Öğrencilerin yaklaşık bir yıl süren üniversiteye giriş maratonunda sona yaklaşıldı. Geçtiğimiz hafta Lisans Yerleştirme Sınavı (LYS)’nın sonuçlarının açıklanmasıyla birlikte üniversite adayları tercihlerini yapmaya başladı. Öğrenciler, farklı puan türleri ve sıralama sonuçlarıyla 30 tercih yapma hakkına sahipler. ÖSYM’nin internet sitesi üzerinden yapılan tercihler, 26 Temmuz Çarşamba gecesi son bulacak. Tercihini yapan öğrenciler, bu süre zarfında tercihlerini değiştirme hakkına da sahipler. Tercih döneminde öğrenci ve velileri “doğru tercih nasıl yapılır?” sorusu bir hayli meşgul ediyor. Her yıl binlerce aday, iyi bir dereceye sahip olmasına rağmen yaptığı yanlış tercihler yüzünden üniversite kazanamıyor. Gazete Kadıköy olarak 15 yıldır Göztepe’de öğrencileri üniversite sınavına hazırlayan Özeliz Eğitim Kurumları’nın kurucusu ve eğitimcisi Serdar Sözen ile doğru üniversite tercihinin nasıl yapılması gerektiğini konuştuk.
“NE OLMAK İSTİYORUM?”
Sözen, tercih yapan bir öğrencinin öncelikle “ne olmak istiyorum?” sorusuna cevap vermesi gerektiğini söylüyor. Tercihlerin kesinlikle öğrencinin kişisel isteği doğrultusunda yapılması gerektiğinin altını çizen Sözen, “Adaylar sıralamaya bakmaksızın gönlünden geçen, hayatı boyunca yapacağı mesleğin ne olacağını kendine sormalı. Doktor, avukat, mühendis, heykeltıraş, müzisyen… Çatlak sesleri bir kenara bırakarak, kimseye aldırış etmeden ne olmak istediğine kendisi karar vermeli. Birçok öğrencinin tercihlerindeki ortak hata sürü psikolojisine kapılmak oluyor. ‘Sıralamada 10 bindeki öğrenciler x üniversitesine gidiyor o zaman ben de gideyim’ mantığı öğrenciyi bir hayli üzebilecek sonuçlar doğurabiliyor. Kendi kararı olmaksızın başkalarına uyarak tercih yapan öğrenci, kazandığı üniversiteyi ne bitirebiliyor ne de meslek hayatında başarılı olabiliyor.” dedi.
Üniversite tercihi yaparken puandan çok sıralamanın ön planda olduğunu belirten Sözen, “Her üniversite, kontenjanı dahilinde belli bir sayıda öğrenci alıyor. Bu alımlar ise öğrencinin LYS sonucundaki sıralamayla oluyor. Öğrenci, geçen senenin tercih sonuçlarına bakıyor ve girmek istediği üniversitenin sıralaması neticesinde tercih yapıyor. Örnek vermek gerekirse; sıralamada 50 bininci olan bir öğrenci düşünelim. Bu öğrenci geçen yılki 50 bininci olan öğrenciler hangi üniversite ve bölümlere girdiyse bu yıl da yine bu aralıktaki üniversitelere girebilecektir. Tercih yapılırken öğrencinin en çok istediği bölümlerin ilk sıralarda yer alması gerek. Tercih listesinin son kısımlarına doğruysa, öğrenci biraz risk alarak kendi sıralamasının yüzde 20 üstünde olan bölümleri de yazabilir. Yine örnek vermek gerekirse sınavda 50 bininci olan biri, 40 bin sıralama ile öğrenci alan bir üniversitenin bölümünü yazabilir. Bu tercihin gerçekleşmesi zor gibi gözükse de her yıl sıralamalar, kontenjanlar ve öğrencilerin yazdıkları bölümler değiştiği için sürprizler de yaşanabilir.” diye konuştu.
“HEM DOKTOR HEM MÜHENDİS OLUNMAZ”
Sözen, öğrencilerin tercih döneminde yaşadığı bir diğer kafa karışıklığının ise farklı meslek gruplarından birçok tercih yapılması olduğunu söylüyor. “Hem doktor hem mühendis olunmaz.” diyen Sözen, “Tıp tercihim gelmez doktor olamazsam diş hekimi olurum, diş hekimliği olmazsa eczacılık gibi sağlık sektöründe bir bölüm olsun da ne olursa olsun denilerek tercihler yapılıyor. Bu doğru olmayan bir metot. Doktorluk ve diş hekimliği birbirinden farklı alanlar. Hele eczacılık daha bambaşka bir alan. Bu bölümlerin gereklilikleri ve meslek hayatındaki uğraşları da farklı. Doktor olan eczacı olamaz. Diş hekimi olan da mühendis olamaz. Aday kişisi, meslek gruplarını iyi irdeleyerek ve tek bir bölüme yoğunlaşarak karar vermeli.” dedi.
“ÜNİVERSİTE İMKANLARINA İYİ BAKILMALI”
Tercih yapacak öğrencilerin üniversitelerin imkanlarına iyi bakması gerektiğini dile getiren Sözen, “Önceden devlet üniversiteleri çok popülerdi ama şu an devlet üniversitelerinin popülerliği düşmüş durumda. Bu durumda iyi akademisyenlerin vakıf üniversitelerine geçmesi ve vakıf üniversitelerinin sunduğu geniş imkanlar etkili. Öğrenciler, üniversitenin şartlarına, yabancı dil imkanına ve yurt dışı tecrübesini nerede daha kolay elde edebileceğini göz önünde bulundurmalı.” dedi.
Sözen, “Üniversite tercihi yapmayıp mezuna kalmak doğru bir tutum mu?” soruma ise şu şekilde cevap veriyor: “Açıkçası bu çok zor ve sıkça karşılaştığımız bir soru. Özellikle de çocuklarının geleceklerinden endişe eden veliler bu soruyu sıkça soruyor. Eğer gerçekten kalpten istiyor, ben bu bölümü okuyacağım ve çalışma azmim var diyorsanız mezuna kalmak yapılabilecek doğru bir davranış. Mezuna kaldığınızda, bir seneniz daha ders çalışmak ve binlerce soru çözmekle geçiyor ama bunun sonunda hedefinize ulaşacaksanız eğer bu mutlaka yapılmalı. Mezuna kalan ve üniversite hedefi ile bir yıl daha çalışan birçok öğrencini başarılı olduğuna tanık olduk.
“AİLELER BASKI YAPMASIN”
Sözen, tercih yapan öğrencilerin yaşadığı en büyük sıkıntının aile baskısı olduğunu söylüyor. Aile baskısı ile yapılan tercihlerin hiçbir zaman olumlu sonuç vermediğini Sözen, şu sözlerle anlatıyor: “Bu durumu ne yazık ki hem biz hem de öğrenciler sıklıkla yaşıyor. Ebeveynler halen bu konuda yeterli hassasiyeti göstermiyorlar. Aksine kendi çocukları üstünde büyük bir baskı kurarak, kendi istedikleri bölümü okuması hakkında öğrenciyi baskılıyorlar. 4 yıl önce tercihini yaptığımız bir öğrencinin anne ve babası, kendileri mühendis oldukları için oğullarının da mühendis olmasını istedi ve bilgisayar mühendisliği tercihi yaptı. Bu tercih öğrenci açısından istemeyerek oldu. Geçtiğimiz haftaysa öğrenci, bilgisayar mühendisliği 4. sınıftan ayrıldı ve okuldan kaydını sildirdi. Şu an ise asıl istediği işletme bölümü için bir yıl daha hazırlanacak ve sınava girecek. Öğrencinin 4 yılı boşu boşuna gitmiş oldu. Ülkemizde böyle birçok örnek var.
TEMEL BÖLÜMLER TERCİHTE ÖNDE
Adayların tercihlerine de değinen Sözen, öğrencilerin büyük bir bölümünün temel bölümleri seçtiğini söylüyor ve ekliyor: “Öğrenciler bu konuda temkinli yaklaşıyorlar. Herkesin bilebildiği ve geçerliliği olan avukat, doktor, öğretmenlik, inşaat mühendisliği ve bilgisayar mühendisliği gibi bölümlerin tercih edilme oranı çok daha yüksek. Yeni açılan, geleceği olduğu düşünülen bölümlere ise daha bir soğuk ve istemeyerek yaklaşıyorlar. ÖSYM tarafından yayımlanan istatistiklere de baktığımızda da öğrencilerin tercih konusunda daha bir klasik anlayışta olduğunu görüyoruz.”
***
TEOG tercihleri için son günler
Kadıköy Belediyesi, liseye giriş sınavı TEOG’a giren öğrencilere ücretsiz danışmanlık hizmeti veriyor. Kadıköy Belediyesi Etüt Merkezleri’nde 8 yıldır 3. ve 8. sınıf öğrencilerine eğitim veren rehber öğretmenler, tercih zamanlarında ücretsiz danışmanlık yapıyor. Kadıköy Belediyesi Eğitim Koordinatörü Hasan Demir, Fazıl Hüsnü Dağlarca Etüt Merkezi’nde verilen TEOG danışmanlığına ilişkin bilgi verdi. TEOG’da başarının geçmiş yıllara oranla daha yüksek olduğunu söyleyen Demir, okul tercihlerinde yüzdelik dilimin ana gösterge olduğunu belirterek, tercih yapan öğrencilere puan üzerinden değil, yüzdelik dilim üzerinden değerlendirme yapmaları gerektiğini hatırlattı. Tercih için son günün 24 Temmuz 2017 olduğunu belirten Hasan Demir, son güne kadar danışmanlık hizmeti vermeye devam edeceklerini vurguladı.
Demir, Milli Eğitim Bakanlığı’nın eğitim sisteminde yaptığı değişiklikle ilgili etüt merkezlerinin gelecek yıl daha farklı şekilde hizmet vereceğini dile getirdi. Demir bununla ilgili öğrencilerin Kadıköy Belediyesi’nin internet sayfasını, billboardları ve afişleri takip etmelerini ve herhangi bir durumla alakalı çağrı merkezini arayabileceklerini iletti.