Bundan 80 yıl önce Nazi Almanya’sında yaşanan kitap yakma utancına dikkat çekmek isteyen sanatçı Ninel Çam, Kadıköy’de, ‘Gold’ adında bir performans sergiledi. Çam, “Kitap yakma bir sembol. "
Bundan 80 yıl önce Nazi Almanya’sında yaşanan kitap yakma utancına dikkat çekmek isteyen sanatçı Ninel Çam, Kadıköy’de, ‘Gold’ adında bir performans sergiledi. Çam, “Kitap yakma bir sembol. Asıl kötü olan öteki'nin sesini bastırmaya çalışmak...” diyor.
Gökçe UYGUN
Fotoğraflar: Sibel SEZER
Bir kadın şehrin en işlek meydanlarından birinde, sandalyesine oturmuş ve karşısındaki sandalyeye misafir olanların gözlerinin içine bakıyor... Sözle anlatılamayanı, dile dökülmeyeni hissetmek amaç ve biraz insaniyet bulmak o gözlerde...
Sanatçı Ninel Çam'a neden böyle bir performans gerçekleştirdiğini sorduk.
-Sizi Gold performansını yapmaya iten neydi?
Yaşamakta olduğum Almanya'nın Stuttgart kentindeki bir inisiyatif, 1933’te Nazi Almanyası'nda kitapların yakılması olayını anmak için Utanç Törenleri düzenliyorlar. Bana da bir teklif getirdiler ve bu performansı sunmaya karar verdim.
-Sanatçı Marina Abromaviç’in The Artist Is Present adlı performansı değil mi bu yaptığınız?
Aynen! Hatta kardeşim ‘Abromaviç çakması’ dedi. Evet öyle, bundan gocunmuyorum. Abramoviç de çocuk çakması aslında. Çocuk oyunudur ya birbirinin gözünün içinde dik dik bakmak...
-Peki neden özellikle The Artist Is Present'i seçtiniz?
Çünkü konu sadece bundan 80 yıl önce Almanya’da kitapların yakılması değil, kitap yakma bir sembol. Asıl nokta öteki'nin sesini bastırmak, senin gibi olmayanı kabul etmemek.. Ben de buradan hareketle ‘dinlemek’ noktasına vardım. Kim kimi bastırıyor değil de 'Kim kimi dinliyor' diye sormak istedim. Böylece günlük hayatınayım koşuşturması için de insanlara zaman ayırıp, bakayım gözlerinin içine, sustuklarını duyayım...
- Bir sandalyede saatler boyu oturup, susarak biz izleyicilere ne söylemek istiyorsunuz aslında?
Sorumluluk hissediyorum. 80 yıl önce yaşananlar dünyanın acısı ve sorumluluğu. Benim bir derdim var. Bir ırka, dine, görüşe, cinsiyete ve bunun gibi aidiyetler yüzünden birilerinin öldürülmesini kaldıramıyorum. İnsanların bunu kaldırmasını da kaldıramıyorum!
-Performansın adı neden Gold? Neye işaret ediyorsunuz?
Gold altın demek ya, yani maddi bir değere işaret ediyor. Aslında konuşmanın değil de dinlemenin altın değerinde olduğunu söylemek istiyorum.
-Gold’u 11-12 Mayıs’ta Stuttgart Kunst Museum’da, 22-23 Mayıs’ta da Kadıköy’de gerçekleştirdiniz. Orası ile burasını kıyaslamanızı istesem..
Kadıköy çoook yoğundu. Etrafımı insanlar sardı, çok ilgi vardı. Beni falcı bile sandılar! Sonunda “falcı değilim ben sanatçıyım. Gözlerinize bakarak size dinlemek, zaman ayırmak istiyorum” diye yazdım bir kağıda.
-Neden 2 farklı yer seçtiniz?
Türkiye'yi dinlemek lazım şu an, Türkiye’ye söylemek değil. Ben kararları verecek kişi değilim ama dinleyecek kişi olabilirim dedim. Dinlersem duyarım diye düşündüm. Ama tek duyabildiğim ne biliyor musun? Herkes kendi derdinde! Az da olsa çok duyarlı, çok özel insanlar da gördüm neyse ki.
-Peki Türkiye’de neden Kadıköy?
Bilinçli bir tercih değildi. Şuanki iktidardan olmayan hangi ilçeler var diye düşündüm. Kadıköy, Şişli ve Beşiktaş belediyelerine başvurdum, en çabuk yanıt Kadıköy'den geldi!
-Gelenler, deftere neler yazmışlardı peki?
Çok özel şeyler.... Epey ilginç bu bence. Bu performans burada böyle kalmamalı, bir sonraki adımı olmalı!
NİNEL DİYOR Kİ...
“Merhaba.
Sizi bekliyordum.
Hoş geldiniz.
Bir müddet sessizliğe ne dersiniz?
Birlikte zamanı yavaşlatmaya...
Sadece bakışarak ne kadar tanıyabiliriz birbirimizi?
İçimizde doğan çağrışımlar, düşünceler, resimler bize neler anlatır?
Hayatımızı güzel ve değerli kılan nelerdir?
Sahip çıkmamız, ilgi göstermemiz gerekenler...
Birbirine zaman ayırmakla, birbirini dinlemek ile başlıyor değer vermek, sevmek, tanımak birbirini a n l a m a k . . .”