"Emeklilikte adalet istiyoruz!"

Emeklilikte Adalet Derneği’nin Kadıköy’de yaptığı açıklamada, “Emeklilik sistemi tüm toplum vicdanını rahatlatacak şekilde kademeli olarak yeniden düzenlenmelidir” denildi

13 Ocak 2025 - 12:12

Kadıköy İskele Meydanı her hafta farklı sivil toplum örgütlerinin basın açıklamasına ev sahipliği yapıyor. Geçen hafta maaşlarındaki düşüklüğe tepki gösteren emeklilerin taleplerini yükselttiği meydanda 12 Ocak Pazar günü ise 8 Eylül 1999’dan önce sigorta girişi olanları kapsayan düzenlemenin dışında kalarak emekli olamayanlar vardı. Emeklilikte Adalet Derneği’nin “Emeklilikte Adalet ve Kademeli Emeklilik”  talebiyle düzenlediği basın açıklamasında “hak, hukuk, kademe”, “direne direne kazanacağız” sloganları atıldı. Emeklilik düzenlemesinde adalet isteyenler adına basın açıklamasını Emeklilikte Adalet Derneği Başkanı Mihriban Uğurlu okudu. 

Hükümete haklı davalarını anlatana kadar yılmadan usanmadan gerekirse her ilden her semtten seslenmeye devam edeceklerini söyleyen Mihriban Uğurlu, “Çünkü çok haklıyız. Alın terinin peşinde koşan emekçileriz. Bu ülkenin çalışan, üreten vatandaşları olarak, emeklilik üzerine büyük STK olarak bu konuda sayın Bakanımız Vedat Işıkhan’dan 1 senedir randevu alamıyoruz. Madem görüşmüyor, randevu vermiyor biz de alanlarda kendisini bol bol anacağız ve sesimizi duyuracağız.” dedi. 

“YAPILAN ADALETSİZLİK”

 “8 Eylül 1999 öncesi çalışanların ödediği primler, bizim primlerimizden daha mı kıymetli?” diye soran Uğurlu, “Onlar 38-43 yaşında emekli edilirken, neden bizler 10-15 yıl daha çalışmaya mahkûm ediliyoruz. Yaşı küçük ve primi az olanlar emekli edilirken, yaşı büyük ve primi fazla olanların çalışmaya zorlanması, adalet duygusunu zedelemiyor mu? Bu, dünyada eşi benzeri olmayan bir adaletsizliktir. Alınan bu karar, milyonlarca emekçinin hakkını göz ardı etmek anlamına geliyor. Üstelik ülkemiz gerçeklerini göz önüne aldığımızda, iş hayatında kalmanın önemi kadar, bu sürecin adil bir şekilde yürütülmesi de gereklidir. Özel sektör, 44 yaş üstü çalışanlar için iş olanağı yaratmakta isteksizdir. Kamu sektöründe de benzer kriterler geçerlidir.” diye konuştu. 

Mihriban Uğurlu, “EYT yasası mecliste oy çokluğu ile kabul edilmiş bir yasadır. EYT yasası dışında kalan bizler erken emeklilik hayalinde değiliz. Hatta bir çoğumuz EYT yasası ile emekli olanlardan çok daha büyük yaşlardayız ve çok daha fazla primliyiz. Bizden küçük ve primi az olan çalışanların emekli oldukları ortamda çalışma hayatına devam etmek, çalışma barışımızı bozmuştur. Kademesiz düzenleme anayasal eşitliğe, sosyal güvenlik anlayışına ve en önemlisi hiçbir vicdana sığmayacak büyüklükte bir adaletsiz durum meydana gelmesine sebep olmuştur.” şeklinde konuştu. 

“BORÇLU DEĞİL ALACAKLIYIZ”

Uğurlu sözlerini şöyle bitirdi: “Talebimiz bu sistemin adil, makul ve ölçülü kademe ile tüm toplum vicdanını rahatlatacak şekilde kademeli olarak yeniden düzenlenmesidir. Anayasa Mahkemesi’nin 34. maddesinde ‘SGK giriş tarihi bakımından aralarında 1 gün fark bulunan iki vatandaş arasında, uygulanacak olan emeklilik yaş kademesi 2 seneden fazla olamaz.’ diyor. 1 gün eşittir 24 saattir, 17-20 sene değil. Tüm illerde basın açıklaması yapacağız, İstanbul, Ankara’da büyük mitingler yapacağız. Sokak sokak gezip broşür dağıtacağız. Tüm adaletsizlik yaşayan mağdur arkadaşlarımıza ulaşıp susmayacağız. Çünkü borçlu değil alacaklıyız.”

“HAKKIMIZ OLANI İSTİYORUZ”

Açıklamaya katılanlara görüşlerini sorduk. 2000 yılında işe başladığını, emekliliğe 16 yılı olduğunu düşündükçe mutsuz olduğunu söyleyen Cihan Sezer şöyle devam ediyor: “Emeklilikteki mağduriyetin giderilmesi için buradayım. Büyük bir mağduriyet var. Verdikleri ücret zaten yetersiz. Ülke genelinde asgari ücret uygulanıyor. Emekliler de çok zorlanıyor. Sadece kademeli emeklilik için değil insanca yaşanacak ücretler için de buradayız.” 

Bir ayla EYT’yi kaçıran Filiz Akkaya ise şunları söyledi: “1999 Ekim girişliyim. 26 yıldır hizmet veriyorum. 10 bin prim iş günüm var. Ama emekli olamıyorum. Eşim de aynı durumda. Bu hak değil. Çözüm bekliyoruz. 46 yaşındayım, 58 yaşını beklemek zorundayım. Sadaka değil hakkımız olanı istiyoruz.”


 


ARŞİV