Kahramanmaraş merkezli depremler, Türkiye’nin bir deprem ülkesi olmasına rağmen depreme karşı hazırlıklı olmadığını bir kez daha gösterdi. Ancak farklı nedenlerden kaynaklanan afetler giderek çoğalırken, afet ve risk yönetiminin önemi de artıyor. Hem yerel yönetimler hem de sivil toplum örgütleri bu kapsamda çalışmalarını sürdürüyor. Mart ayında düzenlenen “Bilimin Rehberliğinde Depreme Dayanıklı Kent” panelinde İstanbul Deprem Eylem Planı hazırlık çalışmalarını sürdüren İstanbul Deprem Bilim Üst Kurulu üyeleri İstanbul’da yürütülen çalışmaları Adanalılar ile paylaşmıştı. Panelin özet raporu da geçtiğimiz günlerde kamuoyu ile paylaşıldı. Panele, akademisyenler, alanında uzman meslek insanları, sivil toplum kuruluşu ve özel sektör temsilcileri katılırken, depremin lojistik, mühendislik, mimari, sağlık, ekonomik ve hukuki boyutu tartışıldı.
YASAL DÜZENLEMELER YAPILMALI
Yönetim/Hukuk Masası’nın yaptığı çalışmada; AFAD, büyükşehir ve ilçe belediyelerinin ve sivil toplum kurumlarının daha etkin biçimde çalışmasına yönelik yasal düzeyde düzenlemelerin yapılması gerektiği önerildi. Mahallelerin küçük birliklere bölünerek afet konusunda bilgilendirme çalışmaları yürütülmesinin önerildiği toplantıda kent konseylerinin de afet sürecindeki rol ve sorumluluklarının tanımlı hale getirilerek artırılması vurgulandı. Toplantıda çocuklar, yaşlılar ve engelliler başta olmak üzere kırılgan grupların afet süreçlerinde önceliklendirilmesi için gerekli düzenlemelerin yapılması da öneriler arasında yer aldı.
KOORDİNASYON AĞLARI KURULMALI
Mühendislik boyutunun tartışıldığı masada katılımcılar, özellikle denetim sistemindeki eksikliklere dikkat çektiler. Beton kalitesinin periyodik olarak ölçülmesi, kısmi güçlendirme projelerine uygun yapıların belirlenmesi, deprem yönetmeliğinin 17. Maddesi dikkate alınarak basit tasarım kılavuzlarının hazırlanması önerildi. Deprem hazırlık süreçlerinin toplumsal boyutunun ele alındığı masada katılımcılar deprem bölgesindeki deneyimlerini paylaşırken, arama-kurtarma çalışmaları, geçici barınma koşulları ve yardım dağıtım süreçlerinde şahit oldukları eksiklikler ve deprem bölgesindeki koordinasyon çalışmalarına dair değerlendirmelerde bulundular.Katılımcılar, yerel veri tabanlarının oluşturulması, yerel iletişim koordinasyon ağlarının kurulması, afet sonrası yıkımın hızlı tespiti için model geliştirilmesi, arama kurtarma ekiplerinin ekipman ihtiyaçlarının önceden belirlenmesi ve tedarik edilmesi gibi önemli konuları tartıştı.
İLETİŞİM NASIL SAĞLANACAK?
Depremin iletişim boyutunun ele alındığı masada, deprem sonrası iletişim ve haberleşmenin devamlılığını sağlamak, iletişim altyapısının dayanıklılığını artırmak ve afet durumlarında vatandaşların ihtiyaç duydukları hizmetleri alabilmelerini sağlamak amacıyla çeşitli öneriler sıralandı. Uzmanların önerileri arasında, haberleşme-iletişim aktörlerinin envanterlerinin güncellenmesi ve korunmasına yönelik çalışmaların yürütülmesi, yeni şehir alanları planlanırken iletişim altyapısının temel bir alan olarak gündeme alınması, belediye imar planlarında iletişim altyapısı için yer tahsisi yapılması, kamu binalarının dayanıklılığının artırılması gibi önerilere yer verildi.
Kahramanmaraş merkezli depremlerin ardından sağlık alanında birçok sorun yaşanırken, afet sonrasında halk sağlığının korunması ve buna dair çalışmaların yapılması bir kez daha önem kazandı. Sağlık konulu çalışma grubunda sağlık sisteminin tüm öğelerinde envanter ve iyileştirme çalışmalarının yürütülmesi, sağlık tesislerinin güçlendirilmesi ve mobil sağlık ekiplerinin oluşturulması gibi konular ilk sırada yer aldı.