Türkiye’de ne zaman deprem olsa, bizim gibi bir deprem ülkesi olan Japonya mevzubahis olur. Zira Japonya büyük depremlere ne kadar hazırsa, Türkiye de o kadar hazır değildir… Biz de son yaşanan depremler vesilesiyle, Türkiye’de yaşayan bir Japon vatandaşıyla bu konuyu konuşalım istedik. 14 yılı Kadıköy’de olmak üzere 26 yıldır Türkiye’de yaşayan Japon bir oyuncu olan Ayumi Takano’nun kapısını çaldık.
Depremi ne zaman, nasıl duydunuz? İlk refleksiniz ne oldu?
Sabah uyandığımda internetten, Japon bir haber sitesinden öğrendim. İlk refleksim Türkiye’deki haber kanallarını ve Twitter'i kontrol etmek oldu.
Japonya’dan ekipler geldi yardıma. Onların tercümanı olmak gibi bir destek geldi mi aklınıza ya da böyle bir teklif?
Zaten bazı kurumlarda acil durum tercümanı olarak listedeyim. Çağırırlarsa gideceğim. Fakat bu tür afette yaşım, cinsiyetim ve can kurtarma eğitim eksikliğinden dolayı listenin ön sıralarında değilim. Bundan sonraki kalkınma sürecinde bana sıra gelir diye düşünüyorum.
“KOORDİNASYON ÇOK ÖNEMLİ”
Deprem sonrası gelişmeleri takip etmişsinizdir. Nasıl yorumlarsınız?
Hem devlet hem insanların çok duygusal hareket ettiğini düşünüyorum. Duygusal olmanız sizin çok güzel özelliğiniz. Fakat bu tür afet zamanında bölge dışındaki kişilerin sakinliğini koruması çok önemli. Zaten bölgede kargaşa, üzüntü ve panik var. Bölge dışındaki insanlar olarak doğru destek yapabilmemiz için koordineli olmalıyız. Bu çok ama çok önemli bence. Yardım etmek isteyip arabaya atlayıp gidersiniz. Bu hareket kutsaldır fakat işe yarayacak özelliklere sahip değilseniz, orada çalışan profesyonellerin ayakları altında dolaşarak yük olursunuz. Hatta bir fazla boğaz olabilirsiniz. Yardım etmek isterken zarar verirsiniz. Deprem anında halk yardım etmek isteyerek elindeki eşyaları bölgeye yollamaya çalıştı. Ne kadar güzel bir hareket. Fakat gerçekten ihtiyaç olanlara gidecek mi? Hatta 'o an' ihtiyacı olan o muydu? Değilse ihtiyaçları nedir? Elimizdeki parayı ve eforumuzu en etkili şekilde harcamak lazım. Emin olmadan yaptıkları iyiliğin sonucu ne olacağını bilmeden duygusal hamle ile yaptığı yardımın neticesi sizi üzebilir. Nitekim de üzüldük hep beraber.
Bunların hepsi, hem devletin hem halkın antrenmanlı olmaması ile alakalı diye yorumluyorum. Tabi böyle şeylere neden alışsın ama biz 'depreme hazır olmalıyız' derken bu hazırlığı da kastediyor olmalıyız. Bölgedeyseniz nasıl kendimizi kurtaracağımızı bilmeli, o andan kurtarılabildiyseniz sonra yardım gelene kadar nasıl kendimizi güvende tutacağımızı bilmeli, bölgede değilseniz nasıl en hızlı ve etkili bir şekilde destek olabileceğini bilmeliyiz halk olarak. Ve tabii ki bunları halk kendi başına yapamayacağı için yöneticiler insanların bu bilinçte olabilmesi için yönlendirme yapmalı.
Deprem yaralarının sarılabilmesi için önerileriniz neler olur?
Devamlı ve sistematik bir şekilde, o an neye ihtiyacı olduklarına göre konunun profesyonellerini yönlendirerek yardım etmemiz lazım. Sadece su, gıda, kıyafetler ve konut gibi somut yardımları değil, tıp, eğitim, psikolojik yardım gibi bundan sonraki adımlar da mühim. Devlet yapıyordur ve yetişemeyeceği kısmı gönüllüler tarafından yapılıyor bildiğim kadarı ile. Ama bence devlet, bu gönüllüleri bünyesine alarak profesyonele dönüştürebilir. Gönüllü çalışmak çok güzel ama devamlılık için destek şart. Bu, 1-2 yılda kapanacak olay değil.
Türkiye de tıpkı sizin ülkeniz Japonya gibi bir deprem ülkesi. Bu bir ortaklık ama çok bariz ki depreme yaklaşım konusunda iki ülke arasında ciddi farklılıklar var. Sizin gözlemleriniz neler?
Konuya yaklaşım biçimi tamamen farklı. Neler diye soruyorsunuz fakat ‘tamamen farklı’ diyebilirim sadece. Sayamam.
Sizce Türkiye neleri yanlış yapıyor da Japonya gibi deprem konusunda dirençli bir ülke olamıyor?
Hem yöneticinin hem halkının bilgilere dayalı hazırlığı yapmamasından kaynaklı diye düşünüyorum.
Belki Japonya hükümetlerinin bu konudaki çalışmalarını detaylı bilmiyor olabilirsiniz ama Japon vatandaşları açısından soracağım bu soruyu. Japonların depreme bakışı/hazırlanışı nasıldır? Mesela ilkokulda eğitimler veriliyor bildiğim kadarıyla…
İlk okulda eğitim veriliyor evet. Ayrıca devlet detaylı çalışmaları yapıyor ve bu konuda periyodik olarak halka açıklama yapar, yapmak zorunda zaten. Hangi bölgede beklenir, beklenen deprem geldiği zaman ne olabilir simülasyonları yapıyorlar, TV’de yayınlanıyor ve isterseniz web sitesinde detaylı bilgileri alabilirsiniz.
Halk arasında da, bulunduğunuz bölgede büyük deprem veya doğal afet yaşanmışsa ve insanlar ölmüşse neden öyle olduğu ile ilgili bilgiler nesilden nesile aktarılıyor. Mesela bir köyde ne zaman konulduğu belli olmayan çok eski bir büyük taş vardır. ‘Buradan aşağıya ev yapma' yazılıdır. Çünkü o köyün kenarında akan nehir, yağmur yağdığında sele neden oluyor. Halk o taşı yüzyıllardır kaldırmamış hatırlamamız için. Biz Japonlar, coğrafya gereği sadece deprem değil tayfun, volkanik patlama, tsunami gibi doğal afetlerle burun buruna yaşadığımız için halk arasında böyle bir bilinç var.
Türkiye medyasında Japon uzmanların görüşlerine yer veriliyor. Bu konuda Japonya, Türkiye’ye yol gösterebilir mi?
Evet. Ama 'Japonlar önceden bilmiş, uyarmış' modundan çıkıp, hangi bilgilere dayanarak konuştuklarını ve bunu nasıl uygulayabileceğini bulmaya çalışmamız gerek.
“KÜVETE SU DOLDURUYORUM”
İstanbul'daki depremleri hissetmişsinizdir, sonradan duymuşsunuzdur. Yaşadığınız yerde deprem olunca kendinizi nasıl hissediyorsunuz?
Depremden korkmuyorum. Ama bulunduğum binadan ve deprem sonrası yaşanabilecek kaostan korkuyorum.
İstanbullular tedirgin, herkes binasının depreme sağlamlığını araştırıyor. Kökleri, deprem konusunda bilinçli bir ülkeden gelen bir İstanbullu olarak sizin önlemleriniz neler?
Bina sağlamlığı için apartman yöneticimiz denetim için başvurdu. Deprem çantam var. Daha önce yaptığımız şeyler de vardı. Benim gibi tek başına yaşayan kadın arkadaşlarımla, birbirimizi arayıp sağ olup olmadığını kontrol edeceğiz. Sağ kurtulursak ve bina hasarlı olursa yakınımızdaki istasyonda buluşacağız. Çok büyük deprem olduğu zaman sağ çıksak da kadın haliyle temel ihtiyaçlara yetişebilir miyiz belli olmadığı için bir süreliğini bölgeden uzaklaşma yolunu arayacağız diye konuştuk. Zaten benim şehrin altyapısına pek güvenim yok maalesef. Deprem sonrası bina yıkılmasa da su ve elektrikler hemen gelmeyebilir. Küçük bir sallantıda bile hemen küvete su doldurmaya başlıyorum. Arkadaşlarım paranoyak diyor ama değilim. Gayet ciddiyim.
Başka eklemek istediğiniz bir şey var mı?
Deprem bölgesindeyiz her an gelebilir gelmeyebilir de. Doğadır bu, bizi aşabilir. Fakat en azından yapabileceğimiz her şeyi yaparız, sonra tanrıya emanet ederiz kendimizi. Hiç gayret etmeden yukarıya, kadere emanet etmek ona saygısızlıktır.