Bundan tam 160 yıl öncenin ABD’sinde grev esnasında feci şekilde yaşamlarını yitiren kadın işçilerin anısına kabul edilen 8 Mart Dünya Kadınlar Günü ve Kızılderililerin kabiledeki gelir adaletsizliğini ortadan kaldırmak için düzenledikleri değiş-tokuş geleneği Potlaç… Onlarca yıl öncesinin bu iki konusu, bugünün Kadıköy’ünde bir gazete haberi olarak karşınıza çıkıyor. 8 Mart vesilesiyle, ürün üreten, ürünlerini bizzat satışa sunan, ekonomik gücünü kanıtlayan ve kadın dayanışması sergileyen Kadıköylü Potlaç kadınlarının hikayesine kulak verin;
Bankacılık, borsa, finans sektörlerinde çalıştım. En son desen ve grafik tasarımı yapıyordum. Fakat kurumsal hayattan sıkılıp, cam ürünler yapmaya başladım. İki sene ustalardan cam eğitimi aldım. Sonra bir gün Potlaç’ı duydum. Başvurdum ve katıldım. Potlaç geçen sene kendim için yaptığım en önemli şeydi. Cam yapıyordum, evde tezgâh kurmuştum ama nasıl satış yapacağımı bilemiyordum. Potlaç bunun için harika bir fırsat oldu. Burada ürünlerimin beğenildiğini ve satış da yapabildiğimi gördüm. Potlaç kadınların bir dayanışma ağı. Burada kadın arkadaşlarla tanışıp kaynaşıyoruz. Bu proje, emek ve dayanışmanın ve kadının gücünü de gösteriyor. Birlikten güç doğar ve biz bunu burada yapıyoruz. Kendimizi ve ürünlerimizi küçümsememeliyiz. 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nde kadınlara şunu söylemek isterim; kadınlar birey olduklarını ve güçlerini fark etsinler artık. Kendi sözleri ve varlıklarıyla ayakta durabilmeliler. Atatürk’ün bize sunduğu imkân ve değerlere sahip çıkmalıyız. Kadınlar kendilerini de emeklerini de sevsinler. Kendilerine güvenmekten vazgeçmesinler.
Özel gün, nikâh şekeri, sandalye süslemeleri işi yapıyordum, sonra ahşap boyamaya başladım. Ürünlerim ilgi görünce sipariş üzerine çalışmaya başladım. Kadıköy Kent Konseyi’nin bir etkinliğinde Potlaç’ı duydum, başvurdum, katıldım ve Potlaç serüvenim böyle başlamış oldu. Moda’da açtığımız stantlarda yoğun ilgi gördüm, bu Potlaç Dükkân’da da her şey çok iyi gidiyor. Hem ürünlerimi geliştirdim hem çok sayıda kadın arkadaş edindim. Burada çok güzel bir kadın dayanışması var. Üreten güçlü kadınlar buradayız ve birbirimize destek oluyoruz. Emeğimin görünür olması, beğenilmesi ve maddi bir değerinin olması beni daha güçlü hissettiriyor. Çevremden de olumlu tepkiler aldıkça daha da onore oluyorum. El emeği üreten kadınlar evde oturmasınlar, ortaya çıksınlar, ürünlerini sunsunlar.
Ev hanımıyım, iki çocuk annesiyim. Nakış, ahşap gibi çeşitli kurslara katılarak kendimi geliştirmeye çalıştım. Atık malzemelerden geri dönüşüm ürünleri, dekoratif eşyalar yapıyorum. Sıcak su torbası yerine geçebilecek buğday, tuz yastık üretiyorum. Potlaç, kadınların hayatında pek çok şeyi değiştirdi. Mesela benim yaşadığım bölge Fikirtepe’de pek çok kadın çocuklara baktığı için evden pek dışarı çıkamıyor ama evde nakış gibi çok şey üretiyor. Potlaç onlar için bir fırsat oldu. Burada ürünlerimizden para kazanmak elbette güzel ama ondan ziyade dostluk güzel… Mesela Moda’da stant açan Potlaç katılımcısı bir anne, engelli oğluyla gelip, hem satış yapıyor hem de sosyalleşiyordu. Biz burada kadın dayanışmasından da öte, adeta bir ‘kadın ailesi’ olduk. Potlaç özgüvenimi yerine getirdi. Çünkü bu işe ilk giriştiğimizde kimse bir şey yapamayacağımızı düşünüyordu oysa geldiğimiz noktaya bakın… Kadınlar isterse yapamayacağı şey yok. 8 Mart vesilesiyle tüm kadınları hem kadın birlikteliği hem de emeklerinin değer kazanması için Potlaç’a davet ediyorum.
POTLAÇ'TA NELER YAPILDI