Ekonomik gidişat vatandaşa nefes aldırmıyor!

Ülkemizde her geçen gün kötüleşen ekonomik koşullar vatandaşın alım gücünü derinden etkiliyor. Pazarda tane hesabı ile meyve ve sebze alan vatandaş, kıyafet için de ikinci el kıyafet tezgahlarına yöneliyor

16 Ocak 2025 - 15:14

“Geçinebiliyor musunuz” sorusu uzun zamandır en sık duyduğumuz ve sorduğumuz soru olabilir. Emekliler, öğrenciler, çalışanlar kısacası yaşamın her alanında herkesin derdi “geçim”. Yetmeyen maaşlar, yüksek kiralar, sürekli zamlanan faturalar adeta nefes aldırmıyor. Ülkenin genel ekonomik havasının vatandaş üzerindeki etkisini görmek için pazarlar önemli yerler arasında. Biz de perşembe günleri kurulan Acıbadem Pazarı ile salı ve cuma günleri kurulan Tarihi Salı Pazarı’na gittik, hem vatandaşlar hem de pazarcı esnafı ile ekonomik gidişatı konuştuk. 

72 YAŞINDA PAZARDA

50 yaşından beri pazarda ördüğü lif, çorap, patik ve hırkayı satan 72 yaşındaki Gülsen Usta, “22 yıldır Kadıköy’de pazarlara gidiyorum. Eşim çok erken vefat etti. Neler çektiğimi ben biliyorum. İki oğlum var. Bekar oğlumla birlikte yaşıyorum. Emekliyim. Bu ay 12 bin TL emekli maaşı aldım. Kiradayım. Evin kirası 10 bin lira. Bugün saat olmuş 15.00. Pazarda daha 200 lira kazandım. Umut dünyası bekliyorum. Alırlarsa kazanacağım. Geçinmek için çalışmam gerekiyor. Tok açın halinden anlamaz. Biz çalamayız. Gayret ederek yaşamaya çalışıyoruz.” diyerek yaşadığı zorlukları anlattı. 

“EVİ OLMAYANA ALLAH YARDIM ETSİN

Pazara alışverişe gelen emekli Fikriye Kamacı ise ev sahibi olsa da ekonomik krizin kendisini nasıl etkilediğini şöyle anlatıyor: “Evim kira değil. İyi ki de evim var. Emekli maaşı ile bir de evinin olmadığı düşüncesi çok zor. Evi olmayana Allah yardım etsin. Her şey çok pahalı. Pazar ile marketi karşılaştırıyorum. Neresi daha uygunsa oradan alıyorum. Pazarda küçük bir kerevizi 100 liraya aldım. Çok pahalı olduğu için fazla bir şey almayacağım. Aldığımı da yarım kilo alıyorum. Ya da tane hesabı yapıyorum. Hayat şartları çok pahalı. Ucuz bir şey kalmadı. Pazar çantası dolmuyor.” 

“KÖY DE ŞEHİR DE PAHALI”

Pazar ve market karşılaştırması yaparak alışveriş yaptığını söyleyen Turgut ve Sevil Gündoğmuş çifti de, “İndirim var mı diye marketlere de bakıyoruz. Olursa oradan alıyoruz. Bugün baktım indirim yoktu. O yüzden pazara geldik. Orada salatalık 100 pazarda 60 lira. Emekli olduğumuz için farklara bakıyoruz. Pazar daha önceki haftalar kalabalıktı. Bugün çok boş. 4 poşete 400 lira verdik. İçindekiler yarım kilo. Artık hiçbir şey yemeyelim mi? Emekli parası ile geçinmek çok zor. Karı koca bankadan emekliyiz. Evimiz de bizim. Ona rağmen şunu al bunu alma diyoruz. İnsanlar artık kaliteye gitmiyor. Ucuzunu bulmaya çalışıyor. Türkiye’nin artık her yeri aynı. Köy de şehir de pahalı.” diyerek yaşadıkları zorlukları anlattı.

“FİYATLARA BAKIP GEÇİYORLAR”

Pazarda 20 yıldır esnaf olarak çalışan Tahir Sevindir de şunları söyledi: “20 yıldır İstanbul’un pazarlarını dolaşıyorum. Yaklaşık 7 yıldır alım olarak daha da düşüklük var. Daha önce 3 kilo domates alınıyorsa şimdi yarım kilo alınıyor. Bir kiloyu bile bulmuyor. Kışın fiyatlar daha pahalı oluyor. Alım gücü de gittikçe düşüyor. Zam üstüne zam geliyor. Vatandaş alamayınca biz de satamıyoruz, geçinemiyoruz. Fiyat yüksekliğinden iki kasayı bitiremiyoruz. Pazar kalabalık oluyor ama alışveriş yok. Fiyatlara bakıp geçiriyorlar. Tahmin ettiğimiz kadar bile satış olmuyor. Kiradayım. İki çocuğum var. Zorlanıyoruz. Durumu iyi olan da artık zorlanıyor.” 

“NARI KESSEM YARISINI ALACAKLAR VAR” 

İlkokulu bitirdikten sonra esnaflık yapmaya başladığını belirten Selçuk Özvarış “İstanbul'da çok ilçeyi gezdim ama genelde Kadıköy bölgesindeyim. Satışlar çok düşük, çünkü insanların alım gücü kalmadı.

 Ekonomik olarak kötü bir dönemden geçiyoruz. Beslenme çok önemli. Ama insanlar her ürünü yarım kilo ya da tane hesabıyla alıyor. Narı ikiye bölsem satsam insanlar onun da yarısını alacak durumdalar.” dedi. Selçuk, “Pazarın bir köşesinde bin kişi varsa bunun yarısından fazlası mutsuz. Herkes cebindeki paranın yetmediğinden şikâyetçi ve haklılar.” şeklinde konuştu. 

Semt pazarlarında ikinci el kıyafet satanların sayısı gün geçtikçe artıyor. Ekonominin kötüye gitmesinden dolayı insanlar ikinci el eşyalara ve kıyafetlere yönelirken, bazıları da ucuza meyve ve sebze almak için pazarın toplanmasını bekliyor. Tarihi Salı Pazarı’nda hem tezgâh sahipleriyle hem de alışverişe gelen insanlarla konuştuk. Yeni yılın ilk ayında da insanlar pahalılıktan dert yanıyor.

“MUTSUZUM ÇÜNKÜ GEÇİNEMİYORUM” 

Pazara ikinci el kıyafet almaya gelen Selen Bumin Kartal, Dragos’ta yaşadığını ve pazara her hafta geldiğini belirterek, “Ekonomik koşullar çok korkunç. İkinci el kıyafet almak için buraya geliyorum.” dedi. Emekli olduğunu ve maaşının geçinmeye yetmediğini söyleyen Kartal, “Mutsuzum çünkü geçinemiyorum. Bu koşullara baktığımızda yüksek gelir ya da düşük gelir bir şey ifade etmiyor. Bazen aldığım ürünleri de satmak durumunda kalıyorum. Emekliyim ve geçinmekte zorlanıyorum. Bu şartlarda ekonomik dengeyi kurmaya çalışıyorum. Yani hiçbir restorana gidip rahat yemek yiyemiyoruz. Enflasyon ve pahalılık bizi gün geçtikçe daha da zor bir duruma sokuyor.” diye konuştu.

“KAZANDIĞIMLA FATURALARIMI ÖDÜYORUM”

Pazar esnafından Seher Dönmez ise uzun yıllardır müşteri olarak geldiği pazarda son bir buçuk yıldır esnaflık yaptığını söyledi ve sözlerini şöyle sürdürdü: “11 bin lira maaş alıyorum ama 15-16 bin lira kira ödüyorum. Mecburen bu işi yapıyorum. 50, 100 ve 150 TL’ye ürün satıyorum. Buradan kazandığım parayla da faturalarımı ödeyip mutfak masrafımı karşılamaya çalışıyorum.”  

Dönmez, müşteri potansiyelinin arttığını ancak son beş haftadır işlerinde bir durgunluk yaşandığını söyleyerek pazarın genel halini şu sözlerle anlattı: “İnsanlar artık tabak çanak gibi eşyaları bile toplamak zorunda kalıyor. Ben burada görüyorum. İnsanlar pazarın toplanmasını bekliyor ki ucuz ürün alabilmek için. Burada yere konulan ürünleri toplarlarken de üzülüyorum.”  

“YENİ ÜRÜN ALMAK MÜMKÜN DEĞİL”

Hale Topal da İstanbul’da yaşamanın zorluklarından bahsederek şunları söyledi: “İki çocuğum var. Eşim burada çalışıyor ve kirada oturuyoruz. Şu anda 20 bin lira kira ödüyoruz ama bu fiyatın artacağı söyleniyor. Artık aldığımız maaşlarla geçinmek için çabalıyoruz.” dedi. Topal, içinde bulundukları ekonomik durumu şöyle anlattı: “Hayat şartları çok zorlaştı. Mağazadaki fiyatlar ekonomik dengemizi çok etkiliyor. Alışveriş yaparken dikkatli olmalıyım. Mecburen ikinci el kıyafetleri tercih ediyoruz çünkü yeni ürünler almak artık mümkün değil. Ülkenin ekonomik durumu hiç iyiye gitmiyor. Ama gelecekle ilgili umudumu yitirmek istemiyorum.”

Emekli Işıl Özer ise “Yoksulluk sınırının altında yaşamak her geçen gün daha da zorlaşıyor. Asgari ücretle geçinenler için hayat daha da zorlaşıyor. En kısa sürede bu kötü ekonomik durumdan kurtulmayı diliyorum.” dedi.

 


ARŞİV