Müfid Ekdal, 1918’de Kadıköy’de doğdu ve hayatını kaybettiği 11 Temmuz 2014’e kadar Kadıköy’de yaşadı. Sadece aynı ilçede yaşamakla da kalmadı, doğduğu köşkte hayata gözlerini yummuştu.
1942 yılında İstanbul Tıp Fakültesi’nden mezun olan Ekdal, Haydarpaşa Numune Hastanesi’nde 1950 yılında dahiliye uzmanı oldu. Ekdal, daha sonra başhekimlikte yaptığı hastaneden 1980’de emekli olduktan sonra ilk kitabını yazmaya karar verdi.
Tıpla ilgili kitaplarının yanı sıra Kadıköy’ün Heredot’u olarak bilinmesinin sebebi Kadıköy’ün tarihiyle ilgili kitaplarıdır. Ekdal, özellikle Kadıköy Konakları: kapalı hayat kutusu, Saklı Hikâyeleri ve Resimleriyle Kadıköy Sokakları, Bir Fenerbahçe Vardı kitaplarıyla daha fazla bilinir hale geldi. Bunlar dışında Bir Konak Bir Ömür Bir Devir, Bizans Metropolünde İlk Türk Köyü: Kadıköy, Prenses Elâ, Eski Bir İhtilalciden Dinlediklerim adlı kitapları da bulunuyor.
Kadıköy’ün belleği olan ve kitaplarına Kadıköy’ün insanlarını, sokaklarını, eski tarihini yansıtan Ekdal’ın kitapları daha önce Yapı Kredi Yayınları, Destek Yayınevi, Tarihçi Kitabevi tarafından basılmıştı ancak artık tüm kitapları Kadıköy Belediyesi Kültür Yayınları tarafından yayımlanacak.
“ÖZEL BİR SERİ YAPMAYI DÜŞÜNÜYORUZ”
Kitapları yayımlayacak olan Kültür Yayınları’ndan Nihal Kösedağı, Ekdal’ın kitaplarının Kadıköylüler tarafından sürekli sorulduğunu söyledi. Kitaplara talep olduğunu dile getiren Kösedağ, “Kadıköy Belediyesi Kültür Yayınları olarak Müfid Ekdal kitaplarının yayın haklarını almaktan onur duyuyoruz. Müfid Bey’in anısını yaşatırken bir yandan da Kadıköy’e dair araştırmalarını, yazılarını tekrar okuyucuyla buluşturacağımız özel bir seri yapmayı düşünüyoruz. Müfid Ekdal okumayı sevenlere, Kadıköy sokaklarının hikâyelerini, tarihini okumayı sevenlere müjdeyi vermiş olalım” dedi.
OĞLU ORAL EKDAL ANLATTI
Müfid Ekdal’ın oğlu Oral Ekdal da Kadıköy Belediyesi’nin bu kararından dolayı çok mutlu olduğunu söyledi. Oral Ekdal duygularını paylaşırken bir yandan da babasının yazma serüvenini, ona dair hatırladıklarını paylaştı.
Babasının tüm boş zamanlarında kitap okuyan biri olduğunu söyleyen Oral Ekdal, yazma merakını şöyle aktardı: “Eski Türkçe bilmesi büyük avantaj sağladı babama. Tapu kayıtlarını dahi topluyordu. O konaklarda bir sürü insan yaşanmış ama kimse o yerleri kaydetmemiş, resmini bile çekmemiş. Babam bunları merak ediyordu. Örneğin Fenerbahçe’nin bir fotoğrafını 10 yıl aramıştı ve sonra da bulmuştu. İnsan hikayelerini yazmak istiyordu bir de. Sadece kayıtlara bakarak değil insanlarla uzun uzun konuşarak yapıyordu bunu. Bunda da doktor olmasının önemi vardı çünkü eskiden doktorlar evlere giderdi. Babam doktorluk yapar çalışır, işi bittikten sonra da okumaya yazmaya başlardı. Gece 1’den önce yattığını bilmem örneğin.”
MUSTAFA KEMAL ATATÜRK İLE KARŞILAŞMA
Ekdal, Kadıköy için okuyor, Kadıköy’ü yazıyordu. Onun Kadıköy sevgisi başkaydı. Bunun dışında Müfid Ekdal, kitaplarından hiç para kazanmadı ve bunu istemedi. Bir taraftan da iyi bir cumhuriyetçiydi.
Oral Ekdal, babasının Mustafa Kemal Atatürk ile karşılaşmasını şöyle anlattı: “O nesil zaten Cumhuriyet çocuğu. Her türlü eziyeti yaşamış insanlar ama bir taraftan da ilme, eğitime aç bir nesil. Bir anısını paylaşayım; Mustafa Kemal Atatürk, Haydarpaşa Garı’na geldiğinde babam da oradaymış. 6-7 yaşlarında, büyükbabam veya başka biri babamı omzuna alıyor. ‘Mustafa Kemal ufak tefek biriydi ama ben onu gördüğümde dev gibiydi’ demişti. Çok etkilenmişti ondan.”
Ekdal, son olarak kitapların Kadıköy Belediyesi tarafından basılma kararından dolayı mutluluğunu paylaştı: “Babamın kitapları zaten Kadıköylülerin okuması gereken kitaplar. Biz Kadıköy Belediyesi’nin bunları basmaya karar vermesinden dolayı çok mutluyuz. Kadıköy her yerden farklı ve bunun bilincine varmak lazım. Çok değerli bir yerde yaşıyoruz, sahip çıkmamız lazım. Babam da Kadıköy’ün tarihine ışık tutan insanlardan biri olduğu için çok kıymetli bir hareket olduğunu düşünüyorum.”