Kadıköy Belediyesi Akademi’nin düzenlediği ve kent sorunlarının konuşulduğu “Kadıköy 2030 Söyleşileri” devam ediyor. Söyleşi dizisinin üçüncüsü 1 Nisan Cumartesi günü Kadıköy Belediyesi Akademi’de “Depremin Ardından Kentleri Yeniden Nasıl İnşa Etmeliyiz?” başlığıyla yapıldı. Moderatörlüğünü Yeryüzü Ekoloji Kolektifi’nden Ayça Yüksel’in yaptığı etkinliğe TMMOB Şehir Plancıları Odası İstanbul Şube Başkanı Pelin Pınar Giritlioğlu ve MSGSÜ Mimarlık Fakültesi Şehir ve Bölge Planlama Öğretim Görevlisi ve İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi (İSİG) gönüllüsü Aslı Odman katıldı.
KENTLERİN DİRENCİ AZALIYOR
TMMOB Şehir Plancıları Odası İstanbul Şube Başkanı Pelin Pınar Giritlioğlu konuşmasında, 1999 depreminden günümüze kadar geçen 24 yıllık süreçte gerekli hazırlıkların yapılmadığını söylerken; yapı denetim yasası, TOKİ Yasası’nda değişiklik, 6306 sayılı kanun ve torba yasalar aracılığıyla değişen mera kanunu, orman kanunu, imar kanunu ve imar barışı düzenlemeleriyle sorunun çözülmediğini, aksine inşaat ve rant odaklı bir yaklaşım sergilendiğini ifade etti. Küçükyalı Karayolları ve Zincirlikuyu Karayolları arazisi gibi kamusal alanların özelleştirilerek deprem toplanma alanlarının satıldığını belirten Giritlioğlu, askeri alanların imara açılması ve kıyı alanlarında yapılaşma gibi uygulamalarla kentlerin dirençliliğinin azaltıldığını vurguladı. Giritlioğlu, kentlerin afet dirençliliği konusunda yapılması gerekenleri sıralarken önceliğin; riskli yapı ve alanların bilimsel olarak tespiti, geçici barınma alanlarının oluşturulması, afet tahliye rotalarının oluşturulması, barınma hakkının temini, konut üretim seçeneklerinin artırılması, kamunun yeniden yapılanmada aktif rol alması, iklim kriziyle mücadele gibi başlıklardan oluştuğunu belirtti.
SAĞLIK SORUNLARINA İŞARET ETTİ
Son yaşadığımız depremler üzerinden yaşananları değerlendiren Aslı Odman ise enkaz kaldırma sürecinde başta asbest olmak üzere zararlı kimyasalların yarattığı sağlık sorunlarının altını çizerken, hükümetin deprem sonrası kentleri yeniden inşa etme sürecinde izlediği yöntemi eleştirdi, planlamanın çok boyutlu ve bütüncül bir şekilde ele alınması gerektiğini söyledi. Afet bölgesi tasarım rehberi gibi araçlarla, planlamanın karşısına tasarımın yerleştirildiğini belirten Odman, daha depremin ilk haftasında insanlar her yerde hilti ararken, iktidarın her projesinde yer alan olağan şüpheli firmaların, deprem bölgelerinin yeniden inşasını paylaşmak için harekete geçtiğini hatırlattı. Yaşadığımız süreci giderek hızlanan bir tren metaforuyla açıklayan Odman, trenden atlayarak sağ kalma gibi ihtimallerin artık kalmadığını ve treni durdurmaktan başka bir seçeneğimiz olmadığını vurguladı.