2021’in Ocak ayında kitap başına 5 TL olan maliyet bugün 9 TL’ye kadar çıkmış durumda. Bazı yayınevleri ise çözümü az kitap basmakta buluyor. Talepler arasında ise özellikle matbaa sektöründeki yüzde 18 KDV oranının düşürülmesi veya kaldırılması geliyor. Diğer bir talep ise destek paketinin açıklanması.
Yayıncılık sektörü Dolar ve Euro artışından doğrudan etkileniyor çünkü kağıt ithal ediliyor. Bunun sebebi ise Türkiye’de kağıt üretiminin sona ermesi. Burada da ilk akla gelen SEKA (Türkiye Selüloz ve Kağıt Fabrikaları A.Ş.) oluyor.
KAYBOLAN HAZİNE: SEKA
1936 yılında kurulan SEKA, 1945 yılında 20 milyon liralık bütçesiyle Türkiye’nin en büyük üçüncü kuruluşu olmuş, 1980 yılında üretim kapasitesi tam 617 tona ulaşmıştı. Bu tarihten sonra ise SEKA, yıl yıl kendi kaderine terk edildi. 1984 yılından itibaren üretim kapasitesinde artış yapılmayan SEKA fabrikasının bazı bölümleri kapatıldı, işçiler işten çıkarıldı.
Bunun da belirli bir sebebi vardı. O da özelleştirme. SEKA, 1984 yılından itibaren adeta ölüme terk edildi ve 1991 yılında özelleştirme kapsamına alındı. Bu tarihten sonra ise hakiki ölümü gerçekleşti. Fabrika 2005 yılında tamamen kapatıldı. Kağıtta dışa bağımlılık o tarihten itibaren ülkemizi vurmaya başladı.
MALİYET YÜZDE 70-80 ARTTI
Kadıköy’de faaliyet gösteren üç yayıneviyle karşılaştıkları güçlükleri konuştuk. Yazılama Yayınevi’nden Ogün Hakan Küçükünal, kağıdın ithal edilmesinin yanı sıra kağıt satıcılarının daha da artacağına yönelik beklentisi olduğu için tedarikte sıkıntılar yaşandığını söyledi ve artışı şöyle özetledi: “Maliyetlerimiz 2021 başından bu yana yüzde 70-80 oranında arttı. Örneğin ocak ayında kitap başına 5 TL baskı maliyeti olan bir kitabımızın yeni baskısı için bugün 9 TL fiyat aldık. Yayınevleri mecburen kitap fiyatlarında artış yapmak durumunda kaldı. Bu artışlar kâr etmek için değil, zarar etmemek amacıyla yapılıyor. Özellikle küçük ölçekli yayınevlerinin matbaa maliyetlerindeki bu artışı karşılayabilmeleri çok zor. Önümüzdeki dönemde kapanmak durumunda kalan ya da baskıyı durduran yayınevlerinin haberlerini maalesef almaya devam edeceğiz.”
KİTAP BASMAYI DURDURDULAR
Küçükünal’a göre bu durum planlama yapmayı da zorlaştırıyor. Yayınevi bu yılın sonuna kadar kitap basımını durdurma kararı aldı. 2022 yayın programında aylık ortalama 3-4 kitap basma planı vardı ama bundan da vazgeçildi. Bu karara göre öncelik verilen kitaplar belirlenecek.
YAYINEVLERİ KAPANMA NOKTASINDA
Notabene Yayınevi’nden Emre Battal da maliyetlerin iki katına çıktığını, kitapların da yüzde 30-40 oranında zamlandığını belirterek, “Bu zamlanma devam da edecek gibi duruyor. Bunun dışında her şeye zam geldiği için (benzinden yiyeceğe, doğalgaza vb.) toplam maliyetimizi çok arttırdı. Şöyle bir kısa örnek vereyim, 25 lira etiket fiyatı olan bir kitabın şu anda etiket fiyatı 45 TL. Etrafta kapanmak üzere olan, kapanmış yayınevi şimdilik yok ama yakında duyarız. Lakin baskıyı tamamen durduran, çalışanlarını çıkarmış ya da yavaş yavaş çıkaran çok yayınevi duyuyoruz. Bu da sektörde çok fazla işsizlik ile karşılaşacağız gibi duruyor.” diye konuştu.
“KENDİ KAĞIDIMIZI ÜRETMELİYİZ”
“Devletin bu tür sektörlere destek olması lazım” diyen Battal şöyle devam etti: “Uzun vadede kendi kağıdımızı ürettiğimiz bir düzeneğe geçmemiz lazım. Yoksa kitap basabileceğimiz kağıt bulamayacağız. Tartışma ekonomik temelli yürüyor ama ciddi bir kültürel kaybı da göz ardı etmemek gerekiyor. Kitap basamamak dediğimiz şey sadece ekonomiyle ilgili değil.”
TOPLAM MALİYET 4 KAT ARTTI
Kor Kitap’tan Onur Öztürk de artan maliyetlere dair şunları söylüyor: “Döviz bu süreçte ne kadar yükseldiyse üretim maliyetlerimiz de en az onun kadar arttı. En az diyorum çünkü döviz bazında zamlar da söz konusu olduğu için artışlar bununla sınırlı da kalmadı. Kağıt maliyetimiz üç kat, toplam maliyetlerimiz dört kat artmış durumda. 10 TL maliyeti olan kitap 40 TL'ye mal oluyor. Kültürel çeşitliliğin yok olması tehlikesiyle karşı karşıya kaldığımızı söylesek abartmış olmayız. Bence hem yayınevi sayısı azalacak hem daha az kitap basılacak hem de sektörde tekelleşme artacak. Biz yayın programımızdaki kitapların ertelenmesi, yeni dosya kabul etmemek ve daha az kağıt ile daha fazla üretim yapabileceğimiz başlıkları öne almak gibi önlemler aldık. Özetle ‘kaçınılmaz’ olandan kaçmak için mücadele ediyoruz. Bakalım nereye kadar nefesimiz yetecek.”
NE YAPMALI?
Peki yayınevleri bu durumdan nasıl kurtulacak? Öztürk, “Bu süreçte benzer kaygıları ve dertleri olan yayıncıların birbirleriyle ve okurlarıyla daha fazla dayanışmasına ihtiyaç var. Maalesef şöyle tedbirler aldık ve bu zorlu süreçten çıktık diyebileceğimiz reçetelerimiz yok. Tek yol dayanışma” derken Küçükünal şunları söylüyor: “Sektör olarak birlikte hareket etmek, örgütlenmek gerekiyor. Orta ve uzun vadede mutlaka kağıtta ve diğer matbaa ürünlerindeki dışa bağımlılığa son verilecek adımlar atılmalı. Yayıncılık teşviklerinin belirlenmesi ayrıca önemli. Örneğin kitapta KDV kalktı ama matbaa maliyetlerinde yüzde 18 KDV uygulanıyor. Matbaadaki KDV oranlarının düşürülmesi, mümkünse sıfıra çekilmesine öncelik verilebilir. Dağıtımcıların tekelleşmesi, bu tekelleşmenin yayıncıları daha fazla indirime zorlaması, 6-8 aya çıkan sürelerde yayıncılara ödeme yapılması ve bunun neticesinde oluşan ciddi finansman sorunu, benzer şekilde internet satışlarındaki aşırı indirim oranları ile kitabevlerinin yarışmasının mümkün olmaması sektör genelinde yasal bir düzenlemeyi zorunlu kılıyor.”