Durumu müsait olmayanları ücretsiz muayene ettiği için "Kadıköy'ün meleği" olarak anılan, en sağlıklısı olduğunu savunduğu elle muayene yönteminin son temsilcilerinden Dr. Jirayr Kaynar vefat etti. Tarihi çarşı içindeki küçücük muayenehanesinde onlarca hastayı tedavi eden Kaynar için çarşı esnafı harekete geçmiş, muayenehanesinin bulunduğu İmamata Sokağı'na adının verilmesi için imza toplamıştı. Biz de bu vesileyle kendisini muayenehanesinde ziyaret etmiş, kendinden ve yaptıklarından çok fazla söz etmeyi sevmeyen bu alçakgönüllü doktorla sohbet etme imkanı bulmuştuk. 18.09.2013'te Gazete Kadıköy'de yayımladığımız haberimizi, anısına yeniden yayınlıyor; ailesi ve tüm Kadıköylülere başsağlığı diliyoruz...
Haber ve Fotoğraf:Semra ÇELEBİ
İç Hastalıkları Uzmanı Doktor Jirayr Kaynak, 90 yıllık Kadıköylü… Moda’da doğmuş büyümüş ve ailesiyle orada yaşamaya devam ediyor. Tıp Fakültesi’ni bitirdikten sonra Kadıköy Tarihi Çarşı içinde açtığı muayenehanesi ise 64 yıldır Kadıköylünün hem moral hem şifa bulduğu bir buluşma noktası. Üstelik sadece Kadıköy’de değil tüm Anadolu’da ünü yayılmış bir meslek ustası…
Yıllarca ihtiyacı olan herkese kapılarını sonuna kadar açmış, Hipokrat yeminine sadık kalarak sadece doktorluk mesleğinin değil insanlığın da yüzünü güldürmüş Dr. Jirayr Kaynar, Kadıköy’ün gözbebeği. Esnaf da semt sakinleri de ona vefa borcunu ödemek istiyor. Her ne kadar kendisi alçakgönüllülüğünden “böyle şeyleri pek sevmediğini” söylese de, onun güler yüzlü ilgisine mazhar olmuş herkes, bu dünyadan göçüp gitmeden kendileri için ne kadar kıymetli olduğunu göstermek istiyorlar ustaya…
Esnafın önerisiyle Tarihi Çarşı Derneği harekete geçti ve doktorun muayenehanesinin bulunduğu İmamata Sokak’ın adının “Dr. Jirayr Kaynar Sokağı” olması için 48 dilekçeyi Kadıköy Belediyesi’ne teslim etti. Kadıköy Belediye Meclisi’nde kabul edilip İstanbul Büyükşehir Belediyesi Meclisi’nde onaylanırsa, ilk defa yaşayan bir değere saygı ifadesi yerini bulacak. Esnaf da zaten Dr. Jirayr yaşarken adının sokağa verildiğini görsün diye çabalıyor.
Kaç kuşaktır Kadıköylü olduğunu bilmeyen ama burada yaşamaktan da çalışmaktan da çok mutlu olduğunu söyleyen Jirayr Bey’in babası da Vecihi Hürkuş’un ilk uçağını yapan tamircilerden… Kadıköy Çarşı içindeki kiliseden Hasanpaşa’daki Ermeni mezarlığına kadar eller üzerinde taşınan Agop ustanın oğlu Dr. Jirayr da babası kadar seviliyor.
Sadece yardıma ihtiyacı olanlara yaptıklarıyla değil meslekteki ustalığıyla da çok seviliyor. En büyük özelliği eski ve en güvenilir teknik olan elle muayeneye devam etmesi. Tespitlerinin yüzde 99’u doğru çıkıyor ve hastaları kısa sürede sağlıklarına kavuşuyor.
Dr. Jirayr Kaynar ve onun için her şeyi yapmaya hazır esnaf dostlarıyla muayenehanesinde buluştuk, keyifli bir sohbet yaptık.
- Kaç yıllık Kadıköylüsünüz?
1923 doğumluyum ve doğduğum günden beri Kadıköy’de yaşıyorum. 90 yaşındayım.
- 90 yaşındasınız ve çalışmaya devam ediyorsunuz…
Tabii. Tam süratle çalışıyorum hem de. Giderek kendimi geliştiriyorum, daha çok gençleşmeye başlıyorum.
- Aileniz de Kadıköylü değil mi? Bahseder misiniz biraz onlardan?
Kaç kuşaktır buradayız bilmiyorum ama babam da onun babası da Kadıköy’de doğmuş yaşamış. Ben kendimi bildim bileli Moda’da yaşıyorum. Hayatım boyunca başka bir yerde yaşamadım. Dört kardeşiz. Babam otomobil tamircisiydi. Türkiye’de ilk uçağı yapan insan babamdır.
- Vecihi Hürkuş’un uçağı mı yoksa?
Evet, Vecihi Hürkuş’un ilk uçağını yapan babamdır. Agop Usta…
- Siz hangi okullarda okudunuz Kadıköy’de?
Haydarpaşa Lisesi’ni bitirdim. İmtihanla Tıp Fakültesi’ne girdim. O zaman çok zordu bu fakülteye girmek. 1949 yılında mezun oldum. O tarihten beri bu muayenehanemde doktorluk yapıyorum. 64 yıldır Kadıköy’de doktorluk yapıyorum. Kolay şey değil…
- Elbette. Hastalarınız hep Kadıköy’den mi?
Bu civardan çok hastam var tabi. Ama bana Kars Digor’dan bile hasta gelir. Anadolu’dan gelen çok hastam var. Kendimi sevdirdim.
- Nasıl sevdirdiniz?
Tabiatım iyi. Aksi değilim. Biliyorsunuz doktorlar biraz aksi oluyor çünkü (gülüyor). Hasta zaten rahatsız bir de ben yüzümü asarsam ne olur onun hali? Düşünmek gerekiyor.
- Durumu uygun olmayanlardan da ücret almıyormuşsunuz…
Evet, parası olmayandan muayene ücreti almam. Her gün en az iki üç hastaya ücretsiz bakarım.
- Esnaf arkadaşların sokağa isminizin verilmesi talebine ne diyorsunuz?
Ben sevmem öyle şeyleri… Tabi güzel bir girişim, sağolsunlar ama ben öne çıkmayı sevmiyorum.
- Peki biraz Kadıköy’den bahseder misiniz? 90 yılda çok değişti mi?
Kadıköy halkı değişti. Eskiden hepimiz birbirimizi tanırdık. Komşularımız değişti, artık kimseyi tanımıyoruz. Komşuluk bitti, insanlık da bitmeye başlıyor.
Kadıköy ayrı bir şehirdir, ayrı bir yer… Moda başkadır… En kültürlü insanlar Kadıköy’de yetişir.
- İnsanları değişti peki kent olarak değişti mi Kadıköy?
Bina bakımından fazla değişmedi. Moda hiç değişmedi, ne insanları ne binaları. Ben Moda’yı severim.
- Memnun musunuz Kadıköy’de çalışmaktan, yaşamaktan?
Muhakkak, çok memnunum. Hastalarım bile nerede olursam gelirler. Aramızda doktor hasta ilişkisinden öte bir dostluk oluyor.
- Sağlık sisteminde elle muayene dönemi bitti gibi, makinelerle teşhis konuluyor ama siz eski yöntemle teşhis ve tedaviye devam ediyorsunuz…
Elle muayeneye artık ehemmiyet vermiyorlar, film çek, tomografi çek diyip sonuçlardan teşhis koyuyorlar. Halbuki önce elle karaciğeri safra kesesini kontrol etmek gerekir. Bütün vücudu ayakucuna kadar incelemek gerekir. Artık el değdirmeden teşhis koyuyorlar sonra da sonuca ulaşamıyorlar. Adamın bunları yaptıracak parası var mı yok mu onu bile sormuyorlar.
- Peki, bu yaşınıza rağmen neden çalışmaya devam ediyorsunuz?
Ateş gibiyim, delikanlı gibiyim. Eve giderim, alkolümü de alırım. Her akşam olmasa bile Cuma Cumartesi Pazar akşamları milli içkimiz rakıyı içerim.
- Ne tavsiye ediyorsunuz Kadıköylülere sağlık için?
Önce akıl sağlığı! Her şeyin başı aklımızı korumak. Her şeyi akıl idare ediyor.