki kesinti ve sorun nedeniyle ulaşamamış: “Yaklaşık 10-15 dakika sonra hat düştü ve dışarı çıkıp güvenli bir alanda beklememi söylediler. Daha sonraki saatlerde dışardayken aradığımda, ne yapacağım konusunda herhangi bir bilgi verilmedi. Eve girip girmemekte tereddüt ettim ancak bir yandan da ayağımdaki kelepçe sebebiyle ihlal kararı çıkması durumunu da göz önünde bulundurmak istedim. Fakat herhangi bir öneri olmadı, yani dışarda kalın eve girmeyin ya da uygun güvenli bir eve geçin vb. gibi bir beyanları olmadı. Sadece yarın netleşir dediler ve deprem sebebiyle evden çıktığınızı not aldık dediler.”
Tabii tüm ailenin ve akrabaların merak konusu olmuş Mert: “Haliyle endişelendiler. Akşam annemle babam işten geldikleri zaman onlara deprem çantası hazırladık ve daha güvenli bir eve akrabamızın yanına gönderdik. Ancak benim durumum belli olmadığı için ben gidememiş oldum ve geceyi evde geçirdim.”
“DEPREMDE EV HAPSİ İŞKENCEYE DÖNÜŞTÜ”
“Deprem gündemi bu kadar yoğunken elbette güvenliksiz evlerde bulunmak ister istemez endişe verici bir şey ve sürekli deprem korkusu ile yüzleşme gerektirecek bir durum.” diyen Mert Unay, bu durumun her açıdan zorlayıcı olduğuna da dikkat çekiyor: “Deprem gündemi yoğunlaşınca ve milyonlarca insanı korkutacak düzeyde ard arda depremler yaşanınca, ev hapsinin kısıtlayıcı ve tecrit edici hali bir biçimiyle işkenceye dönüşüyor diyebilirim.
Depremden kurtuldum ve dışarı çıktım diyelim, nereye kadar gidebilirim? Gittiğim yerler ihlal gerekçesi sayılır mı? Bu konuda herhangi bir şey söylenmediği için doğal olarak bir yandan deprem bir yandan da tekrar tutuklanma olasılığı zorlayıcı oluyor.”