Depremin yıktığı ekonomi nasıl düzelecek?

Hayata Destek ve Action Against Hunger’ın ortaklaşa hazırladığı “Toplulukların Güçlendirilmesi: Türkiye’de Deprem Sonrası Sosyoekonomik Toparlanma” raporu yayınlandı. Hayata Destek Geçim Kaynakları Program Yöneticisi Elif Özcan Güneri ile konuştuk

10 Ekim 2024 - 09:27

Afet bölgesinde aktif olarak çalışmaya devam eden Hayata Destek ve Action Against Hunger’ın ortaklaşa hazırladığı “Toplulukların Güçlendirilmesi: Türkiye’de Deprem Sonrası Sosyoekonomik Toparlanma” raporu geçtiğimiz günlerde yayınlandı. Rapora göre birçok şehri etkileyen felaketin toplam ekonomik maliyetinin yaklaşık 104 milyar dolar olduğu tahmin ediliyor. Hasarın en önemli kısmı, yaklaşık 57 milyar dolar ile konutlarda meydana geldi ve bir milyondan fazla kişi evsiz kaldı. Diğer önemli hasarlar arasında kamu altyapısı ve hizmet binalarının aldığı 13 milyar dolarlık hasar ve konut hariç özel sektörün aldığı 12 milyar dolarlık hasar yer alıyor. Depremin üzerinden bir yılı aşkın bir süre geçmesine rağmen hem mülteci hem de ev sahibi nüfus için önemli zorluklar ve bölgedeki olumsuz yaşam koşulları devam ediyor. Milyonlarca insan hala geçici barınaklarda, çoğu sadece temel hizmetlerden faydalanarak yaşıyor. Bölge ekonomisi büyük bir darbe aldığı için depremden kurtulan işletmeler ciddi bir işgücü açığı ile mücadele ediyor. Kayıtlı işgücünde yüzde 23,6'lık bir düşüş yaşandı, bu da 446 binden daha az çalışana tekabül ederken, işyerlerinin sayısında ise yüzde 30,2 civarında önemli bir azalma gözlendi. Adıyaman, Hatay, Malatya ve Kahramanmaraş illerinde bu azalmalar yüzde 50'yi aştı. 

©Kerem Uzel/ Hayata Destek

KAYIT DIŞI İSTİHDAM YÜKSELDİ
Depremin ardından, insanlar iş bulma konusunda çok sayıda zorlukla karşılaşırken kayıt dışı istihdam önemli bir rol oynamaya devam ediyor. Uluslararası Çalışma Örgütü'nün (ILO) TÜİK verilerini kullanarak yaptığı hesaplamalara göre, ülke genelinde kayıt dışı istihdam oranı yüzde 29 iken, afet bölgesinde bu oran 10 puan daha yüksek. Afetten etkilenen bölgelerde kayıt dışı istihdam oranları, tarımda yüzde 89 ve inşaatta yüzde 33,79. Kadınlar için bu zorluklar, ekonomik kısıtlamalar ve işgücü piyasasına erişimin önündeki engellerle daha da artmış durumda. 

Raporun sonuçlarını konuştuğumuz Hayata Destek Geçim Kaynakları Program Yöneticisi Elif Özcan Güneri, deprem sonrasında istihdamın canlandırılması için pek çok farklı adım atıldığını belirterek şu bilgileri paylaştı: “Öne çıkan çalışmalardan biri, mesleki eğitim programlarının yaygınlaştırılması. Özellikle inşaat, mobilya üretimi, elektrik işleri ve kaynakçılık gibi sektörlerde vasıflı işgücü ihtiyacı büyük olduğundan, bu alanlarda meslek okulları ve çıraklık programları teşvik ediliyor. Örneğin, Adıyaman’da ve Hatay’da mobilya döşemeciliği üzerine kısıtlı sayıda da kurslar düzenleniyor, bu sayede hem yerel halkın yeniden inşa sürecine katılması sağlanıyor hem de iş gücü eksikliği giderilmeye çalışılıyor.”

“YENİDEN CANLANDIRILMAYA ÇALIŞILIYOR”
Depremin en çok etkilediği alanlardan biri de tarım oldu. Depremden önemli ölçüde etkilenen tarımsal faaliyetlerin yeniden canlandırılmaya çalışıldığını kaydeden Güneri, “Tarım ve hayvancılıkla geçimini sağlayan Adıyaman gibi kırsal bölgelerde tarlalar ve hayvan çiftlikleri büyük zarar gördüğü için, tarımsal üretimi tekrar ayağa kaldıracak sulama sistemleri ve altyapı projelerine yatırım yapılmaya çalışılıyor. Aynı zamanda, tarımsal üretimin çeşitlendirilmesi ve düşük değerli tarımsal ürünlere bağımlılığın azaltılması, yerel ekonomiyi çeşitlendirme açısından ve ekonomik toparlanma için önerilen diğer adımlar arasında.
Bu süreçte, özellikle KOBİ’ler büyük önem taşıyor. Bölgedeki KOBİ’lerin toparlanması için iş geliştirme ve hibe programları ile düşük faizli kredilerle destekleme projeleri uygulanıyor. Bölgede, tekstil sektörü gibi işgücünün yoğun olduğu alanlarda, KOSGEB ve İŞKUR gibi devlet kurumları da işletmelere finansal destek sunarak, yeniden faaliyete başlamalarını desteklemeye çalışıyor.” dedi.  
 
“İŞÇİLERİN GERİ DÖNMESİ TEŞVİK EDİLMELİ”
“Ekonomik yapının düzelmesi için bazı kritik adımlar atmaya ihtiyaç var.” diyen Güneri, şöyle devam etti: “Öncelikle, mevcut iş gücü eksikliğinin giderilmesi büyük önem taşıyor. Deprem sonrası birçok vasıflı işçi başka bölgelere göç ettiğinden, göç eden işçilerin geri dönmesi teşvik edilmeli ya da nitelikli işgücünün geliştirilmesi için mesleki eğitim ve beceri geliştirme programları önceliklendirilmeli.  Ayrıca, tarımsal üretimin yeniden canlandırılması gerekiyor. Adıyaman ve Malatya gibi illerde tarım sektörünün depremden büyük darbe aldığını biliyoruz. Tarımsal ürünlerin çeşitlendirilmesi ve sulama projelerinin hızlandırılması, özellikle kırsal alanlarda ekonominin toparlanmasını hızlandıracak adımlar arasında. Örneğin, ağaç budama ve portakal hasadı gibi tarımsal işlemler için yerel halka özel eğitimler sağlanması, tarımsal verimliliği artırmada önemli bir rol oynayabilir​.”

©Kerem Uzel/ Hayata Destek

NELER YAPILMALI? 
Bölge ekonomisinin toparlanmasının ne kadar süreceği belirsizliğini koruyor. Güneri, “İyileşme sürecinin tamamlanması birkaç yıl sürebilir, çünkü yeniden yapılanma ve ekonomik toparlanma sadece fiziksel altyapının yeniden inşası değil, aynı zamanda sosyal ve ekonomik yapının da güçlendirilmesiyle mümkün. Örneğin, nitelikli iş gücü yetiştirilmesi ve yerel üretimin artırılması zaman alacağı için, tam anlamıyla bir ekonomik toparlanma, sağlanacak desteklerin kapsamına bağlı olarak değişiklik gösterebilir​.” diye konuştu. 
 
Bölgedeki ekonomik ortamın düzelmesi için yerel ekonomiyi canlandıracak kapsamlı politikaların ve projelerin hayata geçirilmesinin gerektiğini vurgulayan Güneri, şunları kaydetti: “Örneğin, tarımda verimliliği artırmak adına hedefe yönelik eğitimlerin düzenlenmesi yerel halkın üretkenliğini artırarak ekonomik büyümeyi destekleyecektir. Depremden en çok etkilenen küçük ve orta ölçekli işletmeler, finansmana erişim ve yeniden yapılanma için çeşitli engellerle karşı karşıya kaldı. Bu işletmelere uygun finansal desteklerin sağlanması, yerel ekonominin hızlı bir şekilde toparlanması için kritik önemde. Son olarak, istihdamı artırmak için kayıt dışı ekonominin kontrol altına alınması ihtiyacının da altını çizmemiz gerek. Bölgede kayıt dışı istihdam oranı tarım sektöründe yüzde 89, inşaatta ise yüzde 33 civarında. Bu, özellikle düşük vasıflı işçiler ve mülteciler için büyük bir sorun teşkil ediyor. Kayıtlı istihdamı teşvik eden programlar ve sosyal güvenlik ağlarının genişletilmesi, sürdürülebilir bir ekonomik ortam için büyük önem taşıyor​.”


ARŞİV