Kadıköy Belediyesi Çocuk Koruyucu Ruh Sağlığı Merkezi’nin binası 2 Nisan Pazar akşamı otizm farkındalık ayına dikkat çekmek için mavi ışıkla aydınlatılırken, 3 Nisan Pazartesi günü Caddebostan Kültür Merkezi’nde (CKM) çocuk ve genç psikiyatristi Prof. Dr. Sevcan Karakoç tarafından “Otizm ve Doğal Afetlerde Otizm” adlı bir seminer gerçekleştirildi.
Otizmin kelime anlamının içe dönüklük olduğunu söyleyen Prof. Dr. Karakoç otizmli çocukların duygusal, etkileşim ve iletişimde kısıtlı olduğunu ifade etti. Karakoç “Bu yeni bir bilgi, Amerikan Hastalık Kontrol Merkezi’nin istatistiklerine göre, artık 3 kişiden 1’i otizmli.” dedi.
ERKEN MÜDAHALE VE EĞİTİM
Prof. Dr. Karakoç, 1 yaşından itibaren seslenince bakmayan, henüz hecelemesi olmayan çocukların otizm olmasa bile nöro gelişimsel bir aksaması olabileceğini ifade etti. Nöro gelişimsel aksaması olan çocukların “riskli bebek” sınıfına sokulduğunu aktaran Prof. Dr. Karakoç, “erken bir müdahale ile eğitim programına başlanması gerekiyor” şeklinde konuştu. Tanı kaybı hakkında, eskiden otizmliler için ‘iyileşmez’ denildiğini dile getiren Karakoç, otizmlilerin sahip oldukları belirtilerin şiddetinin azaldığını, özel eğitimciler tarafından, ‘mezun ettik’ dedikleri otizmli çocukların bildirildiğini açıkladı. Karakoç, iyi bir eğitim ve erken müdahale ile bu oranın giderek artacağını belirtti.
DEPREM BÖLGESİNDE 114 BİN OTİZMLİ VAR
Tohum Türkiye Otizm Erken Tanı ve Eğitim Vakfı’nın açıklamasına göre depremin yaşandığı 10 ilde 114 bin otizmli çocuk olduğunu belirten Prof. Dr. Karakoç, “Bir ailede dört kişi olduğu düşünüldüğünde ailelerle birlikte ortalama 350 bin kişi bu durumdan etkileniyor” dedi. Deprem sonrası, bölgede her alanda çok boyutlu kayıplar yaşandığını ve otizmli çocuklar üzerinde birçok etkisinin olduğunu dile getiren Karakoç, otizmli çocuklarda kazanılmış becerilerde gerilik, duygusal zorlanma, yaşanan olaya karşı inkar gibi belirtilerin olabileceğini söyledi. Prof. Dr. Karakoç, ileriki dönemlerde otizmli çocuklarda IQ düşüklüğü, belli bağlanma bozuklukları gibi travmaya bağlı etkenlerin görülebileceğini ekledi.
YAKINLARINIZ DURUMU BİLSİN
Prof. Dr. Karakoç, “çök kapan tutun” eğitiminin özel eğitim müfredatına eklenmesi gerektiğini vurguladı. Ayrıca ailelerin, yakın çevreleri ve komşularını çocuklarının özel durumu hakkında bilgilendirmesi gerektiğini belirten Prof. Dr. Karakoç, aksi halde deprem sonrası arama kurtarma ekipleri geldiğinde, enkaz altındaki çocuğun oyuncağından ayrılmama ya da bulunduğu bölgeyi terk etmek istememesi durumunda ekiplerin büyük zorluk yaşayabileceğini vurguladı.
TEKRARLAYAN OYUNLAR İYİLEŞTİRİCİ
Prof. Dr. Karakoç sözlerine şöyle devam etti: “Deprem sonrası ‘kepçe ile dozer oyuncakları göndermeyin, çocukları travmatize etmeyin, sadece peluş oyuncaklar ve renkli boya kalemleri gönderin’ dendi. O da yanlış, sen kepçe ile dozer de göndereceksin, pelüş oyuncak da. Çocuk hepsiyle oynayacak ama ısrarla kepçeyle oynayıp ev yıkıyorsa o zaman travmatize olmuş demektir, onunla ekstra çalışacaksın. Otizmli çocuklara bir an önce yapılması gereken, deprem bölgesine giden deneyimli kişilerle birlikte çalışmak. Ama en önemli olan şey rutine dönüş, küçük çocuklar oyun yoluyla kendilerini iyileştirir ve tekrarlayan oyunlar iyileştiricidir”.