Türk Tabipleri Birliği (TTB)-Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) Hatay Deprem Koordinasyonu tarafından yürütülen Hatay’ın Samandağ, Antakya, Defne ilçelerinde toplamda 5 yaş altı çocukların beslenme, sağlık ve gıda sorunlarını hakkında araştırma yaptı. Koordinasyonun tespit ettiği beslenme ve gıda güvencesi sorunlarına ilişkin yaptığı araştırma sonuçları basın toplantısı ile açıklandı.
Toplantıya, TTB Merkez Yürütme Kurulu üyesi Dr. Ahmet Karer Yurttaş, SES Eş Genel Başkanı Nazan Karacabey, Halk Sağlığı Uzmanı, Prof. Dr. Mehmet Zencir, TTB Hatay Saha Sorumlusu Leyla Kalın, Diyetisyen Dicle Dilan Salman, Hatay Tabip Odası’ndan Dr. Sami Reyhan katıldı. TTB Başkanı Şebnem Fincancı Korur ve Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Münevver Kaynak Türkmen ise toplantıya online katıldı.
TTB Merkez Konseyi Başkanı Şebnem Korur Fincancı kamu otoritesi hiçbir çaba sarf etmezken TTB’nin 11 aydır sahada olduğuna dikkat çekerek, “11 aydan uzun süre geçmesine rağmen hiçbir değişiklik olmadığı görülüyor. Açlık sınırına dahi ulaşamayan hane gelirleri ile ciddi bir yoksunluğun yaşandığı deprem bölgesindeki sorunlara hızla çözüm üretilmesi gerekmektedir. Bu sorunları çözümlenmediği koşullarda kamu otoritesinin sağlıklı yaşam hakkını ihlalden sorumlu olacağı da unutulmamalıdır” diye konuştu.
SUYA ERİŞİM YETERSİZ
564 çocuğa ulaşılarak yapılan incelemeden çıkan öne çıkan veriler şöyle:
• Ailelerin yüzde 10,3’ünün kendine ait mutfağı yok.
• Ailelerin sadece üçte birinin gıdaya düzenli erişimi var.
• Ailelerin üçte biri uygun gıda saklama koşullarına sahip değil. Saklama koşullarındaki yetersizliğin nedenleri arasında buzdolabının yokluğu, küçük olması ve elektrik kesintisi.
• Ailelerin neredeyse yarısının suya erişimi yok ya da yetersiz.
• Günlük öğüne sahip olmayan çocuklar yaşla birlikte artıyor ve dört yaşta yüzde 7,2’yi buluyor.
ÇOCUKLARIN YARISI ANNE SÜTÜ ALAMIYOR
• Çocuklar yaşamın ilk altı ayında sadece anne sütü ile beslenmesi gerekirken depremzede çocukların yaklaşık yarısı anne sütü alamıyor.
• Beş yaş altı çocukların sebze ve meyve ile tahıl tüketiminin yeterliliği diğer besin gruplarına göre daha yüksek, yine de istenen düzeylerin çok altında. Et ve et ürünleri, yağ, baklagil ve süt ve sütü ürünleri yeterli tüketimleri oldukça düşük.
• Çocukların yüzde 42,9’u günde en az bir kez yüksek enerjili paketli (abur cubur) gıda tüketirken; bu sıklık 24-35 aylık çocuklarda yüzde 53,9’a, 36-47 aylık çocuklarda yüzde 54,6’ya ve 48-59 aylık çocuklarda yüzde 56,2’ye yükseliyor.
• Beş yaş altı çocukların yüzde 6,2’sinde bodurluk, yüzde 8,9’unda zayıflık ve yüzde 4,4’ün aşırı kiloluluk belirlenmiştir. Bodurluk sıklığı iki yaşın altında daha yüksek.
• Yaşa göre zayıflık en fazla 0-11 aylık çocuklarda görülüyor. Aşırı kiloluluk belirgin şekilde en fazla 0-11 ay çocuklarda gözlenmiş.
"MUTFAK KOŞULLARI ACİLEN İYİLEŞTİRİLMELİ"
Sunumda öneriler şöyle sıralandı:
• Acilen mutfak koşullarının iyileştirilmesi, mutfaksız hanenin kalmaması.
• Çocuklara uygun, kültüre ve yerele özgü, yeterli gıda desteğinin sağlanması.
• Tüm nüfusu hedefleyen ancak yüksek riskli grupları da gören gıda desteklerinin oluşturulması.
• Birinci basamak sağlık hizmetlerinde çocukların afet gerçekliğinde beslenme açısından takibinin yapılması.
• Kronik hastalığı olan, vitamin mineral yetersizliği olan çocuklar gibi yüksek riskli gruplarının sağlık takiplerinin yapılması.
• Beslenme durumunun tüm nüfusta takibinin yapılması.
• Beslenme kolileri oluşturulurken sadece kuru gıda konulmaması, çocuklara uygun protein kaynaklarının (yumurta, paketli süt, et ürünleri) kolilere eklenmesi.
• Beslenme politikaları oluşturulurken toplum katılımının sağlanması.
• Gıda ve su desteğinin adaletli dağıtımının sağlanması, dağıtımda toplum katılımının benimsenmesi, hane gereksinimlerine göre desteğin sağlanması.
• Geçici yaşam alanlarından kalıcı yaşam alanlarına geçişin hızlandırılması.
• Saklama koşullarının iyileştirilmesi, buzdolabı desteğinin artırılması.
• Elektrik kesintisi, su kesintisi gibi kesintilerin en aza indirilmesi.
• Emziren kadınların nitelikli gıda açısından desteklenmesi.
• Vitamin mineral desteklerinin sağlanması.
• Çocuklara beslenme eğitimlerinin verilmesi.
• Dağıtımlarda yüksek enerjili paketli gıdalardan (abur cubur) uzak durulması.
• Çevresel hijyenin sağlanması.
• Su, sanitasyon, hijyen koşullarının sağlanması.
• Hanelerin ekonomik anlamda güçlendirilmesi, iş olanaklarının artırılması.
• Tarım toplumu olan Hatay halkının tarım arazilerinin üzerinde kentlerin yeniden inşa edilmesinin önüne geçilmesi.