Ülkemizin çeşitli noktalarında çıkan yangınlar, hem evcil hayvanları hem de yaban hayvanlarını olumsuz yönde etkiledi. Henüz sayısı belirlenemeyen fakat bölgede bulunanlar tarafından oldukça fazla olduğu düşünülen hayvan ölümlerinin, ekolojik sistemi olumsuz yönde etkileyeceği söyleniyor. Manavgat’taki yangın bölgelerinde bulunan Kadıköy Belediyesi Hayvan Rehabilitasyon ve Eğitim Merkezi Veteriner Hekim’i Hepşen İnceler, yaşanabilecek doğal afetlerde hayvanlara ilk müdahalelerin nasıl yapılması hakkında bilgiler paylaştı.
DOĞAL AFETLERDE İLK MÜDAHALE
Veteriner Hekim Hepşen İnceler, “Doğal afet gibi durumlarda canlılarımız, hem psikolojik hem de fiziki boyutta çok ciddi yaralar alıyor. Canlımızı olabildiğince sessiz bir ortama taşımalıyız. Eğer canlımız depremden kurtarıldıysa ilk önce vücut ısısı gibi parametrelere bakılarak vücudun ihtiyacı olan sıcaklığa uygun davranmalıyız. Burada önemli olan ani vücut ısısı değişimleri yaratmamaktır. Hayvanımız enkaz bölgesinden çıkarılırken dikkatli olunmalıdır. Battaniye gibi bir şeye sararak, hareketleri kısıtlanacak şekilde fakat rahat nefes alacağının da kontrolü sağlanarak, stresten uzak şekilde kliniklere sevk edilmelidir. Daha sonrasında veteriner hekimlerimiz gerekli muayeneyi yaparak oksijen ve sıvı desteği vermelidir. Sel felaketinden çıkan canlılarımıza ise kademeli ısıtma işlemi uygulanmalıdır. Ani şekilde ısıtma işleminden kaçınılmalıdır. Öncelikle bir battaniyeye ya da havluya sarılmalıdır. Birden bire sıcak bir ortama alınmamalıdır. Sakin bir şekilde hekimlere transfer yapılması gerekmektedir. Muayene sonrası gereken tahlil ya da parametrelerin değerlendirilmesi sonucunda sıvı ve oksijen desteği sağlamaktayız. Burada en dikkat edilecek nokta hayvanı aniden ısıtmamaktır” dedi.
“VÜCUDUNUN ÜŞÜDÜĞÜ GÖZ ARDI EDİLMEMELİ”
Ülkemizin birçok noktasında çıkan yangınlara da değinen İnceler, “Şu anda ülkemizde şüphesiz en çok yangın bölgesinden çıkan canlılarımızla ilgilenmekteyiz. Burada en çok dikkat edilmesi gereken şey, sıcaktan çıktığı için hayvanı hızlı bir şekilde soğutmamaktır. Dışarısı sıcak görünüyor olsa da aniden soğutma işlemi hayvanın yaşamını riske atacak ve şoka girmesine neden olacaktır. Vücudunun üşüdüğü göz ardı edilmemelidir. Öncelikle canlımızı olabildiğince sessiz bir şekilde bulunduğu ortamdan uzaklaştırmalıyız. Karanlık bir yerde stresten uzak tutabiliriz. Hayvanımızı bir bez parçası ya da kuru bir havluyu ılık su ile ıslatacak şekilde sarabiliriz. Yıkama işlemi ılık su ile yavaş bir şekilde yapılmalıdır. Eğer yanık gibi bir şey vücutta söz konusu ise yavaş bir şekilde yanık için kullanılan pomadlardan sürülebilir. Yine her durumda olduğu gibi gerekli parametrelere veteriner hekimler muayene sonrasında karar verecektir” ifadelerini kullandı.
“UMARIM GÜZEL İNSANLARIMIZA DENK GELİRLER”
Yangın bölgelerinde zarar gören yaban hayvanları hakkında da konuşan İnceler, “Maalesef yaban hayvanlarımız evlerini yitirdiler. Doğal yaşam döngülerinde beslenme ihtiyaçlarını sağlıyorlardı, şu anda hem stres altındalar hem de beslenemiyorlar. Birçok farklı noktaya mama ve su bırakarak beslenmelerine destek olmamız gerekiyor. Yangından kurtarılıp tedavi edilen hayvanlar ise gerekli yaşamsal desteği alacakları bölgelere bırakılacaklardır. Eğer engelli olan canlarımız varsa onlar barınaklara ya da milli parklarda oluşturulan alanlara alınacaktır. Burada evcil hayvanlar için ise sahiplendirme devreye giriyor. Umarım her birine kucak açacak güzel insanlarımıza denk gelirler” dedi ve sözlerine şöyle devam etti: “Şu anda yangın bölgelerinde kaç hayvanı kaybettiğimizi net olarak bilmiyoruz. Tüm bölgelerde yangınlar bitmeden belli bir sayıya ulaşamayız. Ancak çok ciddi sayıda canımızın yok olduğunu söyleyebilirim. Bu süreçte Manavgat’taki yangın bölgelerine gittim. Maalesef yangın o kadar şiddetli ki, hayvanların hayatta kalmaları çok zor. Üzülerek söylemeliyim ki binlerce hayvanımız yaşamını yitirmiş durumda.”
“DOĞANIN YENİLENMESİNE DESTEK OLMAMIZ ŞART”
Çıkan yangınlardan dolayı doğanın büyük bir yara aldığını belirten İnceler, “Çok kötü bir dönemin bizi beklediğini düşünüyorum. Çünkü doğal ekolojik sistemin döngüsü bozuldu. Doğada güçlü olan zayıf olanı avlayarak besleniyordu. Yaban hayatındaki kayıplarımız, yerleşim alanlarımıza normalde olmayan türlerin girişine neden olabilir ya da doğal yaşam alanlarını yitiren yaban hayvanlarımızın yerleşim yerlerine inmesi ile birçok sorunla karşılaşabiliriz. Burada önemli olan yaban domuzları gibi canlılarımıza yaşam hakkı tanımamız gerektiğidir. Bölgeden uzaklaştırılmaları isteniyorsa, bu hayvanın yaşamını riske atmadan beslenme ve barınma alanı yaratarak yapılmalıdır. Doğanın yenilenmesine destek olmamız şart. Her canlının yaşamda bir görevi var ve ekolojik sistem için var olmaları gerekli” dedi.